27 Şubat 2018 Salı

Başbakan Binali Yıldırım yerli otomobil için tarih verdi

Yıldırım, "Yerli otomobilin ilk örneğini 2019'da, seri üretimi 2020-2021'de bitirmiş olacağız" dedi

Başbakan Binali Yıldırım, partisinin 6. Olağan İl Kongresi'nde önemli açıklamalarda bulundu.

Yıldırım, burada yaptığı konuşmada, "Dünyanın en güçlü ekonomilerinin bile krize girdiği bir dönemde, Türkiye büyümeye, kalkınmaya devam ediyor. Ekonomide seferberlik ruhuyla başladığımız 2017 rekor büyümesi, ihracat ve istihdam artışıyla devam ediyor." dedi.

Her zaman milletle birlikte yürüdüklerine işaret eden Yıldırım, şöyle konuştu:

İstiklalimizi, Cumhuriyetimizi ve demokrasimizi tehdit eden bütün şer odaklarına karşı mücadelemiz devam edecek. Türkiye Cumhuriyetini artık hiç kimse, hiçbir güç darbeyle, terörle, tuzaklarla durduramayacak, yürüyüşünü kesemeyecek. Türkiye'nin ekonomisi sağlam, istikrarlı. Yıllardır atlattığımız nice badirelere rağmen kararlı bir şekilde yolumuza devam ediyoruz."

YERLİ OTOMOBİLDE SERİ ÜRETİM 2020'DE

Türkiye'nin üretim kapasitesinin artırılmasına yönelik çalışmalar yaptıklarına işaret eden Yıldırım, şunları kaydetti:

"Hükümet olarak üretim kapasitemizi, rekabet gücümüzü, araştırma geliştirme kapasitemizi daha da arttıracağız. Teknoloji transferini hızlandırarak yerli ve milli ürünleri daha çok üreteceğiz. Yerli otomobilin ilk örneğini 2019'da, seri üretimi 2020-2021'de bitirmiş olacağız."

"ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ"

Türkiye için çalışmaya devam edeceklerini vurgulayan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İnşallah 2019'da ülkemizi, milletimizi hak ettiği yere getirmek için canla başla çalışmaya devam edeceğiz; Türkiye'nin birliği için, beraberliği için, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet ülküsü için canla başla liderimiz Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde..."

"TÜRKİYE DİMDİK AYAKTA"

Başbakan Binali Yıldırım, AK Parti Bursa 6. Olağan İl Kongresi'ne katılmak üzere geldiği TOFAŞ Kapalı Spor Salonu önünde bekleyen vatandaşlara hitap etti.

Sözlerine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selamını getirdiğini belirterek başlayan Yıldırım, AK Parti kongrelerinin adeta bir şölen, düğün, miting havasında geçtiğini ifade etti.

Başbakan Yıldırım, "Allah sizlerden razı olsun. Bu sevginiz, coşkunuz, muhabbetiniz daim olsun. Birliğimiz, kardeşliğimiz daim olsun." diyerek, şunları kaydetti:

"Türkiye, bölgede var olan sıkıntılar, terör, kaos, Suriye'de, Irak'ta iç savaş, bütün bu olumsuzluklara rağmen dimdik ayakta. Milletimiz sayesinde. AK kadrolar, 15 yıldır bir yandan kumpaslara, darbelere, vesayet odaklarına meydan okurken, mücadele verirken, diğer yandan da Türkiye'nin kalkınması için, büyümesi için, Cumhuriyetimizin 2023, 100. yıl hedeflerini yakalamak için liderimiz Recep Tayyip Erdoğan'ın önderliğinde, kararlı adımlarla yoluna devam ediyor. Ne dedik, 'Durmak yok yola devam.' Bursa hazır mısın? 2019'da yeni bir destan yazacak mıyız? Allah sizden razı olsun. Bursa işi bitirmiş, maşallah. Osmanlı'nın torunları, Osmanlı'nın doğduğu, sırtını Uludağ'a vermiş Bursa'nın güzel insanları, Allah sizden razı olsun. Sağ olun, var olun, Allah'a emanet olun. Biz de sizi seviyoruz. Başım, gözüm üstünde yeriniz var. Allah hepinizden razı olsun."


İnternetten taksi çağırma uygulamaları trafiği artırıyor

Araştırmalar, Uber ve Lyft gibi internet üzerinden taksi çağırma uygulamaları gibi seçeneklerin olmaması halinde, yürümenin, bisikletin veya toplu taşıma araçlarının tercih edileceğini gösteriyor

ABD'de yapılan araştırmalar Uber, Lyft gibi internet üzerinden taksi çağırma uygulamalarının kent içi trafik yükünü arttırdığını ortaya koyuyor.

Boston şehrinde geçen yıl yapılan bir çalışmada, taksi çağırma uygulaması kullanan 944 kişiye 4 hafta boyunca araç kullanım alışkanlıkları konusunda bilgi vermeleri istendi. Araştırmaya katılan her 10 kişiden 6'sı eğer taksi çağırma uygulaması olmasaydı, gidecekleri yere toplu taşımayla, yürüyerek veya bisikletle gideceklerini ya da yolculuktan vazgeçeceklerini bildirdi.

Araştırmada ayrıca katılımcıların, şirketlerin iddiasının aksine, uygulamayı otobüs veya metro hatlarının olmadığı yerlerde veya transfer noktalalarına bağlanmak için değil, bilakis toplu taşıma imkanının bulunduğu yerlerde, toplu taşımaya alternatif olarak kullandığı tespit edildi.

Öte yandan geçen yıl aralık ayında yayımlanan bir başka araştırmada, New York'ta trafiğin en yoğun yaşandığı Manhattan bölgesinde taksilerin ve taksi çağırma uygulamaları için çalışan araçların, trafik yoğunluğunun temel sebebi olduğu tespiti yer aldı. Araştırmada, bu tür araçların müşteri bulmak için yaptığı boş seferlerin bölgedeki trafik yoğunluğunu arttırdığına dikkat çekildi.

Haziran ayında yayınlanan, San Francisco'daki trafik yoğunluğunun ele alındığı diğer bir araştırmada ise kentte taksi çağırma uygulamalarıyla normal bir hafta içi günde ortalama 170 bin sefer yapıldığına ve bunun olağan ticari taksi seferlerinden 12 kat fazla olduğuna işaret edildi.

San Francisco'da şehir içi hafif raylı ulaşımı kontrol eden Körfez Bölgesi Hızlı Transit Sistemi'nce yayınlanan raporda, vatandaşların taksi çağırma uygulamalarına yönelmesi sebebiyle hafta sonu ve iş giriş-çıkış saatlerinde tren kullananların sayısında belirgin bir düşüş olduğu belirtildi.

Geçen ekimde ülkenin en büyük metropolleri Boston, Chicago, Los Angeles, New York, San Francisco, Seattle ve Washington D.C'yi kapsayan bir araştırmada, 4 binden fazla yetişkin katılımcının verdiği yanıtlar taksi çağırma uygulamalarıyla yapılan yolculukların yüzde 49'u ila yüzde 61'inin, böyle bir seçeneğin var olmaması halinde yürüyerek, bisikletle veya toplu taşıma araçlarıyla yapılacağını ortaya koymuştu.

Öte yandan Uber ve Lyft sözcüleri, araştırma sonuçlarına verdikleri yanıtlarda, taksi çağırma uygulamalarının toplu taşıma araçlarına veya ticari taksilere değil, kullanıcıların şahsi binek araçlarını kullanmalarına alternatif sağlayarak trafikteki araç yoğunluğunu azalttığını savunuyor.

Fiat, 2020'ye kadar dizel üretimine son vereceğini açıkladı

İtalyan-ABD ortaklığındaki otomotiv markası Fiat'ın, 1 Haziran'da açıklanacak 4 yıllık plan kapsamında, dizel otomobil üretimine son vereceğini açıkladı.

Financial Times'ın haberine göre, Fiat'ın yanı sıra Ram, Dodge, Chrysler, Maserati ve Alfa Romeo markalarının sahibi olan FCA, dizel arabalara veda edecek son marka oldu.

Daha önce de Toyota dizel otomobil üretimine son vereceğini açıklamış, Porsche da geçen hafta dizel teknolojisini yakın dönemde kullanmayacağını duyurmuştu.

Volkswagen'ın emisyon skandalı sonrası Avrupa'da dizel otomobilin sektördeki payı giderek düşüyor. Geçen yıl dizelin payı yüzde 8 azalarak yüzde 44'e geriledi.

FCA'nın sattığı araçların yüzde 40'ı dizelle çalışıyor.


Türkiye'de satılan en ucuz sıfır otomobiller

Yeni yılla birlikte, yeni özelliklerle satışa sunulan araçları bekleyen otomobil meraklıları, beklediği fiyatları göremedi. Peki en uygun fiyata sahip sıfır modeller hangileri? İşte Türkiye'de satılan en ucuz sıfır otomobiller ve fiyatları...

Marka: Dacia
Model: Sandero Ambiance 1.0 Sce 75 bg
Fiyat: 53.900 TL

Marka: Hyundai
Model: i10 1.0 D-CVVT JUMP (Benzinli)
Fiyat: 61.500 TL

Marka: Fiat
Model: Panda Popstar 1.2 69 HP
Fiyat: 62.900 TL

Marka: Skoda
Model: Fabia 1.0 75 PS Ambition
Fiyat: 63.000 TL

Marka: Renault
Model: Clio Joy 1.2 75 bg
Fiyat: 64.800 TL

Marka: Renault
Model: Symbol Joy 1.0 SCe 75bg
Fiyat: 64.900 TL

Marka: Dacia
Model: Sandero Stepway Turbo 90 bg
Fiyat: 66.000 TL

Marka: Kia
Model: RİO HB
Fiyat: 67.500 TL

Marka: Hyundai
Model: i20 1.2 MPI JUMP (Benzinli)
Fiyat: 69.800 TL

Marka: Fiat
Model: Egea Easy 1.4 Fire 95 HP
Fiyat: 68.900 TL

Marka: Ford
Model: Fiesta – Trend 1.1 L M/T
Fiyat: 69.000 TL

Marka: Opel
Model: Corsa Essentia 1.2 70 HP Manuel Şanzıman MT-5 (Benzinli)
Fiyat: 69.900 TL

Marka: Toyota
Model: Yaris (yeni) 1.0 Life
Fiyat: 64,750 TL


25 Şubat 2018 Pazar

Ford’un yerli aracı Custom, 2019’da elektrikli hibrit versiyonu ile karşımızda olacak

Elektrikli araçların piyasada ivme kazanmasıyla büyük otomobil üreticilerinin ne yapacağı merak konusu haline gelmeye başlamıştı. Dünyanın otomotiv devlerinden olan Ford‘un bir hibrit model piyasaya sunmak yerine, yaptığı yatırımı tek seferde yaparak tüm araçlarını zamanı geldiğinde elektrikli modellerle değiştirmeyi istediği konuşuluyordu. Ford, ilk elektrikli otomobilini 2020’den önce piyasaya sürmeyeceğini de söylüyordu.

Ford Motor Company’nin ağır ticari araç küresel mühendislik merkezi olan Ford Otosan‘ın Genel Müdürü Haydar Yenigün, Gölcük fabrikasında Custom’ın kapasitesini artırmak üzere yatırım yaptıklarını ve Custom PHEV (Plug-in Hybrid Electrical Vehicle) modelinin 2019’da pazara sunulacağını söyledi.

Ford Otosan Tourneo Custom ile Transit Custom’ın hibrit versiyonlarını üretecek, ayrıca Tourneo Custom PHEV’de hem elektrikli hem konvansiyonel motor yer alacak. Hibrit Tourneo’lar Avrupa’ya ihracatın dışında iç pazarda da satılacak.

Ford Otosan, elektrikli araç üretiminin yanında Türkiye’nin ilk yerli şanzımanını üretmeye hazırlanıyor. 50 milyon euro yatırım yapacak olan şirket, şanzıman ile kamyon üretiminde yerlilik oranını parçada yüzde 90, ciroda ise yüzde 75’e çıkaracak. Ford, böylece tamamen kendi geliştirdiği vites kutusunu kullanacak. Bunun sonucunda da Cargo, Türkiye’nin en yüksek yerliliğe sahip ağır ticari aracı olacak.

Yerli şanzımanın 2020’den itibaren hem manuel hem de otomatik versiyonuyla kullanılacağını da belirtelim.


Çinliler dünya devi Daimler'e ortak oldu

Çinli otomobil devi Gelly başka bir dev Daimler'den 7.3 milyar euro'luk hisse satın aldı! Bu sayede Gelly Avrupa pazarı için emin adımlarla yoluna devam etmiş oldu

Bloomberg´de geçen hafta yer alan haberde Geely şirketinin borsada gerçekleştirdiği alımlarla yüzde 10´un biraz altında bir konuma geldiği yer almış ve Daimler AG ise hisse satın alma işlemini mevzuat dilekçeleri yoluyla doğrulamıştı. Dilekçede ise Geely şirketinin Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Shufu´nun hisseyi yatırım fonu yoluyla satın aldığı belirtildi.

Bu adımla Gelly, Mercedes ve Daimler sayesinde Avrupa otomobil pazarına giriş yapmış oldu. Landesbank Baden-Wuerttemberg şirketinden  Stuttgart merkezli analist Frank Biller konuyla ilgili, “Daimler AG´de bir Geely hissesi, şirketin elektrikli araçlar gibi yeni uzmanlıklar  kazanabilmelerine yardımcı olacak işbirliğine olan inancını gösteriyor. Aynı zamanda bu anlaşma, Daimler için Çin´de yeni bir yol açıyor” dedi.

Çinli Gelly markasının bundan öncede otomotiv firmalarına yatırımları olmuş. 2010 yılında Ford’tan Volvo Cars’ı satın alan marka sonrasında da  2012 yılında da İngiliz taksi üreticisi The London Taxi Company’i de almıştı.





Yeni otomobile bakanlık denetimi

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, piyasaya ilk defa arz edilen yeni araçların güvenli olup olmadığını denetleyecek, şartları karşılamayanlara yönelik tedbir uygulayacak.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının otomotiv ürünlerine ilişkin piyasa gözetimi ve denetimine (PGD) yönelik yönetmeliği Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Söz konusu yönetmelik, bakanlığın sorumluluğunda bulunan otomotiv ürünlerinin piyasa gözetimi ve denetimine yönelik usul ve esasları belirliyor.

Buna göre, otomotiv ürünlerine yönelik PGD faaliyetleri kapsamında bakanlık; piyasaya ilk defa arz edilen yeni araçların ve otomotiv ürünlerinin ilgili teknik düzenleme gereklerini sağlayıp sağlamadığı ve güvenli olup olmadığını denetleyerek, güvenli olmayan ürünlerin güvenli hale getirilmesini temin ve gerektiğinde her türlü idari tedbiri almaya yetkili olacak.


LÜKS sınıfta Avrupa’da ilk kez Tesla, Mercedes, BMW ve Audi’yi geride bıraktı

2017 yılında Tesla Model S, Mercedes S Serisi ve BMW 7 Serisi’ni geçerek üst sınıfta en çok satan model oldu. Bu durum daha önce Amerika’da yaşanırken Avrupa’da Tesla ilk kez böyle bir başarı elde etti.

JATO Dynamics’in verilerine göre 2017 yılında Tesla Model S’in Avrupa satışları yüzde 30 artarak 16 bin 132 adede yükselirken, yüzde 100 elektrikli olmayan Mercedes S Serisi’nin satışları yüzde 3 artışla 13 bin 359 adet olarak gerçekleşti. Aynı dönemde BMW 7 Serisi’nin satışları ise yüzde 13 düşerek 11 bin 735 adet oldu.

TESLA’YA KARŞI HAREKAT

Amerika’da ise Tesla 28 bin 800 adet Model S satarken, en yakın takipçisi 16 bin 275 adetle Cadillac XTS oldu. JATO Dynamics analisti Felipe Munoz, “Bu Mercedes gibi geleneksel markalar için alarm sinyalinin çalması anlamına geliyor. Daha küçük bir marka olan Tesla kendi evlerinde onları yendi” açıklamasını yapıyor.

Avrupalı markalar Tesla’ya karşı araç geliştirmek için hummalı bir çalışma içinde. Bu modeller arasında Porsche Mission E, Jaguar i-Pace ve Audi’nin Cenevre fuarında sergileyeceği E-Tron isimli SUV öne çıkıyor. Ayrıca 2020 yılında Mercedes S Serisi’nin yüzde 100 elektrikli versiyonu da yollara çıkacak.


Bu araçlara dikkat! Trafikten men edilecek

Kusurlu araçların üretici tarafından geri çağırılmasını zorunlu kılan düzenleme yürürlüğe girdi. Sorunu gidermeyen araçlar trafikten men edilebilecek

Gelişmiş dünya ülkelerinde şahit olduğumuz birçok standart bundan sonra Türkiye otomotive sektöründe de geçerli olacak. Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlanan “Otomotiv Ürünlerine İlişkin Piyasa Gözetimi ve Denetimi Yönetmeliği” ile piyasaya arz edilen yeni araçların teknik düzenlemelere ve güvenlik gereklerine uygun olup olmadığının denetlenecek.

Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada; araçların karayolu trafik güvenliğine katkı sağlanması hedefiyle böyle bir düzenlemeye gidildiği belirtildi.

ÜRETİCİ HATASINI TELAFİ EDECEK

Açıklamada; firmalar tarafından yürütülen ve Bakanlığın koordinasyonunda gerçekleştirilen gönüllü geri çağırma faaliyetlerine ilişkin prosedürün yönetmelikte detaylı olarak tanımlandığı belirtildi.Yönetmelikle piyasaya arz edilen yeni araçların ve otomotiv ürünlerinin ilgili teknik düzenlemelere ve güvenlik gereklerine uygun olup olmadığının denetlenerek, karayolu trafik güvenliğine katkı sağlanmasının hedeflendiği ifade edildi.

MERAK EDİLENLER

Açıklamada, yönetmeliğin getirdiği yeniliklere ilişkin şu bilgilere yer verildi:

“Üreticilerin, geri çağırdığı araçların internet sayfasından sorgulanmasını sağlayacak alanları oluşturması zorunlu hale getiriliyor. Yapılan ilan ve bildirimlere rağmen yükümlülüğünü yerine getirmeyen araç sahipleri için aracın trafikten geçici veya sürekli olarak men edilmesi veya periyodik muayenede kusurlu olarak değerlendirilmesi sağlanabilecek. Gönüllü geri çağırma faaliyetlerine konu olacak önlemler üreticinin talebi, ürünün özelliği ve piyasadaki yaygınlık durumu gibi kriterler göz önünde tutularak yapılacak risk değerlendirmesi sonucuna göre sınıflandırılacak ve Bakanlığımız tarafından onaylandıktan sonra ilgili firmalar tarafından uygulanacaktır.”


VW’den yeni bir otomobil markası: Cupra

Alman Volkswagen Grubu’nun markalarından İspanyol Seat, daha önce sportif modellerinde kullandığı Cupra ismini bağımsız bir marka haline getirdi

Cupra, artık Seat logolu değil, kendine ait logosu olan bir marka olarak, standart modifiyeli sportif Seat’lar olacak. Fakat, Cupra versiyonlu Leon’lar o kadar sevilmiş ve gençlerin rüyası olmuştu ki, artık Cupra’nın AMG, M, Audi Sport gibi markalaştırılmasına karar verildi.

Kendine özel logosu, sofistike ve performans odaklı tasarımı ve elbette VW Grubu’nun en güçlü motorlarıyla donanmaya başlayacak olan Cupra’ların ilk şaşırtıcı şekilde bir SUV, yani Ateca oldu...

4Drive sistemine sahip ve yepyeni bir 7 ileri DSG şanzımana sahip, 300 beygir gücündeki 2.0 TSi motorlu Cupra Ateca’yı, TCR yarışlarında koşacak olan Cupra TCR takip edecek. Markanın TCR serisindeki ilk resmi yarış otomobili olacak olan bu canavarın yanında Cupra model ailesinde Leon Cupra R ST gelecek. Evet, bu bir station wagon, fakat hızı ve sportif sürüşü seven ailelerin station wagon’u…

Cupra ailesinin en küçük modelleri ise 2019 için planlanan Ibiza ve Arona olacakmış…
Yani Barcelonalı genç matadorların geleceği için şimdiden rengarenk diyebiliriz…
Citroen’in lüks DS versiyonları nasıl şimdi bir markaya dönüştüyse, Seat’ın da en sportif şekli Cupra artık ayrı bir marka… Elbette, Seat yönetimine bağlı, elbette VW Grubu içinde, Porsche Holdings’in malı bir marka, fakat yine de bağımsız gibi görünen bir marka… Ve elbette tüm grubun ulaşılması en kolay tam sporcu otomobillerinin Cupra logolu olacağını söylememiz gerekiyor!..

Gelecekte, sadece modifiyeli Seat modelleri gibi değil, ayrı modeller de ortaya çıkaracak olan Cupra, özgün yüksek performans karakteriyle, sanıyoruz, gelecek yıllarda en çok konuşacağımız markalardan biri olacak.

Otomobil (hastalarının) meraklılarının markası olmak isteyen Cupra, Avrupa’da ilk etapta 260 noktada satışa çıkacak. Ayrıca Seat’ın Seat Sport denilen tüm motorsporları ve yarış birimleri de Cupra çatısı altında toplanacak.
Cupra’nın birlikte çalışacağı hassas üretimleriyle ünlü L.G.R., Trakan ve Fabike gibi stüdyo ve yarış garajlarının yanında Dainese ve Ninco gibi yarış tutkusunu paylaşacağı ürünler de ortaya çıkaracak.

Cupra Ateca

Bugüne kadar sadece premium Alman markaların bulunduğu bir sportif SUV segmentine giriş yapacak olan Cupra Ateca, gündelik kullanıma uygun sert sportif özelliklerle donanmış. dert çekerli olması, yeni geliştirilmiş 7 ileri DSG ve 300 beygir gücündeki 2.0 TSi motorunun yanında Otto Particule Filtre Sistemi gibi yepyeni bir egzost sistemiyle n yeni emisyon standartlarına uyum gösteren salım değerlerine de sahip olacak. 4Drive sisteminin Normal, Sport, Individual, Snow, Off-Road ve tabii ki Cupra modu, Ateca’nın en önemli kozu… Sürüş profilinde Cupra modu seçildiğinde önce motorun sesi daha sportif homurtulara dönüşüyor, sonra adaptif suspansiyon yani Dinamik Şasi Kontrolü sertliğe doğru ayar değiştiriyor…

Ön panjurunun üstündeki Cupra logusunun etrafındaki parlak siyah bal peteği doku, altta mat aluminyum CUPRA yazısının otomobilin sportifliğini ilk bakışta kabul ettirdiğini de söyleyelim. Tavan rayları, yapı aynaları, cam çerçeveleri, yan eşikler, jantlar, spoilerlar, ön panjur ile arka difüzör çerçeveleri için de parlak siyah seçilmiş… Hoşgeldin aydınlatmasında zemine yansıyan Cupra yazısı, siyah fren kaliperleri, sportif arka tampon, bakır Cupra logoları, dörtlü egzost çıkışı, 19 inçlik elmas kesim alaşım jantlar, aslında sadece dinemizmi değil şık tasarımını da vurguluyor.
Kabin içindeki Alcantara döşeme ve kaplamalar, aluminyum plakalar üzerinde parlayan Cupra logoları, yanlardaki karbon fiber efektli parçalar, sportif deri kaplı direksiyon simidi ve vites topuzu, diğer piano siyahı parlak konsol ve aluminyum pedal takımı da dikkat çekiyor.

Bu Ateca’nın sportif tekniğinin yanında standart olarak sunduğu yüksek teknolojik donanımı da çarpıcı: 360 derece tepe görüşü sunan kamera sistemi, GSM sinyal güçlendiricisi, anahtarsız giriş ve marş sistemi, 8 inçlik navigasyon ekranı, adaptif suspansiyonu, dijital gösterge ekranı, park yardım sistemi…

Bir de Performance Pack olarak sipariş ederseniz 18 inçlik jantların altında Brambo performans fren sistemi görülebiliyor. Karbon Fiber dış paketteki arka spoiler ve dış aynalar, kabin içinde konsol da karbon fiber olarak keyifli bir görünüm sunuyor. Tek eksiklik, şu an için vücudu tam saran özel Cupra spor koltuklarının sunulması… Çok iyi ve hassas tepki veren direksiyon sistemi, aşağıya çekilmiş ağırlık merkezi, dinamik suspansiyonu, yüksek yapısına göre fazlasıyla sportif bir sürüş keyfi yaşanacağı iddiasından bahsediliyor. Maksimum hızı 245 km/h, 0-100 km/h akselerasyonu 5.4 saniye ile bu Ateca’nın sportiif bir Seat olmaktan öte, bir yarışçı otomobil olduğunu itiraf edelim.

Cupra TCR, Ibiza, Arona ve Leon Cupra R ST

Cupra markasının Touring Car yarışlarında temsil edecek TCR abartılı bakır süslemeli kompetisyon modelinden, Ibiza ve Arona gibi Seat’ın diğer tüm küçük modellerine kadar çok sayıda fikri şu anda geliştirilmeye devam ediyormuş. Fakat tüm bunların arasında bir süper station wagon tüm dikkatleri üzerinde topluyor… Seat Leon Cupra R ST, Ateca gibi 4Drive 2.0 TSİ 300 HP, sportif DSG şanzımanı, karbon fiberden aerodinamik gövde parçaları, modifiye egzost çıkışı, bakır aluminyum jantları ve performans frenleri ile gören herkesin aklına Audi RS Avant’ların gelmesine neden oluyor…








21 Şubat 2018 Çarşamba

Toyota'dan elektrikli otoda fiyat düşürecek buluş

Toyota'nın bir sonraki elektrikli otomobilinde 20 kat daha ucuz malzemeler kullanılacak

Toyota, elektrikli otomobillerde ihtiyaç duyulan metallerin miktarını yarıya indiren ve araç motorundaki sıkışıklığın önüne geçilmesine yardımcı olabilecek bir mıknatıs tasarladı. Diğer elektrikli otomobil üreticilerinde olduğu gibi Toyota, araçlarının motorunda neodmiyum, terbiyum ve disprosyum isimli nadir toprak metallerini kullanıyor.

Ancak 2025 yılına gelindiğinde artacak olan taleplerle bu metallerden üretilen araçların fiyatlarında büyük bir fırlama gerçekleşecek. Buna şimdiden önlem alan Toyota, geliştirdiği özel mıknatıs sayesinde, nadir bulunan metaller yerine yoğun olarak seryum kullanılacak. Bu sayede toprak metali maliyetleri 20 kat düşürülmüş olacak.

İlerleyen yıllarda nadir bulunan neodimiyum yüzünden çekilecek sıkıntı elektirikli araç piyasasının gelişimi noktasındaki en önemli engellerden biri. Ayrıca bu neodimiyoma ait dünya cevher ihtiyacının yüzde 80’i Çin tarafından karşılanıyor ve bu ülkede geçen yıl yasa dışı madencilik çalışmalarıyla ilgili birçok sıkıntı yaşandı. Yaşanan bu durumlar bir ay içerisinde neodimiyum fiyatlarının yüzde 30 artmasına neden oldu.


Honda'nın Dizeli piyasaya çıktı 121 binden başlıyor

Honda, uzun zamandır beklenen ve üretimi Türkiye'de yapılan Civic Sedan'ın dizel motor seçeneğini tanıttı. Aracın satış fiyatı da belli oldu

Honda, son dönemde kaportalarda yaşanan göçükler nedeniyle otomotiv tutkunları arasında tartışma konusu olurken Japon markanın servis hamlesiyle eleştiriler hafiflemişti. Honda, bu hamlenin hemen ardından 2 yıldır beklenen Civic sedanın dizel versiyonunu Türkiye pazarında satışa sürüyor.

İlk etapta Executive ve Elegance donanım paketleriyle sunulacak olan otomobilin Premium paketi sene sonunda satışa çıkarılacak.

Honda Türkiye Başkanı Takuya Tsumura, yeni modelin tanıtımında yaptığı konuşmada, Civic sedan dizelin Türkiye'de yeni satış rekoru kırmalarına yardımcı olacağını söyledi.

Satışa sunulduğu andan itibaren beğeniyle karşılanan yeni Civic sedanın 2017'de 19 bin 171 adet satıldığı bilgisini veren Tsumura, ayrıca bu modeli ihraç ettikleri ülke sayısının 6'dan 33'e çıktığını, artan talebe karşılık yıl sonunda ikinci vardiya üretime başladıklarını dile getirdi.

2018 HONDA CIVIC DİZEL ÖZELLİKLERİ VE FİYATI NE KADAR?

Honda'nın açıklamasına göre 1.6 elegance dizel 121.000 TL başlangıç fiyatıyla, 1.6 exclusive dizel ise 130.000 TL başlangıç fiyatıyla satılacak. Sunroof, deri koltuk ve navigasyon sistemli dokunmatik ekran ise standart olarak geliyor.

Giriş seviyesi olarak sunulan Premium donanım seviyesinde 16 inçlik alaşım jantlar, otomatik yanan farlar, adaptif hız sabitleme sistemi, ısıtmalı ön koltuklar ve sekiz hoparlörlü 180 Watt gücünde ses sistemi devreye giriyor.

Elegance donanım seviyesinde bunlara ilave olarak Honda Connect bilgi ve eğlence sistemi, çift bölgeli otomatik klima, 17 inçlik alaşım jantlar, ön ve arka park sensörleri ve geri görüş kamerası sunuluyor.

Ürün gamının tepe noktasını oluşturan Executive donanım seviyesinde ise deri döşeme, LED ön farlar, uyumlu akıllı telefonlar için kablosuz şarj, Garmin uydu navigasyon, ısıtmalı arka koltuklar ve 10 hoparlörlü 452 Watt gücünde premium bir ses sistemi sunuluyor.

Dizel motorların Volkswagen skandalı sonrası gündemde daha fazla yer bulmasına neden olan emisyon salınımlarında Honda değerleri 100 km mesafede 91 gram. Araç aynı zamanda her 100 kilometrede 3.4 litre yakıt tüketimine sahip.

6 ileri vitesli manuel şanzımanla satışa çıkacak aracın performans değerleri ise 1.6 litre motorda 4000 devir için 120 beygi gücü ve 2000 devirde de 300 nm olarak açıklandı. Temmuz ayından itibaren 9 ileri otomatik ve hatchback versiyonu da geliyor.

Altı ileri manuel şanzımanla kombine edilen Civic sedan 0’dan 100 km/s hıza 9,9 saniyede ulaşıyor.


2040’ta yollarda 320 milyon elektrikli otomobil olacak

İngiliz akaryakıt devi BP (British Petroleum) ‘Enerji Görünümü’ raporunda önümüzdeki 20 yılda hibrit ve elektrikli araçların petrol talebini ciddi anlamda düşüreceği belirtilerek 2040 yılında yollarda 320 milyon elektrikli otomobil olacağı kaydedildi

Raporda yer alan senaryoya göre 2035 yılında yollarda 190 milyon elektrikli aracın olacağı, sonraki 5 yıl içinde buna 130 milyon yeni aracın ekleneceği belirtiliyor. Hızlı büyüyen gelişen ekonomilerin enerji talebinde itici güç olduğunu, sürücüsüz elektrikli otomobillerin gelecek 20 yıl ulaştırmada devrim yaratmasının beklendiğini bildirdi. Raporda halihazırda tüm dünyada elektrikli araçların sayısının 3 milyon olduğu, bu sayının 2040 yılı itibariyle toplam 320 milyona ulaşmasının beklendiği kaydedildi.

Raporda elektrikli araçların 2040 yılında kadar tüm dünyadaki araçların yüzde 15’ini oluşturacağı belirtilirken, bu oranın toplu taşımada yüzde 30’a yükselmesinin beklendiği vurgulandı.

Eğer akaryakıt devinin bu senaryosu gerçek olursa, 2040 yılından toplam satışların yüzde 25’i elektrikli araçlardan oluşacak. Ancak, hükümetler içten yanmalı motorlara yasak getirirse yeni araç satışlarının yüzde 100’ü elektrikli araçlardan oluşabilir. BP ayrıca, plug-in hibrit satışlarının da 2040 yılına kadar önemli ölçüde artmasını bekliyor.
Raporda ayrıca benzinli modellerin gelecekte var olacağını ama günümüzdeki araçlardan daha verimli olacakları da kaydediliyor. BP’ye göre Avrupa’da araçların gelecekte yüzde 70’ninin 2000 yılına göre yüzde 70 daha verimli ve düşük emisyonda olacak.

PETROL TÜKETİMİ DEĞİŞMEYECEK

Elektrikli araçların yükselişine rağmen, 2016 yılında benzinle çalışan araçların toplamda günlük 18,7 milyon varillik petrol tükettiği, bunun 2040 yılına kadar hemen hemen aynı seviyede kalmasının beklendiği bildirildi. Raporda buna gerekçe olarak ise elektrikli araçların yükselişinin ve enerji verimliliğinde kaydedilen ilerlemenin küresel enerji talebindeki artışı dengelemesinin beklendiği belirtildi. BP’nin temel senaryosunda yenilebilir enerjinin küresel enerji tüketimindeki payının bugünkü yüzde 4 seviyesinden 2040 yılında yüzde 14 seviyesine yükselmesinin beklendiği bildirildi. Raporda ilişkin değerlendirmede bulunan BP’nin Üst Yöneticisi Bob Dudley küresel ölçekte karbon gazı emisyonun azaltılması için daha kararlı bir eylem planının uygulanması gerektiğini belirtti. Ulaştırmada sürücüsüz araçlarla birlikte yaşanması beklenen değişikliklere ilişkin değerlendirmede bulunan BP Baş ekonomisti Spencer Dale ise “Sürücülere ücret ödemeniz gerekmediğinde, toplu taşıma hizmetlerinin maliyeti yüzde 40-50 seviyesinde azalacak. 2030’lu yıllarda ortaklaşa kullanılan araçlara büyük bir artış bekliyoruz.” dedi.


İkinci el oto satıcıları için yeni düzenleme yürürlükte

İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmelik ile motorlu kara taşıtı ticareti yapan işletmelerde pazarlama ve satış yapanlara mesleki yeterlilik belgesi zorunluluğu getirildi

Gümrük ve Ticaret Bakanlığının 13 Şubat'ta Resmi Gazete'de yayımlanan "İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmeliği" ile ikinci el araç satışında yeni bir döneme geçilmişti.

İsteyen herkesin ikinci el oto satıcısı (galerici) olmasının önüne geçen yönetmelik, ikinci el ticareti yapan işletmelerde pazarlama ve satış görevlisi olarak çalışanlara da mesleki yeterlilik belgesine sahip olma zorunluluğu getirdi.

Buna göre, belge sahibi olmak isteyen ikinci el oto satıcılarının, iş sağlığı ve güvenliğinin yanı sıra müşteri ilişkileri, alım-satımı yapılacak araçlara ilişkin değer tespiti yapabilme, Araç ve Sürücü Bilgi Sistemi'ni (ASBİS) kullanabilme ve satış sonrası memnuniyetin değerlendirilmesi gibi konularda oluşan teorik ve pratik sınavlardan başarılı olması gerekecek.

Yaklaşık 65 bin ikinci el oto satıcısını ilgilendiren düzenlemeye göre, bir yıl sonra belgesiz ikinci el satışı yapanlara cezai işlem uygulanacak.

"MESLEĞİ GEREKLİ YETERLİLİĞE SAHİP OLANLAR YAPABİLECEK"

Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) Başkanı Adem Ceylan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, MYK'nin görevinin çalışma hayatına nitelikli eleman kazandırmak, eğitim ile istihdam arasındaki bağı güçlendirmek olduğunu söyledi.

Mesleklerini geleneksel yöntemlerle sürdürenlerin mesleki bilgi ve becerilerinin belgelendirilmesinin önem arz ettiğini belirten Ceylan, Kurum olarak hem yeterliliği hem de kaliteyi temsil ettiklerini ifade etti.

Ceylan, "tehlikeli" ve "çok tehlikeli" sınıfta yer alan mesleklerde mesleki yeterlilik belgesi zorunluluğunun bulunduğunu anımsatarak, her iki sınıfta yer almamasına rağmen Gümrük ve Ticaret Bakanlığının gördüğü lüzum üzerine ikinci el oto satıcıları için de belge zorunluluğunun getirildiğini bildirdi.

Belge zorunluluğuyla galericilik mesleğini gerekli yeterliliğe sahip kişilerin yapabileceğine dikkati çeken Ceylan, "Belge zorunluluğu, galericilik mesleğinin itibar ve kalitesini artıracaktır. Galericilik gibi emlakçılıkta da belge zorunluluğu yakın zamanda gündeme gelecektir." ifadelerini kullandı.


Mühendisler suyla çalışan araba yaptı - Su yakıyor tabiri gerçek oldu!

Otomobilde benzin, mazot tarihe karışıyor. Devir elektrik devri ancak teknolojiye bu da yetmedi. Mühendisler suyla çalışan araba yaptı.

Doğal kaynaklar hızla tükenirken, alternatif yakıt için çalışmalar da aynı hızla sürüyor. Tüm dünyada dizel otomobil kullanımı hızla düşüp, birçok ülkede yasaklara maruz kalırken; otomotiv devleri farklı yakıt türlerine yöneldi. Dünyanın önde gelen otomotiv devleri elektrikli otomobillere yatırım yaparken; İspanyol Seat, yeni bir yakıt türü ile çalışan araç üretti.

Firmanın ürettiği Aqualia isimli model, atık su kullanarak yoluna devam ediyor. Araç, atık sudaki biyo yakıt ayrıştırılarak elde edilen yakıt ile çalışıyor. Sudan üretilen biyo yakıt benzine göre yüzde 80 daha az karbondioksit salınımı da sunuyor. Bu, temiz enerjiye yakın bir yakıt üretimi anlamına geliyor.

AUDI DE BAŞARDI

Alman otomotiv devi Audi de genetiği değiştirilmiş bakteriler, karbondioksit ve güneş enerjisinin de yardımıyla, atık suyu sentetik yakıta dönüştürmeyi başardı.

Firma sudan elde edilen enerjiyi depolayan bir e-dizel üretti. Yakıt, sistemin içerisinde su üzerinden üretilen fazladan enerjinin sentetik bir maddede depolanmasıyla elde ediliyor. E-dizel ve e-etanol olarak adlandırılan bu yakıtlar, birkaç yıl içinde TDI ve TFSI motorlu Audi'lerde kullanılabilecek. Marka, ortakları Ineratec GmbH ve Energiedienst AG ile birlikte İsviçre'nin Canton Aargau şehrindeki Laufenburg bölgesinde yeni bir tesis açarak yenilenebilir bir kaynaktan e-dizel üretecek.

Tesisin hedefi her yıl yaklaşık olarak 400 bin litre sentetik yakıt üretmek. Marka daha önce de iklim dostu yakıt çalışmaları altında e-gas ve e-petrol üretmeyi denemişti.

ARABALARI YAPAY ZEKA SÜRECEK

Bosch, sürücüsüz araçlara yönelik bir yerleşik bilgisayar tanıttı. Bilgisayar, yapay zeka sayesinde makine öğrenme yöntemlerini uygulayabiliyor.

Yapay zekanın, karmaşık trafik durumlarında veya otomobil açısından yeni olan durumlarda bile sürücüsüz otomobillere rehberlik sağlaması bekleniyor. Yapay zeka, yayaları veya bisikletlileri fark edebiliyor. Akıllı otomobiller, gelen aracın dönüş yapması gibi karmaşık trafik durumlarını algılayabiliyor.

OTODAN EVE TALİMAT

Japonya'da otomobiller ev aletlerine bağlanacak. Panasonic ile Toyota'nın yaptığı işbirliği ile araç içinden ev aletlerinin kumanda edilmesini sağlayan teknoloji geliştirildi.

Gelecekte piyasaya sunulacak yeni nesil telematik sistemler ile donatılan otomobilleri kullananlar, aracın Küresel Konumlama Sistemi'ne (GPS) bağlı olan bir aplikasyon ile evden ayrılmadan ev aletlerinin kapatılmasına, eve gelmeden önce çalıştırılmasına olanak sağlayabilecek.


18 Şubat 2018 Pazar

Yerli oto dünya markası olacak

Yerli otomobilin dünyada marka olacağını söyleyen Bakan Özlü, “Emsallerinden daha kaliteli ve üstün olacak. New York’ta da Tanzanya’da da araçları göreceksiniz” dedi.

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, yerli otomobili yapacak şirketin yakında kurulacağını belirterek, "Kesinlikle emsallerinden daha kaliteli daha uygun fiyatlı bir araba üretmek için çalışıyoruz. Modelimizi daha iyi ve fiyat daha üstün kalite üzerine kurmaya çalışıyoruz" dedi. Kurulacak şirkete atanacak CEO için 3 adayla görüştüklerini dile getiren Bakan Özlü, "CEO uluslararası deneyimi olan bir Türk olacak. Otomotiv ve otomotivle ilgili sektörleri tercih ediyoruz. Dünyada bu işi en iyi bilenler kimse onları getireceğiz. Çünkü bir dünya otomobili yapmak istiyoruz" diye konuştu.

NEW YORK'A SATILACAK

Sabah'a konuşan ve bir dünya otomobili yapmak istediklerini söyleyen Özlü, şunları anlattı: "Rakipleriyle yarışabilen bir otomobil olacak. İhraç edemeyeceğimiz hiçbir şey yapmayacağız. Ne yaparsak yapalım küresel pazara entegre olabilecek şekilde yapacağız. Sadece Türkiye'de değil New York, Tanzanya ve Astana'da da satacağız. Yurtdışına gittiğinizde bizim arabalarımızın oralarda dolaştığını göreceksiniz."

EMSALLERİNDEN ÜSTÜN

Özlü, otomobil piyasasında fiyatları şirketlerin değil piyasanın belirlediğini ifade etti. Özlü, "Ürettiğiniz otomobil C segmentindeyse bunun fiyat aralığı 80 ile 100 bin lira arasındadır. 120 bin lira fiyat veremezsiniz. Üretim maliyetlerini düşürerek o fiyat aralığına girmeye çalışıyorsunuz. Kesinlikle burada amacımız rekabetçi bir fiyat ve emsallerinden daha kaliteli, daha uygun fiyatlı bir araba üretmek. Modelimizi daha iyi fiyat ve daha üstün kalite üzerine kurmaya çalışıyoruz" dedi.

YAPISAL REFORMA İHTİYAÇ VAR

Bakan Özlü, 2021'de piyasaya çıkma hedefi olan araçla ilgili süreci şu şekilde özetledi: "Şirketimizi yakında kuruyoruz, ondan sonra tasarım faaliyetlerine başlayacağız. Teknik ve mali analiz inşallah bitecek. Tek model olmayacak, 4 veya 5 modelle gireceğiz pazara. Şase aynı olacak, kimi hatcback olacak. SUV de öneriyorlar." Sanayi Bakanı Faruk Özlü, bu süreçte piyasa gözetiminde de yapısal reforma ihtiyaç olduğunu söyledi.


16 Şubat 2018 Cuma

Almanya hükümeti havası kirli olan şehirlerde toplu taşımayı ücretsiz hale getirmeye hazırlanıyor

Alman hükümeti hava kirliliği sorunu olan şehirlerde özel otomobil kullanımını azaltmayı teşvik etmek için toplu taşımayı ücretsiz hale getirmeyi planlıyor.

Reuters'in ulaştığı bir resmi belgeye göre Alman hükümeti, hava kirliliğinin olduğu şehirlerde 'düşük emisyonlu bölgeler' oluşturmak gibi daha geleneksel önlemleri hayata geçirmenin yanı sıra bu şehirlerdeki toplu taşımayı ücretsiz hale getirmeyi planlıyor.

Reuters, Avrupa Birliği (AB) Çevre Komiseri Karmenu Vella'ya gönderilen resmi mektubun Almanya Çevre Bakanı Barbara Hendircks, Tarım Bakanı Christian Schmidt ve Başbakanlık Müsteşarı Peter Altmaier tarafından imzalandığını belirtti.

Mektupta Alman yetkililer düşük emisyonlu bölgeler oluşturma, özel otomobillerin kullanımını azaltma amacıyla toplu taşımayı ücretsizlendirme, elektirikli araçlar için ek teşvikler sağlama ve mevcut araçların donanımlarının iyileştirmesi gibi bir dizi önlemi vaat ediyor.

5 ŞEHRE ÖNCELİK VERİLDİ

Yetkililer mektupta bu önlemleri ilk olarak Bonn, Essen, Herrenberg, Reutlingen ve Mannheim şehirlerinde hayata geçirebileceklerini ardından da en başarılı çözüm üreten önlemleri havası kirli diğer şehirlere de uygulayabileceklerini söyledi.

Yetkililer ayrıca Almanya'daki federal eyaletlerin ve belediyelerin de bu önlemler konusunda mutabık kaldığını belirtti.

Ancak Alman Şehirleri Konseyi Başkanı Helmut Dedy öneriyi şaşkınlıkla karşıladı.

Dedy bazı şehirlerde toplu taşıma ücretlerinde indirim yapılması planının olduğunu ancak federal hükümetin toplu taşımayı ücretsiz hale getirmek için bunu fonlaması gerektiğini söyledi. Almanya'da toplu taşıma hizmetinin büyük kısmı belediyelerce karşılanıyor.

Almanya, Avrupa Komisyonu'nun ocak ayında hava kalitesine karşı sert önlemler alacağını ve azot oksit ve parçacıklı madde gibi kirletiicler konusundaki AB kurallarını ihlal eden üyelere ceza getirebileceğini açıklamasından bu yana bu konuda baskı altındaydı. Belirli kentlerdeki hava kalitesinde düzelme olmazsa Alman yetkililer ceza alabilir.

MTV'ye motor gücü ölçütü geliyor

Maliye Bakanı Ağbal, "Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu'na 'motor gücü' tanımı koyarak, vergileme ölçütleri arasına motor gücünü de ekliyoruz." dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde (KHK) Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı'nın görüşmelerine devam ediliyor.

Maliye Bakanı Naci Ağbal, tasarının, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu'na, 'motor gücü' tanımının eklenmesini ve elektrikli araçlardan muadillerinin yüzde 25’i oranında vergi alınmasını öngören maddeleriyle ilgili açıklamalarda bulundu.

Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu'nda motor silindir hacmine bağlı bir vergileme sistemi olduğunu, tasarıyla, kanuna "motor gücü" tanımı eklediklerini belirten Ağbal, şöyle konuştu:

"Bu tanımı eklemekle, vergileme ölçütleri arasına motor gücünü de ekliyoruz. Kanunda, böyle bir tanım ve elektrikli araçlarda da motor silindir hacmi olmadığı için, motorlu taşıtlar vergisi alma ile ilgili bir boşluk var. Böylece hem kanundaki bu boşluğu düzenliyoruz hem de elektrikli araçlar bakımından teşvik edici, destekleyici şekilde, muadili olan araçların motorlu taşıtlar vergisinin dörtte biri oranında motorlu taşıtlar vergisi alınmasını öngörüyoruz.

Bu düzenleme, Türkiye'de elektrikli araçların satışına, üretimine destek veren yeni bir düzenleme. Bundan önce de Özel Tüketim Vergisi Kanunu'nda, elektrikli ve hibrit araçların ülkede üretimini ve satışını desteklemek amacıyla, Özel Tüketim Vergisi oranlarını diğer muadil olan araçlardan çok daha düşük belirlemiştik. Aynı yaklaşımı Motorlu Taşıtlar Vergisi'nde de sürdürüyoruz. Eğer muadil olan aracın Motorlu Taşıtlar Vergisi 2 bin lira ise elektrikli araç için 500 lira vergi alınacak."

Ağbal, elektrikli araçlardan hiç vergi alınmaması yönünde talepler olduğunu ifade ederek, "Biz bu vergide yüzde 75 oranında indirim yapmak suretiyle önemli bir teşviği vermiş oluyoruz." dedi.

"452 tane elektrikli otomobil var"

Türkiye'de 452 elektrikli otomobil olduğunu söyleyen Ağbal, "Elektrikli otobüs veya kamyon için böyle bir sorun yok. Çünkü bu araçların vergilendirilmesinde motor silindir hacmi vergileme ölçütü değil. Onlar için vergileme ölçütü istiap haddi, koltuk sayısı. Biz kanundaki boşluğu doldurmuş oluyoruz." diye konuştu.

Naci Ağbal, şunları kaydetti:

"Sektörün şu konuda talebi var; bence üzerinde çalışmamız lazım. Araçlarda, motor silindir hacminin yanına motor gücünü de vergileme ölçütü olarak koymakta fayda var. Çünkü, burada esas olan, motor silindir hacmi teknolojinin geldiği nokta itibariyle, vergide ödeme gücü ilkesini çok kavramıyor.

Türkiye'de satılan araçların, sanıyorum yüzde 96'sı 1.600 cc araçlar. Neden? Çünkü bizim vergileme sistemimiz, ithal edilen araçlar da dahil olmak üzere hep Türkiye'ye 1.600 cc araç gelmesine teşvik ediyor. Çünkü, motor silindir hacmi arttıkça vergileme artıyor. Onun için birçok firma 1.600 cc motora sahip ama beygir gücü çok daha yüksek araçları piyasaya sokarak rekabette avantaj elde etmeye çalışıyor."

"Vergi olmayan bir şeye vergi koyuyor değiliz"

Naci Ağbal, CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer'in, "Elektrikli araçlardan şu anda vergi alınmıyor. Bu düzenleme ile aslında vergi getiriliyor." eleştirisine şu yanıtı verdi:

"Vergi alınmadığı için değil, vergilemeye imkan veren kanuni düzenleme olmadığı için kanunda boşluk var. Elektrikli otobüs, münibüs ve kamyondan vergi alıyoruz. O araçlardaki vergileme ölçütü, aracın motor silindir hacmine, gücüne, elektrik olup olmadığına bakmıyor. İstiap haddi ve koltuk sayısına göre vergilendiriliyor. Burada vergi olmayan bir şeye vergi koyuyor değiliz. Teknolojinin değişimine bağlı olarak, vergileme ölçütü olarak belirlenen bir unsurun ölçüt olarak fiilen uygulanamamasının doğurduğu boşluğu dolduruyoruz. Bunu yaparken de aynı oranda motorlu taşıtlar vergisi almak yerine yüzde 75 oranında indirimli vergi alınmasını öngörüyoruz."


İşte en uzun menzile sahip elektrikli otomobiller

10. Kia Soul EV (179 km)

9. BMW i3 (183 km)

8. Hyundai IONIQ Electric (200 km)

7. Volkswagen e-Golf (201 km)

6. Nissan LEAF (240 km)

5. Renault ZOE (300 km)

4. Chevrolet Bolt (383 km)

3. Tesla Model X (381 - 465 - 565 km)

2. Tesla Model 3 (354 - 499 km)

1. Tesla Model S (417 - 507 - 539 km)


Akaryakıt istasyonları bayramda kapanabilecek

EPDK, akaryakıt istasyonlarının bayram tatili süresince hizmete ara verebileceklerini açıkladı.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), Enerji Petrol Gaz İkmal İstasyonları İşveren Sendikası'nın (EPGİS) sorusuna verdiği yanıtta, bayram tatillerinde belediyelerin özel çalışma harcı talep etmesinin mevzuata aykırı olmadığını; istasyonların da buna karşı tatil süresince kapanabileceğini bildirdi. EPGİS Başkanı Fesih Aktaş, "İstasyon sahipleri artık isterlerse ceza kaygısı taşımadan bayramlarda hizmete ara verebilecek. Bu karar sektör adına önemli bir adımdır ama mevcut piyasa koşullarında uygulanabilir değildir" dedi.

Büyükşehir belediyelerinin "tatil" kavramını hafta sonu ve ulusal dini bayram tatilleri diye ayrı tutarak sadece bayram tatillerine özel ruhsat talep etmesi üzerine EPGİS, EPDK'ya istasyonların tatillerde hizmete ara verip veremeyeceğini sordu. EPDK, EPGİS'e verdiği yanıtta, mevzuat hükümleri gereğince bayram tatillerinde istasyonların kapalı tutulması durumunun, ulusal güvenliği veya kamu düzenini tehdit amaçlı, uyumlu eylem veya piyasanın sağlıklı ve düzenli işlemesini engelleyici nitelikte olmadığını belirtti. EPDK'nın verdiği bilgiye göre akaryakıt istasyonları, 1240 sayılı Kurul kararında yer alan yükümlülüklerini (veri kaybı oluşmaması, izinsiz müdahale olmaması, çevrim içi olma durumu vs.) yerine getirdiği müddetçe, bayram tatili süresince hizmete ara verebilecekler.

EPGİS Başkanı Fesih Aktaş, yaptığı açıklamada istasyon sahiplerinin artık isterlerse ceza kaygısı taşımadan bayramlarda hizmete ara verebileceklerini belirterek, "Bu durum, bayi hakları ve sendikal kazanım adına güçlü bir adımdır" dedi. Aktaş, bununla birlikte fiiliyatta bu durumu uygulamanın zor olacağını belirterek şunları söyledi:

"Uygulanması güç"

"Büyükşehir belediyelerinin tatil kavramını hafta sonu ve ulusal - dini bayramlar tatilleri diye ikiye ayırarak sadece ulusal ve dini bayram günlerine özel çalışma harcı talep etmesini EPDK'ya taşıyıp, söz konusu dönemlerde çalışma zorunluluğumuzun bulunup bulunmadığıyla ilgili net görüşlerini talep etmiştik. Bu talebimizi inceleyen EPDK otomasyon sistemlerini aktif (online) tutmak şartı ile ulusal ve dini bayram günlerinde istasyonlarımızı kapatabileceğimizi sendikamıza resmen bildirmiştir.

Bu karar sosyal devlet adına son derece yerinde bir karar olmakla birlikte, pratikte uygulanabilir değildir. Şayet üyelerini bağlayıcı kararlar alan bir oda sistemimiz olsaydı maliyet altı satış yapanları denetleyebilir ve tatil dönemleriyle ilgili tüm sektörü bağlayıcı kararlar verebilirdik. Maliyet altı satışların çok yoğun biçimde sürdüğü bir ortamda bu kararı uygulamak çok güçtür."


Türkiye Avrupa otomobil pazarında 11. sıraya indi

Avrupa otomobil pazarı, bu yıl ocak ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6,8 büyüyerek 1 milyon 286 bin 378 olarak gerçekleşti. Türkiye, bu dönemde yüzde 3,59 artışla Avrupa otomobil satışları sıralamasında 11'inci ülke konumunda yer aldı

Avrupa otomobil pazarı, ocak ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6,8 büyüyerek 1 milyon 286 bin 378 olarak gerçekleşti.

Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) tarafından Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği (ACEA) verileriyle hazırlanan 2018 yılı ocak ayı "Avrupa Otomobil Pazar Değerlendirmesi" yayımlandı.

Buna göre, AB (28) ve EFTA ülkeleri toplamında otomobil satışları, bu yılın ocak ayında 2017'nin aynı ayına kıyasla yüzde 6,8 artışla 1 milyon 286 bin 378'e yükseldi. Geçen yılın ocak ayında 1 milyon 203 bin 993 otomobil satılmıştı.

Söz konusu dönemde en fazla düşüş yüzde 29,5 ile Norveç'te, yüzde 6,3 ile İngiltere'de ve yüzde 4,9 ile İrlanda'da görüldü. 2018 yılı ocak ayında, 2017 yılı ocak ayına göre satışlarını en çok artıran ilk üç pazar sıralamasında ise; Romanya yüzde 66,4, Slovakya yüzde 48,8 ve Macaristan yüzde 38,5 oranlarıyla yer aldı.

2018 yılı ocak ayında Türkiye, yüzde 3,59 artış ile Avrupa otomobil satışları sıralamasında 11. oldu.


Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, yerli otomobilde gelinen son süreci anlattı

Özlü'nün açıklamaları, Hürriyet'te Eray Görgülü imzalı haberde yer aldı. İşte o haber:

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, şirketleşme süreci devam eden yerli otomobilde en az beş modelle piyasaya girileceğini belirterek, “Her türlü desteği vereceğiz. ‘Devlet ortak olsun’ diye bir model ortaya çıkarsa, devlet ona da var” dedi. Sanayide yerlilik hamleleriyle ilgili bilgi veren Özlü, KOSGEB kredilerinde ise hibe yerine teşvik vereceklerini söyledi. Özlü, sanayinin ara eleman sorununu çözmek için de çalışmalarının sürdüğünü, bu kapsamda teknik kolej sayısını Türkiye genelinde 300’e çıkarmak istediklerini açıkladı.

HALK SEDAN SEVİYOR

Özlü, yerli otomobilde gelinen son süreci anlattı. Şirketleşme çalışmasının devam ettiğini, teknik ve mali analizler yaptıklarını belirten Özlü, şunları söyledi: “Teknik analiz olarak, ‘hangi segmentte araçla Türkiye ve dünya piyasasına girersek pazar bulabiliriz’ sorusuna yanıt arıyoruz. Türk halkı sedan, Avrupa hatchback seviyor. En az dört, beş modelle gireceğiz. İkincisi mali analizler. Şirket, ne kadarlık bir sermayeyle kurulacak? Bu şirkete devlet destekleri ne olacak? Yatırımcıya hemen birer milyar koy diyecek halimiz yok.

Tasarımı noktasında devlet de buna yüzde 20-30 ortak olsun diye bir model çıkarsa devlet ona da var. Diyelim ki ortak olduk, ileriki yıllarda halka arza çıkarız.” Yerli otomobil fabrikasının kurulacağı şehirle ilgili henüz bir karar verilmediğini belirten Özlü, şöyle devam etti: “Yatırımcıların da bir söz hakkı olacak. Çünkü bu bir siyasi proje değil. Yatırımcı limana yakın mı ister, demiryolunun içinde mi ister, karayolu mu ister onların bir analizle belirlemesi lazım. Rasyonel olmayan hiçbir şey yapmayacağız. Yerli otomobil projesi, ekonominin ve ticaretin kuralları çerçevesinde olacak ama devlet bunu destekleyecek.”

PAZARA GİRMEK ZOR

Yan sanayinin dünyanın en prestijli otomobil firmalarına parça yapıp sattığını ve Türkiye’nin teknik olarak otomobil yapmada problemi olmadığını kaydeden Özlü, “Problem, ticari. Pazara girme, pazarda tutunma ve bunu sürdürülebilir kılmak. Bir otomobili tasarlamak için 1 milyar dolar harcıyorsanız, bunu marka yapmak için en az 5 milyar dolar harcamanız gerekiyor” bilgisini verdi. Sanayide yerlileştirme hamlesi için beş odak sektör belirlediklerini ve teşvik çalışmalarına başladıklarını anlatan Özlü, teşvik verilecek ürünleri Yerlileştirme Yürütme Kurulu’nun onayına sunacaklarını söyledi.

5 odak sektörü yoğunlaşılacak

BAKAN Özlü, “Türkiye, 5 odak sektöre yoğunlaşırsa ve bununla ilgili agresif bir senaryoyu uygulayabilirsek, Türk sanayisini 10 yılda ikiye katlayacağız. Aslında biz yerlileştirmede meseleye sermaye olarak bakmıyoruz. Türkiye’de üretim olarak değerlendiriyoruz. Yabancı sermayeli bir şirket, Türkiye’ye geldi yatırım yaptı, üretti. O zaman yerli üretim. Çünkü Türk Ticaret Kanunu’na göre çalışıyor. İstihdam yaratıyor. İç pazara, ekonomiye katkı sağlıyor.” Teşvik ve desteklerle ilgili de konuşan Özlü, bir firmaya araştırma yaptırdıklarını ve Türkiye’nin teşvik ve destek sisteminde hiçbir eksik olmadığı, aksine fazlası olduğu sonucuna ulaştıklarını söyledi.

Artık hibe yok teşvik var

STRATEJİK Ürün Destek Programı’na ilginin yoğun olduğunu da anlatan Özlü, “2070 puan ve üzerinde alan başvurulardan 2 bin firma belirledik. 500 milyon TL destek vereceğiz, yüzde 30’u hibe, yüzde 70’i geri ödemeli olacak. Bunu da sayın başbakanımızın programı değişmezse, 1 Mart’ta açıklayacağız. KOSGEB’de yeni finans modelleri düşünüyoruz. Ben hibeye karşıyım. Hibe tembelleştiriyor. İnsanlar borç alıyorsa bunu geri ödemeli. Geri ödeyeceğini bilen adam daha dikkatli harcar, daha başarılı olur. O yüzden bundan sonra KOSGEB’de hibe yok. Hibe vermeyelim, destek verelim. Desteği alanlar bunu geri ödesinler. Biz KOSGEB’i daha çok imalat sanayimize destek verecek şekilde yapılandırıyoruz” dedi.

Sıradan ürünler yapıp satıyoruz

İMALAT sanayiyi de yüksek teknoloji ürün üretmeye yönelik destekleyeceklerini belirten Özlü, “Sıçrama yapabileceğimiz tek alan, sanayi ve teknoloji alanı. Yüksek katma değerli ürünlerin ihracattaki payında yüzde 4’ler mertebesindeyiz. Biz herkesin üretebildiği, sıradan ürünler yapıp satıyoruz. 10 dolara bir şey alıyoruz dışarıdan, üzerinde bir işlem gerçekleştiriyoruz. Bunu 11 dolara satıyoruz. Kattığımız değer 1 dolar. Amacımız yüzde 4’ler mertebesinde olan yüksek teknoloji ürünlerin payını yüzde 20’ye çıkartmak. Bunun anlamı yükte hafif pahada ağır ürünler üretmek. 100 dolarlık bir ürün ihraç ediyorsunuz ama bunun içindeki ithal girdi 60 dolar” diye konuştu.

Antarktika’da enerji kaynakları

ANTARKTİKA’YA yapılacak 2. bilim seferiyle ilgili de konuşan Özlü, “İlk yıl, 9 bilim adamı göndermiştik. Bu sene 28 bilim adamı gönderiyoruz. Türkiye, Antarktika’da şu an gözlemci ülke statüsünde. Gerekli şartları yerine getirip, danışman ülke statüsüne geçmek istiyoruz. Orada zengin enerji kaynakları var. Tatlı su rezervleri var. Danışman ülke statüsüne geçtiğimizde, onlar üzerinde söz sahibi ülkelerden biri olacağız” dedi.


5 babayiğit çalışmalar hakkında ilk resmi açıklamayı yaptı

‘Türkiye’nin otomobili’ni yapacak 5 babayiğitten dün ilk resmi açıklama yapıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın himayelerinde 2 Kasım 2017 tarihinde imzalanan protokol ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) koordinasyonunda Anadolu Holding, BMC, Kıraça Holding, Turkcell ve Zorlu Holding’den oluşan 5 babayiğit yerli otomobil çalışmalarına son hızla devam ediyor. Türkiye’nin Otomobili Ortak Girişim Grubu (OGG) adı altında başlatılan çalışmalar hakkında yapılan resmi açıklamada şu görüşlere yer verildi:

TRENDLERİ İZLİYORUZ

“İstanbul’da faaliyete geçirdiğimiz proje ofisinde proje operasyonlarının günlük yönetimi ve takibini yapmaktayız. Farklı ülkelerde başarılı işlere imza atmış çok geniş bir ekip ile çalışıyoruz. Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Faruk Özlü başta olmak üzere devletimiz tarafından güçlü bir şekilde desteklenen dünya standartlarında bir sonuca ulaştırma gayesi içerisindeyiz. Türk sanayisi ve teknolojisi açısından bir dönüm noktası olacağını düşündüğümüz bu proje için teknoloji ve tüketici trendlerini de izleyerek sektörde tamamen farklı bir konumlanma sağlayacak kapsamlı bir strateji oluşturmaktayız. Teknik ve finansal analiz çalışmalarımızı da bu kapsamda sürdürüyoruz. Tüm bunları yaparken de Türk halkının görüş ve beklentilerine göre ‘Türkiye’nin Otomobili’ni tasarlamanın birinci önceliğimiz olduğunun bilincindeyiz. Bu kapsamda Türkiye genelinde çok kapsamlı ve profesyonel bir tüketici araştırması yürütüyoruz. Buna göre milletimizin nasıl bir otomobil istediğini tespit ediyor ve çalışmalarımızı bu yönde şekillendiriyoruz. “

15 YILLIK YATIRIM

OGG, bu kapsamda kamuoyuna ‘Türkiye’nin Otomobili’ projesindeki gelinen son durum ve aldıkları ilk kararların şunlar olduğunu açıkladı:
* ‘Türkiye’nin Otomobili’ projesinin uzun soluklu bir yatırım planlaması gerektiğinin farkındayız. Üç fazdan oluşan yaklaşık 15 yıllık bir yatırım hamlesine yönelik planlarımızı hazırlamaktayız.
* Orta vadede tek bir platform üzerinde üretilecek 3 farklı elektrikli araç modelinden oluşacak otomobil portföyü, Türk halkının ihtiyaçları ve beklentileri göz önünde bulundurularak detaylandırılmaktadır.
* Uluslararası markalar ile rekabet edecek yerli marka araçların ilk modelini daha önce açıklandığı gibi 2019 yılında prototip, 2021 yılının sonunda seri üretime geçiş olarak planlamaktayız.
* Öncelikle Türk halkının beğenisine sunulacak olan ‘Türkiye’nin Otomobili’ en yüksek standartlarda üretilecek ve geliştirilecek olup, sanayimiz ve teknolojimiz açısından da bir kaldıraç vazifesi görecektir.
* İkinci etapta, elektrikli Türk araçlarını sadece ülkemizde değil aynı zamanda dünya pazarında talep gören uluslararası bir marka haline getirmeyi hedefliyoruz.
* Tüm bu planlama çalışmalarımızı yürütürken önümüzdeki aylarda kurmayı planladığımız şirketimizin kilit yöneticilerini belirlemek üzere kapsamlı bir süreç yönetiyoruz.

ÖN SİPARİŞ SÖZ KONUSU DEĞİL

OGG, Türk halkının projeye ilk günden bu yana verdiği destekten çok memnun olduklarını ve gurur duyduklarını belirterek, “Bunun en büyük örneğini, üretilecek araca şimdiden büyük bir talep gelmesinden görüyoruz. Ancak, şu aşamada bir ön sipariş alma durumu söz konusu olmadığını belirtmemiz gerekir. Üretim yeri kararı ise yapılmakta olan teknik ve finansal analiz çalışmalarının tamamlanmasını müteakiben verilecektir. Yaptığımız tüm çalışmalar planlanan takvime uygun bir şekilde gitmekte olup, çalışmalarımız ilerledikçe gerekli bilgilendirmeleri OGG olarak yapmaya devam edeceğiz. OGG tarafından yapılan açıklamalar dışındaki haberlerin dikkate alınmaması hususunu kamuoyunun bilgilerine sunarız” açıklamasını yaptı.


İşte yerli otomobilin koordinatörü

Nobel ödüllü ilk Türk bilim adamı Prof. Dr. Aziz Sancar’ın yeğeni Metin Sancar, yerli otomobilin koordinatörü oldu. Daha önce TAI’de milli helikopteri geliştiren ekibin başında yer alan Sancar, bu kez yerli otomobil için ter dökecek

5 babayiğit tarafından çalışmaları hızlanan ‘Türkiye’nin otomobili’ projesinde detaylar yavaş yavaş belli olmaya başladı. Babayiğitler projenin orta vadede tek bir platform üzerinde üretilecek 3 farklı elektrikli araç modelinden oluşacağını ilk kez resmi olarak açıklarken, 3 fazdan oluşacak proje için yaklaşık 15 yıllık bir yatırım hamlesi yapılacağını belirtti. Açıklamada tüm bu planlama çalışmalarını yürütürken önümüzdeki aylarda kurmayı planladıkları şirketin kilit yöneticilerini belirlemek üzere de kapsamlı bir süreç yönettikleri belirtilirken, bu kilit yöneticilerden biri belli oldu.

MİLLİ HELİKOPTER GELİŞTİRDİ

Hürriyet’in sektöre yakın kaynaklardan elde ettiği kesin bilgilere göre yerli otomobil projesinin koordinatörü olacak üst düzey yöneticilerinden ilki Nobel ödüllü ilk Türk bilim adamı Prof. Dr. Aziz Sancar’ın yeğeni Metin Sancar oldu. ODTÜ Elektrik ve Elektronik Mühendisliği mezunu olan Metin Sancar, yaklaşık 21 yıl çalıştığı Aselsan’da Hava ve Deniz Programları Direktörü olarak görev yaptıktan sonra, TAI’ya geçerek 5 yıldan fazla bir süre TAI Helikopter Grup Başkanı olarak görev yaptı. Türkiye’nin geliştirdiği milli helikopterin başında yer alan Metin Sancar, yaklaşık 4 aydan bu yana serbest çalışıyor. Yani Türkiye’nin milli helikopterinden sonra milli otomobiline de Metin Sancar imzasını atacak.


Petrol istasyonlarına şok baskın

Körfez Cumhuriyet Savcılığının talebi ile başlatılan soruşturma neticesinde alınan mahkeme kararı ile Türkiye çapında 587 adet kaçak petrol satan istasyona operasyon başladığı öğrenildi.

Körfez Savcılığının isteğiyle açılan davada mahkeme kararı ileTürkiye çapında örgütlü olarak kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olmak üzere nitelikli dolandırıcılık, vergi usul kanununa muhalefet, kaçakçılıkla mücadele kanununa muhalefet suçlamaları ile geniş kapsamlı eş zamanlı bir operasyon başladığı ifade edildi. Bu operasyon kapsamında akaryakıt sektöründe faaliyet gösteren birçok dağıtım şirketi ile akaryakıt istasyonları arasında koordinasyonu sağlamakla görevli, ayrıca EPDK’ya ve Emniyet Genel Müdürlüğü’ne veri ve bilgi paylaşımı yapması zorunlu olan (dağıtım şirketleri) Otomasyon firmasının ilgili dağıtım şirketleri ve istasyonlar ile anlaşarak dolum ve satış bilgilerini manüpile ettiği öğrenildi. Bu suretle değiştirilen, bilgileri EPDK ve Emniyet birimlerine gönderdikleri, ayrıca göstermiş oldukları veriler üzerinden vergi ödemesi gerçekleştirdikleri ve devlet kurumlarını büyük vergi kaybına uğrattıkları, elde ettikleri kazançları kara para aklama şeklinde kaçırdıkları Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından netlik kazandırıldı. Opersyonun kapsadığı akaryakıt istasyonlarının daha çok küçük çaplı ve ismi çok bilinmeyen markalar üzerinde yapılacağı konuşuldu. Türkiye çaplı başlatılan büyük operasyonda çok sayıda istasyonun yazar kasaları söküldü, kamera kayıtlarına el konuldu.


13 Şubat 2018 Salı

İkinci el otomobil satışında yeni dönem

İkinci el araç ticareti yapan kişi ve kurumların 6 ay içinde yetki belgesi alması gerekiyor.

İkinci el motorlu kara taşıtı ticareti yürüten gerçek veya tüzel kişi tacirler ile esnaf ve sanatkârların bu faaliyetlerine devam edebilmeleri için bugün itibarıyla altı ay içinde yetki belgesi almaları gerekiyor.

Resmi Gazetede yer alan düzenlemeye göre, ikinci el motorlu kara taşıtı ticareti, işletmesi adına yetki belgesi alan tacirler ile esnaf ve sanatkârlar tarafından yapılacak.

Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yer alan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tebliğine göre, bu kapsamda verilecek yetki belgesinin geçerlilik süresi beş yıl olacak.

Yetki belgesi başvurusu yapacak işletmelerde, en az dört taşıtın kapladığı alan büyüklüğünde olması, teşhir alanının net yüksekliğinin en az üç metre olması, işletmenin mali sorumluluk sigortası yapılmış ve satışa sunduğu ikinci el motorlu kara taşıtları bu sigorta kapsamına alınmış olması gibi şartlar aranacak.

Araç garantisi
Tebliğ kapsamında, ikinci el otomobil ve motosiklet, motor, şanzıman, tork konvertörü, diferansiyel ve elektrik sistemi, satış tarihinden itibaren üç ay veya 5,000 kilometre, satışı yapan işletmenin garantisi altında olacak.

İşletmeler, garanti kapsamına giren hususları sigorta yaptırmak suretiyle karşılayabilecek.

Sayılan parçalarda garanti süresi veya kilometresi içinde meydana gelen arızalar azami 30 iş günü içinde giderilecek.

Motosikletler için bu süre azami 20 iş günü olarak uygulanacak. Arızanın giderilmesine ilişkin masraflar işletmeye ait olacak.

Tebliğe göre, sekiz yaş veya 160,000 kilometrenin üzerindeki otomobil ve motosikletler garanti kapsamı dışında tutulacak.

Satış sırasında alıcı tarafından bilindiği işletme tarafından belgelendirilen arıza ve hasarlar ile ekspertiz raporunda belirtilen arıza ve hasarlar da garanti kapsamı dışında yer alacak.


Dizel teknolojisine bir kötü haber daha geldi

Dizel otomobilleri ardı ardına yasaklayan ve bir takvim çıkaran Avrupa ülkeleri demiryolu endüstrisine de el attı. İngiltere, 2040 yılında dizel trenlerin kullanımdan kaldırılacağını açıkladı
Dizel otomobiller için Avrupa Birliği ülkeleri peşi son kullanma tarihi açıklarken, dizel teknolojisine bir kötü haber daha geldi. İngiltere hükümeti Britanya genelinde kullanılan dizel trenlerin de 2040 yılında kaldırılacağını açıkladı.

İngilizler, geçtiğimiz yıl yeni üretilen, hibrid özelliği taşımayan dizel arabaların da 2040 yılında satışının yasaklanacağını duyurmuştu.

Ulaştırma Bakanı Jo Johnson, demiryolu endüstrisinin dizel trenleri aşama aşama nasıl sonlandırılacağını da bir plan dahilinde açıkladı. Bakanlık verilerine göre Britanya demiryollarında faaliyet gösteren trenlerin yüzde 29'u tamamen dizel yakıtla çalışıyor.

İngiliz hükümeti geçtiğimiz aylarda da tren maliyetlerini düşürmek, güvenilirliğini arttırmak ve karbon salınımını düşürmek için demiryollarının elektrikli teknolojiye adaptasyon planını açıklamıştı.

Bu kapsamda büyük batı demiryolu ağında bulunan Cardiff - Swansea hattı, Midland anahattı ve Oxenholme-Windermere güzergahının elektriklendirilmesine onay verilmişti.

Yolcular bu hatta elektro dizel trenlerden faydalanabilecek. Tüketici grupları kararı olumlu karşılarken emisyonun düşürülmesi çin vadeli demiryolu yatırım stratejisinin hayata geçirilmesi gerektiğinde hemfikir.

Trafik cezasını ödemeyen ülkeden çıkamayacak

Yabancı plakalı araçlara verilen trafik idari para cezalarının tahsiline ilişkin yönetmelik Resmi Gazete'de yayımlandı

İçişleri Bakanlığının yönetmeliğine göre, sürücüsünün Türk vatandaşı olup olmadığına bakılmaksızın yabancı plakalı araçlara ve Türk plakalı araç kullanan yabancı sürücülere verilen trafik idari para cezalarının tahsiline ilişkin usul ve esaslar belirlendi.

Karayolları Trafik Kanunu'nun 115'inci maddesinin 8'inci fıkrasına dayanılarak hazırlanan yönetmelikte, sürücüsünün Türk vatandaşı olup olmadığına bakılmaksızın yabancı plakalı araçlarla ilgili kanunda belirtilen hükümlere aykırı hareket edilmesi halinde, ceza tutanağı düzenlenerek trafik idari para cezası verilecek.

Söz konusu araçların tescil plakasına düzenlenen ceza tutanaklarına ilişkin bilgiler anında elektronik ortama aktarılacak. Emniyet Genel Müdürlüğü ile Gelir İdaresi Başkanlığı bu tutanakların elektronik ortamda sorgulanmasına imkan sağlayacak.

Gelir İdaresi Başkanlığına aktarılan bilgiler, alacak kaydı oluşturulmaksızın trafik idari para cezalarının tahsilinde veri olarak kullanılacak.

Yabancı plakalı araçlara kesilen trafik cezalarından ilgilisine tebliğ edilmiş ve kesinleşmiş olanlar, ilgili vergi dairesince takip edilmek üzere Gelir İdaresi Başkanlığına bildirilecek. Bu cezaların takip edilebilmesi için ceza tutanağında yer alması gereken bilgilerin bulunması şartı aranacak.

Yabancı plakalı araçların sürücülerine ve plakalarına verilen trafik idari para cezaları, Maliye Bakanlığına bağlı muhasebe birimleri ve bu birimlere bağlı muhasebe yetkilisi mutemetlerine, vergi dairelerine ve Gelir İdaresi Başkanlığınca yetkilendirilen banka veya PTT şubelerine ödenecek.

Banka veya kredi kartı ile tahsilatın yapılabildiği kara hudut kapılarında, söz konusu cezaların banka veya kredi kartı aracılığıyla da ödenmesi mümkün olacak.

Bu araçlara uygulanan trafik idari para cezaları sürücüleri bilgilendirilmek suretiyle tahsil edilecek. Söz konusu cezalardan ilgilisine tebliğ edilmemiş olanlar, tahsil edildiği tarihte tebliğ edilmiş sayılacak.

Uluslararası sözleşme hükümleri saklı olmak üzere, tescil edildiği ülkenin tescil belgesi ve tescil plakası ile Türkiye'ye giren ve tescil edilecek araçların trafik cezaları tahsil edilmeden tescil işlemi yapılmayacak.

Türk plakalı araç kullanan yabancı sürücülerin trafik idari para cezaları, cezanın düzenlendiği aracın sahibinden tahsil edilecek. Trafik idari para cezasının takip ve tahsili amacıyla Gelir İdaresi Başkanlığına yapılacak bildirimde araç sahibine ait bilgiler de ayrıca yer alacak.

Yabancı plakalı araçlara ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanlığında yer alan bilgiler, trafik idari para cezası verilecek aracın tespiti amacıyla ilgili kurumlar ile paylaşılacak.

Muhasebe birimlerince yapılacak "yabancı plakalı araçlara ait trafik idari para cezaları" tahsilatları, Gelir İdaresi Başkanlığının veri tabanı üzerinden yapılacak sorgulamalar üzerinden gerçekleştirilecek.

Yabancı plakalı araçların trafik idari para cezalarına ilişkin verilerin elektronik ortamda Maliye Bakanlığı ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı arasında da paylaşılması sağlanacak.

Söz konusu araçlarla ilgili kesilen trafik idari para cezalarına karşılık gümrük kapılarında muhasebe birimlerince veya bu birimlere bağlı muhasebe yetkilisi mutemetlerince yapılan tahsilatlar, Muhasebat Genel Müdürlüğünce anında Gelir İdaresi Başkanlığına bildirilecek.

Trafik cezası ödenmeyen araçlar yurt dışına çıkamayacak

Ülkeyi terk etmek üzere sınır kapılarına gelen yabancı plakalı araçlara ilişkin, sistemde tahsil edilmemiş trafik idari para cezası görünmesi halinde, araçların trafik idari para cezası ödenmeden ülkeyi terk etmesine Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca izin verilmeyecek.

Yönetmeliğin yayımı tarihinden önce yabancı plakalı araçlara uygulanan trafik idari yaptırım karar tutanaklarına ilişkin veriler elektronik ortamda, alacak kaydı oluşturulmaksızın ve trafik idari para cezalarının tahsilinde veri olarak kullanmak üzere Gelir İdaresi Başkanlığına aktarılacak.

Bu cezalardan 31 Aralık 2018 tarihi bitimine kadar tahsil edilemeyen ve cezayı veren kurum tarafından tebliğ edilemeyen trafik cezalarına ilişkin veriler Gelir İdaresi Başkanlığınca Emniyet Genel Müdürlüğüne bildirilerek, tahsilat amaçlı olarak tutulan sistem kayıtlarından çıkarılacak.

Söz konusu yönetmelik hükümleri İçişleri Bakanı, Gümrük ve Ticaret Bakanı, Maliye Bakanı ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı tarafından birlikte yürütülecek.


Araç muayenesinde dikkat edilmesi gereken noktalar

Güvenlik trafik ve seyahat için belli sürelerde TÜVTÜRK'te yaklaşık 100 nokta zorunlu kontrolden geçen araçların "ağır kusurlu" sayılmaması için sürücülerin dikkat etmesi gereken küçük püf noktaları bulunuyor

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının belirlediği standartlarda hizmet veren TÜVTÜRK'te yaklaşık 100 noktalık zorunlu kontrolden geçen araçların "ağır kusurlu" sayılmaması için sürücülerin küçük gördüğü ancak önemsenmesi gereken bazı püf noktaları bulunuyor.

Kusurlu frenler, eksik veya çalışmayan emniyet kemerleri, ön cam çatlağı, arızalı silecek suyu pompası, elektrik aksamı ve kalorifer sistemindeki arıza, şase ve kaporta çürükleri gibi nedenlerle araçlar "emniyetsiz" veya "ağır kusurlu" sayıldığından muayeneden geçemiyor. Eksikliklerin giderilmesi için ise 1 ay süre tanınıyor.

Vize işlemi öncesinde eksiklikler ustalar tarafından giderilebiliyor,

Otobüs, kamyon, çekici ve tankerler için 305,62 lira, otomobil, minibüs, kamyonet, özel amaçlı taşıt, arazi taşıtı, römork ve yarı römorklar için 226,56 lira, traktör, motosiklet ve motorlu bisikletler için 115,64 lira ödenerek TÜVTÜRK'te yaptırılan muayenelerden bazı araçlar, çeşitli nedenlerle geçemiyor.

Kontroller sonucu araçlar, "kusursuz", "hafif kusurlu", "emniyetsiz" veya "ağır kusurlu" olmak üzere derecelendiriliyor. Muayene sonucunda aracın "emniyetsiz" veya "ağır kusurlu" bulunması halinde, tespit edilen eksikliklerin giderilmesi için bir ay süre tanınıp, bu zaman zarfında araca rapor verilmiyor. Söz konusu araçların eksiklerinin verilen zaman içinde giderilip yeniden muayeneden geçmesinin ardından rapor veriliyor.

Fren kusuru, emniyet kemerinin olmaması ya da arızası, ön cam çatlağı, silecek suyu pompası arızası, elektrik aksamı ve kalorifer sistemindeki arıza, şase ve kaporta çürükleri gibi nedenlerle "emniyetsiz" veya "ağır kusurlu" sayılan araçların, muayeneden bir seferde geçmesi için vize işlemi öncesinde 20 ila 100 lira arasındaki bedellerle bu eksiklikler ustalar tarafından giderilebiliyor.

"Küçük kontrollerle TÜVTÜRK'teki muayeneden geçilebilir"

Eskişehir Tornacılar ve Oto Tamirciler Odası Başkanı Adnan Karamanlı, vatandaşların TÜVTÜRK'e gidip eksiklikleri nedeniyle geri dönmemesi için araçlarına öncelikle bir uzman taraından bakım yaptırmaları gerektiğinin altını çizdi.

Eskişehir Sanayi Çarşısı'nda işin uzmanı ustalarının bulunduğunu ifade eden Karamanlı, şöyle konuştu:

"Her fren ustamızın TÜVTÜRK'te bulunan fren test cihazları bulunuyor. Aracın frenlerinin sağlıklı olması gerekiyor. Birçok kişi aracı, frenlerinin standart değerlere uymadığından muayeneyi geçemiyor. Fıskiye veya kalorifer arızası ile ön cam çatlağı gibi önemsiz görülen bazı eksiklikler nedeniyle araçlar ağır kusurlu görülüp vize alamıyor. Bunun önüne geçebilmek için özellikle belli yaşın üzerindeki araçların sahipleri vize öncesi cüzi ücretlerle bu alanda uzman ustalarımızdan hizmet alabilir."

"TÜVTÜRK'e tekrar tekrar gidip gelmekten kurtulun"

Kentte uzun yıllardır TÜVTÜRK öncesi araç bakımı yapan şirketin sahibi Ümit Alan, aracın muayeneye hazırlanmasının önemine değinerek, vergi borcundan en ufak hasarına kadar burada kontrolleri yaptıklarını vurguladı.

Egzoz emisyonu, fren, emniyet kemeri, ön cam çatlağı, silecek suyu pompası, lastikler, lamba, kalorifer sistemi gibi yaklaşık aracın 100 noktasını kontrol ettiklerini anlatan Alan, "Araçlar, genellikle fren kusurları, şase ve kaporta çürükler, elektrik aksamı ve kalorifer sistemi arızaları nedeniyle muayeneden geçemiyor. Vatandaşlar araç muayene hazırlık noktalarına gelirlerse 20 ila 100 lirası arasında ücret ödeyerek TÜVTÜRK'e tekrar tekrar gidip gelmekten kurtulabilir." diye konuştu.


Karlı ve kaygan yollarda nelere dikkat edilmeli

Karlı ve kaygan yollarda yapılacak sürüşlerde doğru lastik kullanımı ve lastik seçimi, sürücülerin ve araç içerisindeki yolcuların can güvenliğini sağlıyor

Kışın etkisini göstermesiyle birlikte bilinçsiz araç kullanımı, trafik sorunlarını ve kazaları da be-raberinde getiriyor. Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Eğitim ve Araştırma Dairesi Başkanlığı’nın yayınladığı Trafik İstatistik Bülteni’ne göre; 2017 yılında, toplam 410.367 kaza meydana gelirken, bu kazaların 75.209’u, araç hızını ayarlarken; yol, hava ve trafiğin gerektirdiği şartlara uyulmamasından kaynaklanıyor. Sürücüler, karlı ve kaygan yollarda aşırı hız yaparak ya da araçları için gerekli önlemleri almayarak hem kendilerinin hem de araç içerisindeki yolcuların can güvenliğini tehlikeye atıyor. Bu doğrultuda bir çalışma hazırlayan online sigorta satış platformu Koalay.com, sigorta ve kaza istatistiklerine dayanarak kışın, karlı ve kaygan yollarda araç kullanacak sürücülerin alması gereken önlemleri derledi. Sürücülerin dikkat etmesi gereken noktalar ise şöyle sıralanıyor:

Lastik Seçimi Hayat Kurtarıyor

Karlı ve kaygan yollarda güvenli bir yolculuk, sürücülerin araçlarına uygun kış lastikleri kullanmasından geçiyor. Kış lastikleri fren mesafesinin kısalmasını sağlarken, aracın kaymasını ve savrulmasını önlüyor. Böylelikle seyir halindeki bir aracın kayarak yoldan savrulmasının önüne geçilmiş oluyor. Sürücülerin, lastiklerini her gün kontrol etmesi gerekiyor ve havası inmiş lastiklerin kayganlığı arttığı için şişirilmesi önemli. Diş derinliği 3 mm altına inen lastiklerin mutlaka değiştirilmesi ve yerine yeni lastiklerin takılması gerekiyor.

Güvenli Bir Yolculuk Öncesi Motor Bakımı Şart

Motor bakımı, kış aylarında önemini artırıyor. İyi çalışmayan bir motor kışın hiç çalışmayabilir. Bu nedenle motor bakımının düzenli olarak yaptırılmasında fayda var. Motor yağını ve yağ filtresini de özellikle kış döneminde kontrol ederek değiştirmek gerekiyor.

Akü ve Yakıt Kontrolünü Unutmamak Gerekir

Yakıt ve akü durumu, yola çıkmadan önce kontrol edilmeli. Yakıt sisteminde kalan nemin donmasını engellemek amacıyla, araç deposuna bir şişe buz önleyici katık eklenebilir. Yakıt deposunun yarıdan fazlasının dolu olması borulardaki donmayı önlüyor.

Yumuşak Sürüş Kazaların Önüne Geçiyor

Kaygan ve karlı yollarda güvenli otomobil kullanmak için sürücülerin yumuşak sürüş kurallarına uyması gerekiyor. Kısacası; gaza, frene ve direksiyona her zaman olduğundan daha yumuşak dav-ranmak, sert hareketlerden kaçınmak, güvenli sürüş için hayati önem taşıyor.


12 Şubat 2018 Pazartesi

Otomotiv devi Türkiye üretimini ikiye katladı

Türk imalat sanayisinin merkez üssü Koaceli'de kurulu 4 otomotiv firması, geçen yıl saatte 72 aracı üretim bandından indirdi.

Ford Otosan, Hyundai Assan, Honda Türkiye ve Anadolu Isuzu gibi taşıt üreticilerinin yanı sıra lastik sanayi, kord bezi, çelikord, plastik, kauçuk ve boya endüstrisiyle Taşıt Araçları Yan Sanayi Organize Sanayi Bölgesi'ne (TOSB) ev sahipliği yapan Kocaeli, ülkenin önemli otomotiv üretim ve ihraç merkezlerinden biri olarak dikkati çekiyor.

Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) verilerine göre, geçen yıl Kocaeli'de 281 bin 565 otomobil, 2 bin 569 kamyon, 289 bin 897 kamyonet, 353 otobüs, 53 bin 806 minibüs, 902 midibüs olmak üzere toplam 629 bin 92 motorlu kara taşıtı üretildi. Buna göre, 2017'deki Türkiye toplam taşıt aracı üretiminin yüzde 36'ını tek başına karşılayan kentte, günde 72 araç üretilmiş oldu.

Kentteki otomotiv firmaları tarafından üretilen 629 bin 92 aracın yüzde 81'ine denk gelen 509 bin 994'ü ihraç edildi. Kocaeli'de üretilip yurt dışına gönderilen araçların Türkiye genel ihracatındaki payı da yüzde 38 olarak gerçekleşti.

Ford Otosan, kentteki firmalar arasında üretim ve ihracatta liderliğini sürdürürken, bu iki kategoride Hyundai Assan ikinci, Honda Türkiye üçüncü, Anadolu Isuzu da dördüncü sırada yer aldı.

Honda Türkiye, üretimini katladı

Kentteki 4 otomotiv firmasının 2017 yılındaki toplam üretimi 2016'ya göre yüzde 8,6, ihracatı da yüzde 9 oranında artış gösterdi.

Geçen yılki otomobil üretimi 2016'ya göre yüzde 86'lık artışla 28 bin 742'ye çıkan Honda Türkiye, Kocaeli'de oransal olarak üretim performansını en fazla arttıran firma oldu. Şirketin 2016'da 2 bin 914 adet olan ihracatı da yüzde 222'lik artışla 9 bin 391'e yükseldi.

Üretim ve ihracatta lider koltuğunda oturan Ford Otosan'ın üretim performansı 2016'ya göre yüzde 11,6 arttı. Firma, geçen yıl Gölcük ve Yeniköy fabrikalarında 25 bin 844 otomobil, 287 bin 355 kamyonet, 53 bin 806 minibüs olmak üzere toplam 367 bin 5 adetlik üretim gerçekleştirdi. Şirketin 2017'deki ihracatı da yüzde 15'lik artışla 295 bin 521'e ulaştı.

Asım Kibar Organize Sanayi Bölgesi'nde kurulu 245 bin adet üretim kapasitesine sahip fabrikasında binek tipindeki i10 ve i20 modellerinin üretimini gerçekleştiren Hyundai Assan, 2017'de 226 bin 979 adetlik üretime imza atarken, bunun yüzde 90'ına denk gelen 204 bin 382'sini ihraç etti.

Kocaeli, ticari araçta üretim üssü

Türkiye'de 2016'da 535 bin 39 adet olan ticari araç üretimi, 2017'de yüzde 3'lük artışla 552 bin 825'e yükselirken, ihracat da yüzde 4 artarak 411 bin 440 adet olarak kayıtlara geçti.

Kocaeli, geçen yıl 373 bin 371 adetle Türkiye'deki toplam ticari araç üretiminin yüzde 67,5'ini, 276 bin 493 adetle de toplam ihracatın yüzde 67'sini tek başına gerçekleştirdi.


Araç lastiklerini ne zaman değiştireceğinizi bozuk para ile öğrenin

Lastiklerinizin değişim zamanının gelip gelmediğini kontrol etmek için bu basit testi uygulayabilirsiniz.

Lastik diş derinliğinizi ölçmek için 1 TL ya da 50 kuruşluk bozuk paralardan yararlanabilirsiniz Dış taraftaki halka hem 1 lirada hem 50 kurusta yaklaşık 4 mm. dir.

Halka görünmeye basladığında 3 mm civarinda diş derinliği kalmış demektir. Bu durumda emniyetli bir sürüş deneyimi için lastikleri değiştirmeniz gerekir.



Tesla'nın yeni durağı Türkiye olacak

Geçtiğimiz hafta Elon Musk'ın sahibi olduğu Space X şirketiyle uzaya gönderdiği otomobilin ardından, Tesla'nın yeni durağı Türkiye olacak. Bu yıl İstanbul'da önce servis kuracak olan şirket, daha sonra showroom açacak.

Dünyanın en çok satan elektrikli otomobil markası Tesla'ın ilk etapta Türkiye'de servis kurması planlanıyor.

6 AY İÇİNDE HİZMETE ALACAK

Vatan Gazetesi'nde yer alan habere göre, Tesla'nın Avrupa merkezi Hollanda (Tesla Motors Netherlands B.V.), İstanbul'un Anadolu yakasında servis alanı arıyor. Şirket, 6 ay içinde servisi hizmete alacak. Serviste ayrıca tanıtım amaçlı olarak 3-4 araç sergilenecek.

Tesla 2019'da da İstanbul'da popüler bir mekanda showroom açacak. Tesla Model S ve Model X'e göre daha makul fiyatlı Model 3 ile Türkiye'ye hızlı giriş yapmayı planlıyor.

ABD'de fiyatı 35 bin dolardan başlayan Model 3, 1 Nisan 2016'da tanıtılıp 1.000 dolar ön ödemeli rezervasyonla satışa çıktı. Model 3'e 1 ay içinde 400 binden fazla sipariş geldi. ABD'de teslimatlar başlarken, aracın Avrapa'ya gelişi 2018 sonunu bulacak. Model 3'ün Türkiye'de 2019'da satışa çıkması bekleniyor. Fiyatının da yaklaşık 70 bin euro olacağı tahmin ediliyor.

TÜRKİYE'DE 150'DEN FAZLA VAR

Hızlı şarj istasyonları için Gersan Elektrik Ticaret ve Sanayi ile yapılan anlaşmanın, Tesla'nın Türkiye'ye gelişinin ilk sinyalinin olduğunun belirtildiği haberde, Türkiye'de şu anda 150'den fazla Tesla'nın bulunduğu kaydedildi. Servisin bulunmamasının büyük problem olduğu, olası bir kazada araçların tamir için Avrupa'ya gönderildiği ve ayrıca kaskoda sıkıntılar yaşandığı bilgileri de haberde yer aldı.


Dizel Avrupa'da dibe vurdu

Avrupa'da dizel otomobil satışları yüzde 7.9 düştü. Dizelin pazar payı ise yüzde 43.7’e geriledi. Böylece dizelin payı son 10 yılın en düşük seviyesine indi

Emisyon skandalı sonrasında imajı sarsılan dizel otomobillerin kan kaybı devam ediyor. 2017'de Avrupa'da dizel otomobil satışları yüzde 7.9 düşüşle, 6.7 milyon adede geriledi. Dizel satışları 2016'ya göre 760 bin adet azaldı.

JATO Dynamics verilerine göre 2017'de dizel otomobillerin toplam pazardaki payı da yüzde 43.7'e geriledi. Böylece dizelin payı son 10 yılın en düşük seviyesine indi. Skandal öncesinde Avrupa'da dizelin pazar payı yüzde 60'lar seviyesindeydi. Dizelin payı 2014'de yüzde 53.1'e, 2015'de yüzde 51.6'ya, 2016'da yüzde 49.5'e geriledi.

HİBRİTİN PAYI ARTTI

Dizelin payı düşerken, benzinli otomobillerin pazar payı ise artıyor. 2017'de benzinli otomobillerin payı yüzde 10.9 arttı. Buna karşılık alternatif yakıtlarla çalışan otomobillere talepte büyük artış yaşandı. Hibrit ve elektrikli otomobillerin satışları 2016'ya göre yüzde 46.1 gibi yüksek oranda arttı. 2017'de 737 bin 400 adet hibrit ve elektrikli otomobil satışı gerçekleşti. Böylece alternatif yakıtlarla çalışan otomobillerin pazar payı yüzde 4.8'e yükseldi.

Dizel otomobil talebinin düşmesinde, Avrupa'da birçok ülkenin dizellere yönelik yasak kararları etkili oldu. Ayrıca, alternatif yakıtlarla çalışan araçlara verilen teşvikler de dizel satışlarını olumsuz etkiledi. Teşvikler hibrit ve elektrikli araçları özendirici rol oynadı.

Avrupa'da en fazla elektrikli otomobilin satıldığı ülke 62 bin 313 adetle Norveç oldu. Bu ülkeyi 54 bin 617 adetle Almanya, 47 bin 298 adetle İngiltere, 36 bin 835 adetle Fransa izledi.

Hibrit otomobillerin en çok satıldığı ülke ise 31 bin 154 adetle İngiltere oldu. Almanya 29 bin 439 adetle ikinci, Norveç 25 bin 165 adetle üçüncü sırada yer aldı.

2020'DE % 30 DÜŞECEK

Tahminlere göre dizel otomobillerin payı 2020'ye kadar yüzde 30 düşecek. Öte yandan elektrikli ve hibrit araçların sayısının 10 katına çıkarak 20 milyon adede ulaşması bekleniyor.

TÜRKİYE'DE PAZAR PAYI YÜKSEK

Türkiye'de de üç yıldır dizel otomobillerin pazar payı Avrupa'daki gibi hızlı olmasa da düşüyor. Son üç yıldaki düşüş yaklaşık iki puan oldu. 2015'te 61.78 olan dizelin payı, 2016'da 61.51'e 2017'de ise 61'e geriledi. Buna rağmen Türkiye, Avrupa'da dizel payının en yüksek olduğu ülkelerden biri.

TEŞVİKLER HİBRİT SATIŞINI ARTIRDI

Teşvikler Türkiye'de de elektrikli ve hibrit araç talebini artırdı. 2016'da 44 elektrikli, 1010 adet hibrit otomobil satılırken, 2017'de 76 adet elektrikli, 4 bin 507 adet hibrit otomobil satışı gerçekleşti.


O ilde motosiklet sayısı otomobil sayısını geçti

Türkiye'de 3,1 milyona ulaşan motosiklet sayısı, otomobil sayısını sadece Kilis'te geçti. Kentte 22 bin 11 motosiklet, 10 bin 702 otomobil bulunuyor yani motosiklet sayısı otomobil sayısının iki katı konumunda

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden yaptığı derlemeye göre, 2017 yılı sonu itibarıyla Türkiye'de 12 milyon 35 bin 978 otomobil, 478 bin 618 minibüs, 221 bin 885 otobüs, 3 milyon 672 bin 625 kamyonet, 838 bin 717 kamyon, 3 milyon 102 bin 800 motosiklet, 60 bin 99 özel amaçlı araç ve 1 milyon 838 bin 222 traktör olmak üzere toplam 22 milyon 248 bin 944 motorlu kara taşıtı kayıtlarda yer alıyor.

İl bazında bakıldığında İstanbul, 291 bin 791 adetle en fazla motosikletin bulunduğu il oldu. İstanbul'u 269 bin 888 motosikletle Antalya, 246 bin 89 motosikletle İzmir, 174 bin 183 motosikletle Manisa ve 151 bin 272 motosikletle Muğla izliyor.

En az motosiklet ise Hakkari'de bulunuyor. Toplam 272 motosikletin bulunduğu Hakkari'nin üstünde 430 motosikletle Ardahan, 481 motosikletle Bitlis, 519 motosikletle Tunceli ve 590 motosikletle yer alıyor.

Kilis'te motosiklet sayısı otomobili katladı

Kilis'te, 2017 nüfus kayıtlarına göre 136 bin 319 kişi yaşarken 22 bin 11 motosiklet ve 10 bin 702 otomobil kayıtlı görünüyor. Kentte motosiklet sayısı, otomobil sayısının iki katına ulaştı. Kişi başına düşen motosiklet sayısı en fazla olan kent durumundaki Kilis'te her 6,2 kişiye bir motosiklet düşüyor.

Geçen yıl kişi başına motosikletin en fazla düştüğü ikinci şehir, Muğla olarak kayıtlara geçti. 938 bin 751 kişinin yaşadığı Muğla'da 151 bin 272 motosiklet bulunurken, her 6,2 kişiden biri bu araca sahip görünüyor.

Burdur'da 8, Manisa'da 8,1, Antalya ve Aydın'da 8,8, Çanakkale'de 9,3, Karaman'da 9,8, Hatay'da her 10,5 kişiden birine motosiklet düşüyor.

"Doğuma bile motosikletle gidiliyor"

Kilis Motor Sporları ve Eğitim Derneği Başkanı Mehmet İlyas Yıldırım, kentteki motosiklet sayısı ve kullanımının yüksek olmasının sebebini, mesafelerin yakınlığına, arazinin düz ve hava şartlarının uygun olmasına bağladı.

Toplu taşımayı halkın çok yoğun kullanmadığını belirten Yıldırım, "Bir yerlere daha hızlı ulaşmak için vasıtaya ihtiyaç var. Halkımız bunu da motosiklet olarak gördü. Erkeklerin yüzde 90'ı, kadınların yüzde 30'a yakını motosiklet kullanıyor." dedi.

Yıldırım, motosikletin günlük hayatın bir parçası olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

"Ekonomik anlamda yakıtının uygun olması da insanların motosikleti tercih etmesine neden oluyor. Örneğin, motosiklet 50 kilometrede bir litre yakıyor. Sadece ekonomik duruma bağlamamak lazım. Burada birçok kişi doğuma bile motosikletle götürülüyor. Benim ilk çocuğumun doğumuna motosikletle gittik. Motosiklet bizde tamamen hayatın içine işlenmiş. İnsanlar bakkala bile motosiklete binip giderek ihtiyacını alıyor. Motosiklet bir nevi üçüncü ayağımız, o şekilde kullanıyoruz."

Kilis'te profesyonel motorcuların yetişmesi için motosiklet pisti yapılacağını belirten Yıldırım, Zeytin Dalı Harekatı nedeniyle bunun şimdilik askıya alındığını söyledi.


11 Şubat 2018 Pazar

Garanti Filo’dan ikinci el otomobil için yeni alternatif: ikincielgaraj.com

Garanti Filo‘nun ikinci el online otomobil mağazası olarak karşımıza çıkan İkincielgaraj.com, ikinci el araç pazarı için hizmet veren yeni bir alternatif. Açık artırma modeli ile ikinci el otomobil satışı yapan İkincielgaraj.com, daha önce karşımıza çıkan ikinciyeni.com ile benzer bir çalışma mantığına sahip.

Her araç için piyasa değerlerine göre başlangıç fiyatları belirleyen İkincielgaraj.com, şu an için 6 markanın otomobillerini satıyor. Satışa sunduğu otomobillerin detaylı özelliklerini ve ekspertiz raporunu da kullanıcıları ile paylaşan İkincielgaraj, otomobilin hasar ve onarım geçmişini de detaylı bir şekilde sunuyor.

11 bini aşkın kullanıcıya sahip
Randevu alınması durumunda kullanıcılarına aracı görme imkanı da sunan İkincielgaraj’ın satışlara katılmak isteyenlerin kredi kartlarından belli bir miktarın katılım bedeli olarak bloke edildiğini de ekleyelim. Toplamda 11 bin 277 üyeye sahip olan İkincielgaraj.com, ülkemizin her noktasından üyelere sahip.

Açık artırma için başlangıç fiyatlarının yanı sıra hemen satın al seçeneği için çeşitli fiyatlar belirlendiğini de ekleyelim. Kullanıcı deneyimi açısından başarılı bir web sitesi olan İkincielgaraj.com, oldukça kolay bir kullanıma sahip. Son olarak satış için verilen tekliflerin geri alınması ya da iptal edilmesinin mümkün olmadığını da ekleyelim.

Geçtiğimiz aylarda N11 ve Hepsiburada gibi önemli e-ticaret sitelerinin otomobil satışı yaptığını sizlere aktarmıştık. Büyük markaların online olarak otomobil satması, otomotiv sektörünün dinamiklerini değiştirebilir. Otomotiv sektörünün online dünyaya kayıp kaymayacağını ise zaman gösterecek.





Toplu taşımanın geleceği araç paylaşımı olabilir mi?

Yeni bir araç paylaşım servisi Berlin’de 5 kişilik kapasiteye sahip 25 ring servisini yolculara ücretsiz olarak sunmaya başladı. Bu araç paylaşım servisi, aslında şimdiye kadar gördüğümüz paylaşımlı araç kullanımı modelinden fazlası değil. Zira bir çok kişi trafik sıkışıklığı ve yakıt masraflarına çözüm üretmek için aracını kendisiyle aynı istikamete gidenlerle ortaklaşa kullanmayı tercih ediyor. Ancak üç ay boyunca Berlin sokaklarında göreceğimiz bu araçlar, paylaşımlı araç kullanımından çok daha ucuza geliyor.

Bu uygulamanın arkasında ise araç paylaşım platformu Door2Door ve Almanya’nın en büyük otomobil kulübü Allgemeine Deutsche Automobil-Club (ADAC) var. Door2Door projenin arkaplanında çalışan algoritmaya destek verirken, ADAC kullanılacak olan araçları ve daha da önemlisi yatırımı sağlıyor.

Bu projenin amacı aslında toplu taşımanın geleceği ve geleceğin akıllı şehirlerinin nasıl tasarlanacağı hakkında bir konuşma başlatmak. Door2Door ve ADAC şu an ortaya koydukları ücretsiz hizmetin, geleceğin akıllı şehirlerinin toplu taşımayı nasıl planlayabileceğine dair bir örnek oluşturmasını istiyor.

Aslına bakarsanız şimdiye kadar bir çok teknoloji girişiminin bu konuda üretim yaptığını gördük. 2014 yılında UberPool‘u duyuran Uber, aynı istikamete giden yolcular için araç paylaşımı modelini hayata geçirmişti. Uber’in rakibi Lyft de aynı alternatifi Lyft Line ile kullanıcılarına sunmuştu. Tüm bu ürünler kulanıcılara araç paylaşım modelinden daha farklı bir şey sunmuyor ancak bu modeli daha ucuza kullanmanızı sağlıyordu.

Bu anlamda Door2Door’u Uber ve Lyft’ten ayıran şey ise özel taşımacılık alanında hizmet vermek yerine doğrudan toplu taşıma alanına odaklanmış olması. Door2Door hizmetinin son kullanıcı tarafından değil, belediyeler ve devletler tarafından kullanılmasını istiyor.

Üç ay boyunca ücretsiz sunulan bu hizmetin son kullanıcı tarafından hızlıca kabul göreceği açık. Ancak Door2Door’un kurucusu ve idari yöneticisi Dr Tom Kirschbaum, bu üç aylık sürecin ardından hizmeti ücretsiz sunmalarının pek mümkün olmadığını ve ileride bir gün bu hizmetin ücretsiz olacağının garantisi olmadığını ifade ediyor. Ancak şirket, bu sistemin geleceğin akıllı şehirlerinde toplu taşıma seçeneği olarak hayata geçebileceğini göstermek istiyor.

Berlin’de hayata geçen bu uygulama, üç ay boyunca her Cuma ve Cumartesi 17.00 – 01.00 arası kullanıma sunulacak. Eğer Door2Door, belediyeleri ve hükümetleri ikna edebilirse, toplu taşımanın geleceği gerçekten araç paylaşımı olabilir. Üstelik araç paylaşımının doğru konumlandırılmasıyla uzun vadede şehirlerin yaşam kalitesinin yükseldiğini de görebiliriz. Zira bu modelin yaygınlaşması, şehirlerdeki trafik tıkanıklığı, park yeri sıkıntısı ve egzoz dumanı problemlerine çözüm yaratacaktır.