30 Aralık 2020 Çarşamba

Köprü ücretlerine zam hazırlığı

 Özel sektörün işlettiği Yavuz Sultan Selim ve Osmangazi köprüleri ile otoyol geçiş ücretleri, dolar kuru üzerinden hesaplanacak ve artırılacak.

Kamuoyunda “mega” olarak adlandırılan Yavuz Sultan Selim- Kuzey Çevre Otoyolu, Osmangazi Köprüsü ve Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu, Avrasya Tüneli gibi bazı projeler, yap-işlet-devret (YİD) modeliyle inşa edildi. Devlet, bu projeleri üstlenen işletmelere, araç geçiş garantisi verdi. Araç geçişleri, garanti sınırının altında kalması halinde aradaki farkı devlet ödüyor.


GEÇİŞ ÜCRETLERİNDE ARTIŞ


Özel sektörün işlettiği Yavuz Sultan Selim ve Osmangazi köprüleri ile otoyol geçiş ücretleri, sözleşme gereğince belli aralıklarla (yılda 2 kez, Ocak ve Temmuz aylarında) yenileniyor. Yeni geçiş ücretleri belirlenirken, dolar kurunun düzeyi önemli bir parametre olarak öne çıkıyor. Kur artışı, geçiş ücretlerine doğrudan yansıyor.


Habertürk’ten Olcay Aydilek'in güvenilir kaynaklardan aldığı bilgiye göre söz konusu projelerde yeni geçiş ücretleriyle ilgili bir çalışma yürütülüyor.


Peki, yeni tarifeler nasıl hesaplanacak? Kaynaklar, Ocak ayının 2'nci günü için Merkez Bankası tarafından belirlenen ABD Doları alış kuru ve ABD’deki tüketici enflasyonunun tayin edici önemli iki öğe olduğunu belirterek, bu veriler ışığında hesaplamanın yapıldığını söyledi. Bu doğrultuda hesaplamalar sonuçlandırılacak. Olası zamlı geçiş ücretlerinin Ankara’nın “olur” vermesi durumunda hafta sonu uygulamaya girmesi bekleniyor.


AVRASYA TÜNELİ


Avrasya Tüneli’nde, yeni tarifelerin 1 Şubat’ta uygulamaya girmesi bekleniyor. Söz konusu projede, geçiş ücretleri hesaplama yöntemi şöyle:


- ARAÇ GEÇİŞ ÜCRETİ: 4.5 dolar düzeyinde bulunuyor. 4 dolar olarak öngörülen tutar, projede gündeme gelen bazı maliyetler nedeniyle bir miktar arttı.


- ABD ENFLASYONU: ABD enflasyon artışı, belli bir dönemdeki birikimli artış (Son 9-10 yıl alınıyor) hesaplamaya dahil ediliyor.


- DOLAR KURU: 2 Ocak 2020’de Merkez Bankası’nın ilan edeceği dolar kuru alınacak.


- KDV: Bunlara ek olarak yüzde 8 KDV de geçiş ücretlerine eklenecek. 

(Habertürk)


E-scooter’a iki kişi binen ceza ödeyecek

 Elektrikli scooter’ları da kapsayan düzenleme yürürlüğe girdi.15 yaşın altındakiler, karayollarında bisiklet ve scooter kullanamayacak. Sürücüler, dönüş sırasında bisiklet ve scooterlara yol vermek zorunda olacak. Scooter’a iki kişi binen ceza ödeyecek.

Türkiye Çevre Ajansı'nın Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Otomobillerden kaynaklanan emisyonların azaltılması amacıyla bisikletli ulaşımın yaygınlaştırılması hedefiyle kapsamlı düzenlemeler getirildi. Sözcü'de yer alan habere göre, iki tekerli hayata getirilen yenilikler şöyle:

-Karayolları Genel Müdürlüğü, güvenliğinin ve teknik koşulların sağlandığı yerlerde, banketleri bisiklet şeridi olarak işaretleyerek bisiklet ve e-scooter kullanımına uygun hale getirecek.
-Karayollarında bisiklet yol ve şeritlerinde 15 yaşını bitirmiş olanlar elektrikli bisiklet ve e-scooter kullanabilecek.
-Sürücüler, sağa ve sola dönüşlerde, bisiklet yolundaki ve şeridindeki bisiklet ve e-scooter kullananlara ilk geçiş hakkını vermek zorunda olacak.
-Ayrı bisiklet yolu veya şeridi varsa e-scooter’lar taşıt yolunda, motorlu bisikletler ise bisiklet yolunda sürülemeyecek.
-İki elle sürülmesi zorunlu olacak e-scooter’larda sırtta taşınabilen kişisel eşya dışında yük ve yolcu taşınamayacak.
-E-scooter’lar, otoyol, şehirlerarası karayolları ve azami hız sınırı saatte 50 kilometre üzerinde olan kara yollarında kullanılamayacak.
-Yayalar bisiklet trafiğine engel olmamak şartıyla veya yaya yolu bulunmayan yerlerde bisiklet şeridini kullanabilecek.
-Belediyeler bir e-scooter’dan günlük 16 kuruş işgal harcı alacak.
-Büyükşehir belediyelerine bisiklet ve e-scooter’ların yol, şerit, park ve şarj istasyonlarını yapma görevi verilecek.
-İlçe belediyeleri ise bölge otoparkı, kapalı ve açık otoparklar yapma, işletme ve bunlara ruhsat verme görevine sahip olacak.
-Bölge otoparkı yapma yetkisi ilçe belediyelerine verildiğinden, imar mevzuatı uyarınca gelirlerin büyükşehir belediyesine aktarılması uygulaması sona erdi.

26 Aralık 2020 Cumartesi

Trafik cezaları e-posta hesaplarına gelecek

 Araç tescil plakalarına düzenlenen trafik idari para cezası karar tutanakları, araç sahiplerinin Hazine ve Maliye Bakanlığı sistemine kayıtlı e-posta hesaplarına gönderilecek

"Trafik İdari Para Cezası Karar Tutanaklarının Düzenlenmesinde, Tahsilinde ve Takibinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" Resmi Gazete'de yayımlandı.

Buna göre, araç tescil plakalarına düzenlenen trafik idari para cezası karar tutanakları, Hazine ve Maliye Bakanlığının teknik altyapısı üzerinden araç sahiplerinin sisteme kayıtlı e-posta hesaplarına gönderilecek.

Elektronik tebligat almak isteyen ancak Hazine ve Maliye Bakanlığında kayıtlı 
uygun e-posta adresi bulunmayan araç sahipleri, Gelir İdaresi Başkanlığının ilgili birimlerine bizzat başvurarak ya da "www.gib.gov.tr" internet sitesinden kayıt oluşturabilecek.

Ayrıca trafik kural ihlali yaptığı tespit edilen aracın, ihlal tarihinde kiralık olduğu Kiralık Araç Bildirim Sisteminden anlaşılması halinde, trafik idari para cezası karar tutanağı kiralayan adına düzenlenerek tebliğ edilecek.

25 Aralık 2020 Cuma

İçişleri Bakanlığından VALE düzenlemesi

 VALE rezaletine son verildi. Önüne gelen VALE olamayacak. Aracın teslim alınmasından iade edilene kadar geçe sürede Hasar, Trafik Cezası veya Çekilmesi halince tüm masraflar İşletmeye ait olacak. İşletmeler Sigorta Poliçelerine Vale hizmetinden kaynaklanan hasarları da ekletecek.

İçişleri Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı şikayetlere neden olan İşletmelerdeki VALE uygulamasına standart getirildi. 25.12.2020 tarihinde 31345 sayılı Resmi Gazetede “İŞLETMELER VE İŞYERLERİNİN ARAÇ PARK HİZMETLERİNİN (VALE) YÜRÜTÜLMESİNE İLİŞKİN YÖNETMELİK” olarak yayınlandı ve 07.01.2021 yürürlüğe girecek.


a) Araç teslim fişi: Aracın vale görevlisine teslimi anında vale görevlisi tarafından doldurulan, bir nüshası vale görevlisinde, kopya nüshası ise sürücüde kalacak olan, üzerinde işletmenin adı, sürücünün adı soyadı, aracın plakası, düzenlendiği tarih, saat ve teslim alan görevlinin adı soyadı ile telefon numarası ve araç kilometresinin yazılı olduğu dipkoçanlı otokopili belgeyi veya şirket tarafından hazırlanan bu bentteki şartları sağlayacak elektronik uygulamayı,


b) Mesleki Yeterlilik Belgesi: Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından yetkilendirilmiş belgelendirme kuruluşlarının düzenlediği Vale Görevlisi (Seviye 3) MYK Mesleki Yeterlilik Belgesini,


c) Otopark: Birim park alanı ölçüleri otomobillerin park etmesi için düzenlenmiş ve bu ölçülere araç boyları uygunluk gösteren N1, N2, M2 ve G sınıfı araçların da park etmesine imkân veren yol üstünde ya da yol dışında açık veya kapalı olarak düzenlenen alanı,


ç) Vale görevlisi: Vale hizmeti almak isteyen sürücünün aracını park yasağı olmayan alanlara park eden ve istenildiğinde aracı, tekrar araç sürücüsüne teslim eden görevliyi, 


d) Vale hizmet bedeli: Esnaf işletmeleri için 14/2/2008 tarihli ve 26787 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Esnaf ve Sanatkârlarca Üretilen Mal ve Hizmetlerin Fiyat Tarifeleri Hakkında Yönetmeliğin 5 inci maddesine ve tacirler için 15/12/2004 tarihli ve 25671 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tacir ve Sanayiciler Tarafından Üretilen Mal ve Hizmetlerin Azami Fiyat Tarifelerinin Düzenlenmesi Hakkında Yönetmeliğin 5 inci maddesine göre hazırlanan fiyat tarifesini aşmamak üzere vale işletmesi tarafından belirlenen bedeli,


e) Vale hizmeti: Araç sürücüsünün park yasağı olmayan alanlara aracının park edilip istenildiği zaman geri getirildiği hizmeti, 


f) Vale işletmesi: Vale hizmeti vermek amacıyla kurulmuş, yetkili idarece İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik hükümlerine göre işyeri açma ve çalışma ruhsatı almış, kadrosunda en az tam zamanlı 3 (üç) adet vale görevlisi çalıştıran işletmeleri,


g) Vale noktası: Vale hizmetinin verildiğini gösterir işaretlemelerin olduğu ve vale görevlisinin bulunduğu alanı,


ğ) Yetkili idare: Belediye sınırları ve mücavir alanlar dışı ile mevzuatta münhasıran il özel idaresine yetki verilen hususlarda il özel idaresini; büyükşehir belediyesi sınırları ve mücavir alanlar içinde büyükşehir belediyesinin yetkili olduğu konularda büyükşehir belediyesini, bunların dışında kalan hususlarda büyükşehir ilçe belediyesini; belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde belediyeyi ve organize sanayi bölgesi sınırları içinde organize sanayi bölgesi tüzel kişiliğini, ifade eder.


Temek Kurallar


Sürücü, vale hizmeti almaya zorlanamaz.

Vale noktalarında; vale hizmeti almanın zorunlu olmadığını belirtir levha herkesin göreceği şekilde asılır.

Vale hizmeti en fazla 3 (üç) kilometre yarıçap içerisinde karşılanır.

Otopark alanını kayıt altına alacak güvenlik kamerası bulundurulur.

Ücretsiz otopark alanları içerisinde, karayollarında ve halkın kullanımına açık alanlarda vale hizmeti için özel alan ayrılamaz.

Vale hizmet bedeli sürücünün görebileceği şekilde tabelada belirtilir.

Araç içerisinde kıymetli eşya bırakılmamasına ilişkin uyarı yazısı bulundurulur.

Vale/Garaj Sigorta poliçesi ve üçüncü şahıs mali mesuliyet sigorta poliçesi yaptırılır.

Önüne gelen VALE olamayacak, şartlar ağırlaştırıldı


Devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, hırsızlık, uyuşturucu veya uyarıcı madde; imal ve ticareti, kullanılmasını kolaylaştırmak, kullanmak için satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da kullanmak, cinsel saldırı suçlarından mahkûm olmamış olmak veya bu suçlardan hakkında kovuşturma bulunmamak.

Son beş yıl içerisinde; bilinçli taksirli olarak ölümlü trafik kazalarına karışmamış olmak, uyuşturucu veya uyarıcı maddeler alarak ya da alkollü olarak araç kullanma ve hız kurallarını ihlal nedeniyle sürücü belgesi birden fazla geri alınmamış olmak veya daimi olarak iptal edilmemiş olmak.

Kullanılacak araç cinsine uygun sınıf sürücü belgesine sahip olmak.

İşletme HASAR, TRAFİK CEZASI ve ÇEKİCİ ÜCRETİNİ ödeyecek


Vale hizmeti veren işletme ve işyerleri söz konusu hizmetlere ilişkin olarak hizmet süresi içinde ortaya çıkan araç hasarlarını, trafik cezalarını ve araç çekme bedellerini tazmin etmek zorundadır.

Vale hizmeti veren işletme ve işyerleri ödenecek olan tazminatları teminat altına almak amacıyla gerekli sigorta poliçelerini yaptırıp bunları hizmet verdikleri işletmeyle yaptıkları resmi hizmet sözleşmesi ekinde sunmak zorundadır. Bu poliçeleri sözleşme ekinde talep etmek, vale hizmeti alan işletmenin sorumluluğundadır.

İşletme, çalıştırdığı vale görevlisinin yetkili idarece kendileri için belirlenen alanlar dışındaki alanlara araç park etmemesini sağlamak zorundadır.


24 Aralık 2020 Perşembe

İşte merakla beklenen elektrikli skuter yasası

 Elektrikli skuterlerle ilgili düzenlemeler TBMM Genel Kurulu'nda yasalaştı. E-skuterler, otoyol, şehirlerarası kara yolları ve azami hız sınırı saatte 50 kilometre üzerinde olan kara yollarında kullanılamayacak

TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen yasal düzenlemeler arasında elektrikli skuter yasası da var. 

Kanunla, büyükşehir belediyelerine bisiklet ve e-skuterlerin yol, şerit, park ve şarj istasyonlarını yapma görevi verilecek. İlçe belediyeleri ise bölge otoparkı, kapalı ve açık otoparklar yapma, işletme ve bunlara ruhsat verme görevine sahip olacak.

Ulaşımdan kaynaklanan emisyonların azaltılması amacıyla bisikletli ulaşımın yaygınlaştırılması için hazırlanacak ulaşım ana planlarında bisikletli ulaşıma yer verilmesi veya bisikletli ulaşım ana planının hazırlanması esas olacak.

Belediye Gelirleri Kanunu'nda değişiklik yapılarak güvenli, sağlıklı ve çevreci ulaşım araçlarından biri olan elektrikli skuterlerin teşvik edilmesi ve kullanımının yaygınlaştırılması için paylaşımlı elektrikli skuterlerden alınacak işgal harcı bedeli en az tarife üzerinden hesaplanacak. Bu kapsamda belediyelerce bir e-skuterden günlük 16 kuruş işgal harcı alınacak.

E-skuterler, otoyol, şehirlerarası kara yolları ve azami hız sınırı saatte 50 kilometre üzerinde olan kara yollarında kullanılamayacak. Yayalar bisiklet trafiğine engel olmamak şartıyla veya yaya yolu bulunmayan yerlerde bisiklet şeridini kullanabilecek. Elektrikli skuter ve kullanımına ilişkin diğer hususlar İçişleri, Çevre ve Şehircilik ile Ulaştırma ve Altyapı bakanlıkları tarafından müştereken çıkarılan yönetmelikle belirlenecek.

KGM, bisiklet yolu ile gürültü bariyeri yapacak

Kanunla Karayolları Trafik Kanunu'nda değişikliğe gidiliyor. "Bisiklet yolu", bisiklet ve e-skuter sürüşüne ayrılan, taşıt yolu ve yaya alanları ile kesişim noktaları hariç diğer araç ve yaya trafiğine kapalı yol; "e-skuter", hızı en fazla saatte 25 kilometreye ulaşan, tekerlekli, ayak tahtası ve tutamağı olabilen, dikey bir direksiyon mekanizması içerebilen ve ayakta kullanılan taşıtlar, "bisiklet şeridi" ise yol seviyesinde bisiklet ve e-skuter kullanımı için özel olarak belirlenmiş ve yer işaretlemesiyle ayrılmış yol şeklinde tanımlanıyor.

Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM), kara yollarındaki gürültü kirliliği ve bisiklet master planlarını göz önünde bulundurup, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının görüşünü de alarak trafik güvenliğinin ve teknik koşulların sağlandığı mevcut yollarda, yeni yapılacak yapım, bakımından sorumlu olduğu karayollarının kenarına, bisiklet yoluyla gürültü bariyeri yapacak. Trafik güvenliğinin ve teknik koşulların sağlandığı yerlerde, banketleri bisiklet şeridi olarak işaretleyerek bisiklet ve e-skuter kullanımına uygun hale getirecek.

Kara yollarındaki bisiklet yol ve şeritlerinde 15 yaşını bitirmiş olanlar elektrikli bisiklet ve e-skuter kullanabilecek. Sürücüler, sağa ve sola dönüşlerde, bisiklet yolundaki ve şeridindeki bisiklet ve e-skuter kullananlara ilk geçiş hakkını vermek zorunda olacak. Ayrı bisiklet yolu veya şeridi varsa e-skuterler taşıt yolunda, motorlu bisikletler ise bisiklet yolunda sürülemeyecek. İki elle sürülmesi zorunlu olacak e-skuterlerde sırtta taşınabilen kişisel eşya harici yük ve yolcu taşınamayacak.

İstinaf Mahkemesi kararı! Uber yeniden faaliyete geçiyor

 İstinaf mahkemesi aldığı karar ile Uber’e Türkiye’de erişim engeli getiren ilk derece mahkemesi kararını hatalı buldu

Geçtiğimiz yıl hem web sitesine hem de uygulamasına erişim engeli getirilen Uber'e istinaf mahkemesinden müjdeli haber geldi.

İstinaf mahkemesi bugün aldığı karar ile Uber’e Türkiye’de erişim engeli getiren ilk derece mahkemesi kararını hatalı buldu. İstinaf mahkemesi kararı bozarak Uber’e erişim engelini kaldırdı. Erişim engelinin kaldırılması ile birlikte Uber, taksi ürünüyle Türkiye genelinde faaliyet göstermeye devam edebilecek.

TÜRKİYE'DE FAALİYETE GEÇECEK

Temasa geçilen Uber Global sözcüsü “Türkiye’ye inanıyoruz ve bağlıyız. İstinaf mahkemesi Uber Taksi ile faaliyetlerimizi sürdürmeye devam edebileceğimizi teyit ettiği için mutluyuz. Uygulamamızı İstanbul'daki tüm yolcu ve sarı taksi şoförlerine sunmaya devam edeceğiz.” dedi.

Uber, İstanbul’da hizmet vermeye başladığı 2014 yılından itibaren, İstanbullular için popüler bir güvenli ulaşım seçeneği haline gelmiş ve Türkiye’de 4,5 milyondan fazla kişi tarafından indirilmiş ve kullanılmıştı. Erişim engelinin kalkması ile, Uber uygulamasında UberTaksi hizmeti sunulabilecek. Uber uygulaması İstanbul’da 14 bin 500 taksi sürücüsü tarafından hali hazırda kullanılmıştı. Taksiciler dışında VIP olarak tanımlanan araçlarla taşımacılık yapanlar da olmuştu

NE OLMUŞTU?

Uber'e ilişkin olarak taksici dernekleri ve birlikleri dava açmış ve sonucunda Uber'in Türkiye'deki tüm faaliyetleri sonlandırılmış, web sitesi ve uygulamalarına da erişim engeli gelmişti. Taksicilerin de Uber kullanmasına rağmen korsan faaliyet olarak belirlenen Uber, Türkiye'de yasaklanmıştı. Ticari taksilerin de yolcu bulmak için kullandığı Uber 2010 yılından bu yana hizmet gösteriyor ve toplamda 15 milyardan fazla yolculuğa erişti. Uber, 66 ülkede 700'den fazla şehirde günde 19 milyon yolculuk yapılmasına imkan sağlıyor.

23 Aralık 2020 Çarşamba

Apple araç üretirse, Tesla hisseleri çöker!

 Apple kendi kendini şarj edecek elektrikli araç üretimi kararı alması, sektörde büyük heyecana neten olu. Yatırım bankası Morgan Stanley ise farklı bir noktaya dikkat çekti.

ABD'nin teknoloji devi Apple'ın otomotiv sektörüne göreceği yönündeki açıklamalar sektörde büyük yankı buldu. Bu açıklama en fazla da zamanında şirketini Apple satmak için çok uğraşan Tesla yöneticilerini heyecanlandırdı. Morgan Stanley analistlerine göre, Apple Inc.'in kendi sürücüsüz, elektrikli arabalarını yapma kararı, Tesla hisseleri için 'yeni bir ayı piyasası vakası baskısı' yaratıyor.

Reuters'ın, Apple'ın otonom teknolojisinde ilerleme sağladığını ve 2024 yılına kadar kendi batarya tasarımını da içerebilecek bir binek araç üretmeyi hedeflediğini bildirmesinin ardındanTesla Inc. hisseleri Salı günü % 5,5'e kadar düştü ve Pazartesi günkü %6,5'lik düşüşe eklendi.

Adam Jonas liderliğindeki analistlerin hazırladığı bir notta, "Apple'ın otomobil piyasasına potansiyel girişi, yatırımcıların bir süredir düşünmek zorunda kaldığı Tesla hissesi için belki de en güvenilir / zorlu ayı vakasını temsil ediyor" dedi.

Jonas, araç pazarına giren iPhone üreticisinin General Motors Co. ve Ford Motor Co. gibi eski otomobil üreticileri için de bir tehdit oluşturabileceğini ifade etti.

22 Aralık 2020 Salı

Hisseleri yükseliyor, elektrikli oto kazanıyor!

 ABD'li elektrikli otomobil üreticisi Tesla’nın hisselerinde bu yıl yaşanan yüzde 730'un üzerinde değer kazancıyla piyasa değeri 658 milyar dolara yükseldi

ABD’li elektrikli otomobil üreticisi Tesla hisselerinin bu yıl yüzde 730’luk yükselişi sonrası, şimdiye kadar büyük araçlara daha fazla ilgi gösteren ABD halkındaki elektrikli araca negatif bakış yavaş yavaş kırılmaya başladı.

Reuters’ın haberine göre, ABD’li otomobil üreticilerinin de elektrikli araç üretime geçtiğimiz yıllara göre daha sıcak baktığı belirtilirken İngiltere ve Japonya gibi büyük ülkeler 2030’lu yıllarda içten yanmalı otomobilleri kaldırmayı planladığını açıkladı.

“ELEKTRİKLİ ARAÇ BATARYASIYLA AKÜ FİYATLARI DENKLEŞECEK”
2020 yılı, General Motors İcra Kurulu Başkanı Mary Barra ve diğer üst düzey endüstri yöneticilerinin ‘Musk’ın Tesla’sını taklit etmeye başladığı yıl’ olarak nitelendiriliyor. Mary Barra, “Elektrikli araç bataryasının maliyetleri yakın bir zamanda içten yanmalı araçların akü fiyatıyla aynı denkliğe ulaşacak” ifadelerini kullanırken, ABD halkının benzinli kamyonet ve SUV’lara olan merakının altı çizildi.

Amerika Birleşik Devletleri'nde en çok satan araçlar büyük ve petrol ürünleriyle çalışan kamyonetler olarak bilinirken aracı kurum Bernstein’ın yayınladığı raporda ise, ülkedeki en iyi elektrikli araç ve batarya üreticilerinin 2023'e kadar maliyetlerini içten yanmalı araç aküsünün maliyetiyle neredeyse aynı seviyeye taşıyabileceği açıklandı.

S&P 500 ENDEKSİNDE İŞLEM GÖRMEYE BAŞLIYOR
Öte yandan Elon Musk’ın CEO’su olduğu elektrikli otomobil üreticisi Tesla, tarihin en büyük yeni üyesi olarak S&P 500 Endeksi'ne katılıyor. Tesla hisseleri bugün itibarıyla S&P 500 Endeksi içerisinde işlem görmeye başlayacak. S&P 500 Endeksi'ndeki ağırlığı yüzde 1,69 ile beşinci sırada gelecek olan Tesla, Alphabet'in iki hisse sınıfı tek sayıldığında endekste değeri en yüksek altıncı şirket olacak.

HİSSE BAŞINA 695 DOLAR
S&P 500 Endeksi'ni eşik değer olarak kabul eden yatırımcıların, endekse dahil olması öncesinde Tesla hisselerine yönelmesiyle birlikte Cuma günü yüzde 6'ya yakın bir yükseliş yaşandı. Tesla, hisse başına 695 dolar ile tüm zamanların zirvesinden kapattı.

Pazartesi günkü açılışta serbest dolaşımdaki paylara göre S&P 500 Endeksi'nde ağırlık sıralaması en yüksek ilk 10 şirket, Apple (yüzde 4.67), Microsoft (yüzde 5.29), Amazon (yüzde 4.37), Facebook yüzde (2.13), Tesla (yüzde 1.69), Alphabet A (yüzde 1.66), Alphabet C (yüzde 1.61), Berkshire Hathaway B (yüzde 1.39), Johnson & Johnson (yüzde 1.30) ve JPMorgan & Chase (yüzde 1.16) şeklinde olacak.

19 Aralık 2020 Cumartesi

Ford Otosan dev yatırıma hazırlanıyor

 Ali Koç, " Ford Otosan ile Türk özel sektörünün en büyük yatırımlarından birini yapacağız. 21 milyar lirayı aşacak, 10 yıl sürecek bu yatırım ile ihracatımız iki katına çıkacak, 18 bin yeni istihdam yaratacağız" dedi

Amerikan Şirketler Derneği tarafından Türkiye – ABD ekonomik ilişkilerinin gelişmesine katkıda bulunan şirketlerin ödüllendirilmesi amacıyla düzenlenen "I AmChamPion" töreninde, Ford Otosan "Yerel Ortakları ile Türkiye'nin Öz Yeterliliğine Katkı" ve "Türkiye'de En Yüksek Etkiye Sahip Bölgesel Merkez" ödüllerinin sahibi oldu.

Törende konuşan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Y. Koç, "Türkiye'nin ilk ve tek entegre elektrikli araç üretim tesisi olma hedefimiz doğrultusunda Ülkemizin ilk batarya montaj fabrikasını kurmak için de çalışmalara başladığımızı duyurmuştuk. Ayrıca geçtiğimiz günlerde Ford Otosan ile Türk özel sektörünün en büyük yatırımlarından birini yapacağımızı da açıkladık. Bu yatırım 21 milyar lirayı aşacak, 10 yıl sürecek. Elektrikli ve bağlantılı yeni nesil ticari araç projelerini hayata geçireceğiz. " dedi.

2026'dan sonra tam kapasite olacak tesiste Avrupa'da büyüyen ticari araç pazarındaki talebi karşılamak için kapasite 650 bin adete çıkacak. Ali Y. Koç, "650 bin araçlık kapasitenin yüzde 90'ından fazlasının ihraç edilmesi yönünde planlarımızı yapıyoruz. Bu sayede ihracatımızı da bugünkü halinin inşallah 2 katına çıkaracağız. Bu yatırım kapsamında Ford Otosan'da direk olarak 3 bin kişilik yeni istihdam yaratılacak. Yan sanayide de yaklaşık 15 bin kişilik bir istihdam yaratacağını öngörüyoruz. Yani aşağı yukarı bu yatırım neticesinde Türk otomotiv sektöründe 18 bin kişilik yeni istihdam imkânı yaratılmış olacak." şeklinde konuştu.

Ali Y. Koç, Koç Topluluğu ve Ford arasında, neredeyse bir asırlık ortaklık ilişkisi bulunduğuna dikkat çekti.
Ford Otosan'ın gelişiminde Ford Motor Company'nin Türkiye'ye olan uzun vadeli inancının da altını çizen Ali Y. Koç,"1997 yılında joint venture'ı başlattığımızda şirketimizde 3 bin 400 kişi çalışıyordu. Bu çalışan sayımız bugüne geldiğimizde 12 bine ulaşmış vaziyettedir. O zaman 43 bin adet araç üretiyorduk. Bugün bu rakam 370 bine ulaştı." dedi.

850 milyon dolarlık 7 milyar dolara çıktığını kaydeden Koç, ihracattaki yükselişe vurgu yaparak "O dönemin Ford Otosan'ı, hatta o dönemin Otosan'ı diyelim daha Ford konmamıştı başına; sadece 667 adet araç ihraç ediyordu. Bugün ise bu rakam 335 bin adete ulaştı. O dönemde 16 milyon dolar olan ihracat rakamımız bugün neredeyse 6 milyar dolara geldi." ifadelerini kullandı.

TOBFED Akademi kuruluyor

 Türkiye Otomotiv Bakım Dernekleri Federasyonu (TOBFED), TOBFED Akademi’yi hayata geçireceğini açıklad hayata geçiremeye hazırlanıyor

Türkiye Otomotiv Bakım Dernekleri Federasyonu (TOBFED), otomotiv sektöründe nitelikli personel ihtiyacına cevap verecek ‘TOBFED Akademi’yi hayata geçireceğini açıkladı.

Türkiye genelinde 6 binden fazla işsiz genci sektörel iş dallarında eğiterek meslek sahibi yapan Türkiye Otomotiv Bakım Dernekleri Federasyonu (TOBFED), otomotiv sektöründe nitelikli personel ihtiyacını karşılamak için ‘TOBFED Akademi’ projesini hayata geçireceğini açıkladı. Mesleki Yeterlilik Kurumu -TÜRKAK akreditasyonları ve sektörün öncü firmalarıyla yaptığı iş birlikleri ile belgelendirme aşamasına geçiyor.

29 yıldır otomotiv sektörüne “Üretici Standardında Onarım Eğitimleri” veren BAKIRCI Otomotiv ile imzalanan protokolde, proje kapsamında verilecek eğitimlerin ve belgelendirme hizmetlerinin kapsamı genişletildiği bildirildi.
İş birliği yapılan şirketin kurucu ortakları Cihat Bakırcı ve Mehmet Karakoç arasında imzalanan protokolün içeriği ile ilgili bilgi veren TOBFED Genel Başkanı Serkan Bakırtaş, “Mekanik Teknisyeni, Elektromekanik Teknisyeni, Elektrik Teknisyeni, Ön Düzen Teknisyeni, Elektrikli Araç Teknisyeni, Mini Onarım ve Hafif Hasar Onarım Teknisyeni, Orta ve Ağır Hasar Onarım Teknisyeni ve Boya Teknisyeni alanlarında eğitimler ve sertifikasyon çalışmaları yapılacak” dedi.

Farklı alanlarda da eğitim vereceğini belirten Bakırtaş, sözlerine şöyle devam etti:

“Bu eğitimlerin yanı sıra Oto Ekspertiz Eleman, Folyo Uygulamacısı, Araç Bakım ve Koruma Görevlisi, Lastik Bakım Onarımcısı, Araç Temizlik Görevlisi , Otopark Görevlisi,  Vale Görevlisi ve Motosiklet Teknisyeni alanlarında da eğitim ve belgelendirme yapılacak.”

18 Aralık 2020 Cuma

Yaris üretimi 4 milyon adede ulaştı

 Toyota'nın Fransa'daki fabrikası, 4 milyonuncu Yaris üretimini gerçekleştirdi.

Toyota'nın Fransa'daki fabrikası, 4 milyonuncu Yaris üretimini gerçekleştirdi.Toyota açıklamasına göre, 4 milyonuncu model kırmızı ve siyah bi-tone renkler ile dördüncü nesil hibrit motor sistemine sahip. Bu otomobilde aynı zamanda segmentinin lider aktif ve pasif güvenlik özellikleri standart olarak bulunuyor.

1999'da tanıtılan 2000 senesinde Yılın Otomobili seçilen Yaris, Toyota için satış ve marka profilini yükseltme açısından büyük bir başarı hikayesine dönüştü. Her geçen yıl satışlarını artıran Yaris'in, 2019'da üçüncü jenerasyonu, Avrupa'da 224 bin civarında satış elde ederek Toyota'nın Avrupa satışlarının yüzde 22'sini temsil etti ve segmentinde ise yüzde 8 pay aldı.Avrupa'da üretilen dört milyonuncu Yaris ise dördüncü nesil model oldu. Dördüncü nesil Toyota Hibrit Sistemiyle donatılan ve 116 HP güç üreten Yaris, 3.7 lt/100 km ve 85 g/km CO2 emisyonu ile segmentinin en düşük tüketimi ile CO2 emisyonunu sunuyor.Yaris, DNA'sı korunarak geliştirilen güvenlik donanımları ile segmentinin en güvenli aracı oldu. Avrupa'da B segmentinde sınıfında bir ilk olarak ön orta hava yastığının adapte edilmesiyle birlikte 2020 SAFETYBEST ödülünün de sahibi olan Yaris, en son versiyon Toyota Safety Sense ile donatıldı.


8 Aralık 2020 Salı

Enerjisa, İsveç'e de istasyon kuracak

 Enerjisa'nın çoğunluk hisselerine sahip olduğu Eşarj, İsveç’e şarj istasyonu kuruyor

Enerjisa Enerji’nin (#ENJSA) 2018 yılından beri çoğunluk hisselerine sahip olduğu Türkiye’nin lider elektrikli şarj istasyonu ağı olan Eşarj, Türkiye’den sonra İsveç’te de şarj istasyonu kuruyor. Temsa’nın ürettiği elektrikli otobüslerin İsveç’e ihraç edilmesiyle birlikte trafiğe çıkan otobüslerin şarjlanmaları Eşarj istasyonları sayesinde olacak. Böylece Eşarj bölgesel bir oyuncu olma yolunda ilk adımını attı.

Türkiye’nin lider elektrik dağıtım ve perakende satış şirketi Enerjisa Enerji’nin 2018 yılında sürdürülebilir, çevreye duyarlı, doğa dostu ve elektrikli bir gelecek kurma misyonu doğrultusunda çoğunluk hisselerini satın aldığı Eşarj, bölgesel oyuncu olma yolunda ilk adımını attı.

Temsa mühendisleri tarafından geliştirilen ve şirketin Adana’daki tesislerinde üreterek İsveç’e ihraç ettiği 6 adet MD9 electriCITY elektrikli otobüsün şarjlanmaları Eşarj istasyonları sayesinde gerçekleşecek. İsveç’te de Eşarj istasyonlarının kurulumu ile birlikte Türkiye’nin lider elektrikli araç şarj istasyonu olmasının yanı sıra bölgesel bir oyuncu olmaya yönelik de büyük adımlar atılmış olacak.

Kurulacak istasyonlar ile birlikte bir Türk elektrikli araç şarj istasyonu firmasının da ilk yurtdışı adımı gerçekleşmiş olacak.

Ekosistem İçin Dönüm Noktası

Dünyada toplu taşımanın geleceği elektrikli araçlar odağında şekillenmesinin yanı sıra, ekosistem için büyük bir adım olduğunu belirten Eşarj Yönetim Kurulu Başkanı ve Enerjisa Enerji CEO’su Murat
Pınar, “ Sürdürülebilirlik ve teknolojiyi odağına alan tüm yatırımları önemsiyoruz ve bu noktada Eşarj ile sorumluluk alıyoruz. Küresel enerji trendlerinin merkezinde yer alan konulardan biri olan emobilite çözümlerinin temsilcisi ve Türkiye’deki lider şirketi olan Eşarj ile İsveç’e kurulacak olan şarj istasyonları sayesinde, bölgesel oyuncu olmak adına önemli bir adım atıyoruz. Eşarj olarak 2030 yılına geldiğimizde trafiğe çıkması öngörülen elektrikli araç sayısına da bağlı olarak karbon salınımına 2,5 milyon tonluk katkı verme hedefimiz var. Bu doğrultuda sadece Türk ekosistemi için değil dünya ekosistemine yarar sağlayacak adımların öncüsü olmak ve bu ekosistem içerisinde oyun kurucu şirketler arasında yer almak istiyoruz ’’ dedi.

Sürdürülebilirliğe Ortak Katkı

Sürdürülebilirliği odak noktası haline getirerek enerji ve doğal kaynak kullanımı konusunda doğa dostu teknolojilerin uygulanması ve tasarruf önlemleri ile ilgili çalışmalar yürüten Eşarj ve Temsa, bu proje ile karbon salınımının azaltılmasına uluslararası ölçekte katkı sağlamış olacak.

Otobüslerin trafiğe çıkmasıyla beraber istasyonlar da devreye alınacak ve İsveç'te iki Türk şirketinin organizasyonunda bir proje başlatılmış olacak. Temsa’nın yurtdışına verilen ilk elektrikli otobüslerinin şarjlanma ihtiyacı 6 adet AC 22kVA gücünde çıkışı olan istasyonlar sayesinde gerçekleşecek.

5 Aralık 2020 Cumartesi

Volkswagen’den Türkiye itirafı: Fabrika kurmaktan neden vazgeçtiler?

 Volkswagen CEO'su Herbert Diess, Türkiye’de kurulması planlanan fabrika projesinden vazgeçme nedenlerinden birisinin ülkedeki siyasi durum olduğunu, kendisinin ise fabrika kurmak istediğini itiraf etti.

Alman ekonomi dergisi WirtschaftsWoche’e konuşan CEO Herbert Diess, şirketin iş konseyinin siyasi nedenlerden dolayı Türkiye’de fabrika kurulmasına karşı çıktığını söyledi.

İş konseyinin desteği olmadan fabrika kurma projesini, yönetim kurulunda kabul ettiremeyeceklerini ifade eden ve bu karardan üzüntü duyduğu kaydeden Diess, “Ben orada fabrika açılması taraftarıydım ve hala da öyleyim, Türkiye’de yeni fabrikayı açabilirdik ve orada koşulların düzelmesine katkımız olabilirdi. Türkiye jeo-stratejik açıdan Avrupa’nın vazgeçebileceği bir ülke değil.” dedi.

Alman yönetici, "Ben AB ve Alman hükümeti ile Türkiye konusunda farklı düşünüyorum. Biz Türkiye'yi AB'ye entegre edip, bu ülkedeki gücümüzü artırma konusunda daha iyisini yapabilirdik." ifadesini kullandı.

Pandemiyi bahane etmişti

Volkswagen, temmuz ayında Manisa'ya kurulması planlanan fabrika projesinden vazgeçtiğini açıklamıştı. Şirket açıklamasında 1 milyar euro yatırım ile kurulması planlanan projenin iptal edilmesine "Korona virüs salgını nedeniyle yaşanan talep düşüklüğünü" gerekçe göstermişti.

Markanın Passat ve platform kardeşi Skoda Superb modellerinin üretilmesini de planladığı Manisa fabrikası, daha çok lojistik ve ucuz işgücü nedenleri ile ön plana çıkmıştı.

Manisa'da kurulması planlanan fabrikanın yıllık 300 bin araç üretim kapasitesine sahip olması ve yaklaşık 4 bin kişilik istihdam yaratması öngörülüyordu. 2020 yılı sonunda yapımına başlanması planlanan fabrikanın 2022'de üretime geçmesi bekleniyordu.

25 Kasım 2020 Çarşamba

Borusan Araç İhale, yeni markası Otonakit'i tanıttı

 Borusan Araç İhale, ikinci el araç satın alınmasına yönelik markası Otonakit'in lansmanını “Otoyla gel, nakitle git” sloganıyla gerçekleştirdi.

Borusan Holding kuruluşu Borusan Araç İhale, ikinci el aracın fiyatı tespit edilip anlaşma sağlandıktan sonra anında satın alma ve kullanıcıya nakit ödeme imkanı sunan yeni markası Otonakit'i Gebze ofisinden online olarak düzenlediği basın toplantısı ile tanıttı.

Bugüne kadar yaklaşık 600 bin aracın operasyonu ve 220 bin aracın satışına aracılık eden Borusan Araç İhale, Otonakit markası ile aracını satanlara anında ve nakit ödeme yapıyor.

Borusan Araç İhale bünyesinde bireysel müşterilere ikinci el araç alım hizmeti veren Otonakit, aracını satmak isteyen herkese Borusan güvencesiyle online fiyat sunarak, hızlı ve anında alım hizmeti veriyor.

Satış yapmak için araç sahibi Otonakit.com web sitesini ziyaret ederek aracının özelliklerini limitler dâhilinde giriyor. Ardından cep telefonuna gelen SMS mesajındaki kodu girerek, kendi beyanına istinaden aracı için teklif edilen nakit alım bedelini öğrenebiliyor. Kullanıcılar, teklifi uygun bulması halinde en fazla 3 iş günü içinde web sitesi üzerinden online randevu talebi oluşturabiliyor.
Hali hazırda Gebze’de Borusan Araç İhale merkez lokasyonuna ilave 4 şehirde 5 lokasyonda hizmet veren TSE onaylı, bağımsız Otonakit ekspertiz noktalarından dilediğine aracını götürüyor. Randevuda aracın ekspertizi yapılıyor. Kullanıcı nihai fiyatı onayladığı takdirde Otonakit, aracı anında satın alıyor ve nakit olarak ödemeyi yapıyor.

“Gerçek fiyat teklifi sunuyoruz"

Otonakit ile ilgili bir açıklama yapan Borusan Araç İhale Genel Müdürü Sinan Barutçuoğlu, “Bugün piyasadaki ikinci el araç alım servislerinin bazılarında kullanıcıya internetten çok cazip görünen bir fiyat veriliyor, ama ekspertize gittiklerinde verilen nihai satış fiyatı ilk verilen fiyatın oldukça altında kalabiliyor. Bu da aracını satan için müthiş bir hayal kırıklığı oluyor. Biz bu hayal kırıklığına son veriyoruz. Internet fiyatımız ile kati fiyat arasında uçurumlar olmasını istemiyoruz. Yani tabiri caizse Otonakit’te kötü sürpriz yok diyoruz. Bu, tabi Borusan’ın sektördeki 20 yıllık deneyimini ve güvencesini, yenilikçi bir yaklaşımla Otonakit’e aktarmamızdan ileri geliyor." ifadelerini kullandı

Altı lokasyonda hizmet veriyor

Doğru fiyatlamanın kendileri için çok kritik olduğunu belirten Baratçuoğlu, Otonakit’ten alınan araçları kurumsal alıcı müşterilerine sattıklarını aktardı. "Burada satıcı müşterilerimizi memnun ederken bizim de sürdürülebilir olmamızı sağlayacak en yüksek fiyat seviyesini bulmaya çalışıyoruz" diyen Barutçuoğlu, "Malum çok değişken bir pazarımız var, bu gerçekten zor bir iş. Hassas fiyatlama için sene başında fiyatlama servisimizi yapay zeka/makine öğrenmesi ile desteklediğimizi duyurmuştuk. Bu alanda yatırımlarımıza devam ediyor ve ileride her marka/model araçta en isabetli ve güncel teklifleri sunabilmeyi arzuluyoruz." şeklinde konuştu.

Şu anda İstanbul, Kocaeli, Ankara, İzmir ve Bursa’da toplam 6 lokasyonda hizmet verdiklerini bildiren Barutçuoğlu, her lokasyonda kendi uzman personellerinin bulunduğunu söyledi. Böylece ekspertizde oluşabilecek farklılıklara göre hemen revize fiyat sunarak müşterilerini bekletmediklerini kaydeden Barautçuoğlu, "Yine banka anlaşmalarımız ile arzu eden müşterilerimize satış öncesinde güvenli ödeme hizmeti sunuyoruz. Önümüzdeki yıl servis verdiğimiz şehir ve lokasyon sayımızı artırarak, senenin sonunda aylık bin araba temposunu yakalayıp Otonakit kanalıyla 6 binin üzerinde araç alım satımı gerçekleştirmeyi hedefliyoruz." dedi.

4 Kasım 2020 Çarşamba

LPG’li araçlara kapalı otopark düzenlemesi

 LPG'li araçların AVM kapalı otoparklarına girebilmesi için belirli şartlar getirildi.

LPG'li araçların alışveriş merkezlerinin (AVM) kapalı otoparklarına girmesine yönelik

düzenleme yayımlandı.


Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanan ve binaların yangından korunmasına hakkında yönetmelikte değişiklik öngören yönetmeliğe göre, AVM'lerin, "Ticari faaliyet amaçlı park yerleri" için belirlenen kural ve şartları sağlamaları kaydıyla AVM'lerde bulunan kapalı otoparklara LPG sistemli araçların girmesine izin verilecek.


LPG'li araçların alınabileceği kapalı otoparklar, 1. bodrum katlardan daha aşağı konumlandırılamayacak. Giriş ve çıkışları diğer araçların alınacağı otoparklardan ayrı olarak düzenlenecek.


Bu otoparkları tescil belgesinde LPG'li olduğu belirtilen ve geçerli muayenesi bulunan araçlar kullanabilecek. Araç giriş-çıkış ve kayıt sorumlusu görevlilerince araçların belirtilen şartları sağlayıp sağlamadığı kontrol edilecek.


2 Kasım 2020 Pazartesi

Otoda yerlinin payı ithali geçti

 Otomobil ve hafif ticari araç satışlarında yerlinin payı 20 yıl sonra ilk kez yüzde 50’yi aştı. Kur etkisiyle ekim ayı satışlarında yeni rekor bekleniyor.

Talebinin arttığı ekim ayında otomobil ve hafif ticari araç pazarının 90 bini aşması bekleniyor. ODD, ekim ayı net satış rakamlarını yarın açıklayacak. Ancak sektör temsilcileri eylülden sonra ekim ayında da yeni bir rekorun gelebileceğini öngörüyor. Satışlar 92 bin adede ulaşırsa hem bu yılın, hem de tüm zamanların ekim rekoru kırılmış olacak. Pazar özellikle son bir haftada daha da hareketlendi. Stok sorununun azalmasının yanı sıra kurdaki artışla fiyatların yükseleceği beklentisi tüketicinin talebini öne çekti. Pazarda yerli araçlara yoğun ilgi geçen ay da devam etti. Tofaş, talebe yetişmek için üç vardiyaya çıkarken, diğer yerli markalar da tam kapasiteye yakın çalışıyor. Öte yandan sektör temsilcileri, kurdaki hızlı yükselişin önümüzdeki aylarda, özellikle de 2021’in ilk çeyreğinde satışları frenlemesinden endişe duyuyor.



Hatırlanacağı gibi, pandemi sonrası hızlanan otomobil ve hafif ticari araç satışları, ÖTV düzenlemesine rağmen eylül ayını da rekorla kapatmıştı. Otomobil ve hafif ticari araç pazarı, eylülde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 115,8 büyüyerek 90 bin 619 adetlik satış rakamına ulaştı. Bu tüm zamanların en yüksek eylül ayı rakamı olarak belirlendi. Eylül ayında önemli bir gelişme de yerli ithal dağılımında yaşandı. ÖTV matrahlarındaki güncelleme nedeniyle yüzde 50 bareminin altında kalan araçlara talep arttı bu da yerli üretim araç satışlarını hareketlendirdi. Eylülde son 10 yılda ilk kez yerli araç satışları ithali geçti. Bunda yerli ticari araç satışlarındaki artışın önemli bir katkısı oldu. Eylülde 45 bin 959 yerli, 44 bin 660 ithal araç satıldı. Böylece yerli araçlar ilk 9 ayda ithal ile aradaki makası azalttı. Ocak-Eylül döneminde 222 bine yakın yerli araç satılırken, 271 bin adet de ithal satıldı. 2020 yılının 9 aylık döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 75,5 büyüyerek 493 bin 621 adet olarak gerçekleşen pazarın kur artışına rağmen yılsonunda 750 bini aşması bekleniyor. Geçen yıl 479 bin adet otomobil ve hafifticari araç satılmıştı.



Eroldu: Satışların %95’i Bursa’dan

Tofaş CEO’su Cengiz Eroldu, sektörde haziran ayından bu yana çok yoğun bir talep olduğunu vurgulayarak, bu durumun ekim ayında da devam ettiğini söyledi. Eroldu, “Hızla talebe cevap vermeye çalışıyoruz. Bu zor koşullara rağmen fabrikamız çok iyi iş yapıyor. Talebi karşılamak için maksimum tempoda çalışıyoruz. Geçen yılın seviyesinde imalat yapıyoruz fakat pandemiden dolayı kapattığımız bir dönem var. Yani aslında şu içinde bulunduğumuz aylarda kapasite kullanımımızı ve hızımızı artırmaya çalışıyoruz. Pandemi sonrasında gövde hattımızı üç vardiyaya çıkarttık. O şekilde üretimi destekliyoruz. Bu yüzden de özellikle otomobil tarafında 2.5 vardiyaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu. Ekim ayı için yaklaşık 90 bin adetlik satış öngörüleri olduğunu açıklayan Eroldu, yıl sonunda 750 ile 800 bin arasında bir pazar beklentileri olduğunu söyledi. Eroldu, araç bulunurluğunun ve kur artışının bu noktada belirleyici olacağını söyledi. Eroldu, “Türkiye’nin en yerli markası biziz. Toplam satışlarımızın yüzde 95’i Bursa’daki fabrikamızda üretiliyor. Egea, 5’inci yılında pazarın en çok satılan aracı ve başarısını sürdürüyor” dedi.

Toyota Pazarlama ve Satış A.Ş. CEO’su Ali Haydar Bozkurt da satışlardaki artışa dikkat çekerek, “Yerli bir üretici olarak Adapazarı fabrikamız henüz tam kapasiteye ulaşmasa da üretimi devam ettirmesi tedarik sorunumuzu kısmen de olsa çözüyor ve bizi avantajlı konuma getiriyor. Özellikle marka olarak Türkiye’de üretilen Corolla ve C-HR modellerimize ilgi çok büyük. Toyota olarak bu yoğun talebi karşılamak için ancak önümüzdeki yılın ilk aylarına uzanan teslimat tarihleri verebiliyoruz” dedi.

Bozkurt: Kurun seyri belirleyici olacak

Pandeminin seyrine ve tedarik durumuna bağlı olarak Türkiye otomotiv pazarının bu yılı 750 bin adetlerin üzerinde kapatacağını öngördüğünü ifade eden Bozkurt, “Ancak bu öngörü üretimin talebe ne ölçüde cevap verebileceğine ve olası bir ikinci dalga pandemi ortamının oluşup oluşmayacağına bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Pazardaki yüksek talep, 2021 yılının ilk çeyreğine kadar devam edecek gibi görünüyor. Ancak, üretimin bu talebe ne ölçüde cevap verebileceğini ve satışlara doğrudan etki eden kurların seyrini önümüzdeki aylarda daha net olarak görebileceğiz” açıklamasını yaptı.

Berkel: İzmitli i10 ve i20’ye talep yoğun

Hyundai Assan Genel Müdürü Murat Berkel, ÖTV değişikliği sonrasında yerli üretim olan i10 ve i20 araçlara olan talebin gözle görülür bir şekilde arttığına vurgu yaparak, “Bu doğrultuda, oluşan müşteri taleplerini karşılamak için Hyundai Assan İzmit fabrikamızda üretimimize hız kesmeden devam ediyoruz. Ancak, daha önce yoğun ilgi gören Tucson modelimizde ise aynı satış temposunu maalesef göremiyoruz. Ekim ayının son haftasında artan kurlar sebebiyle, kasım ve aralık ayında da satışlarda bir yavaşlama olmasını tahmin ediyoruz” diye konuştu.

Kılıçer: Tüketici talebi öne çekti

Honda Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Bülent Kılıçer, Adapazarı fabrikasında 2 vardiya çalışmaya devam ettiklerini belirterek, “Tüm modellerimize talep var. Dövizdeki yükselişin talebi öne çektiğini düşünüyoruz. Tüketici, fiyatların daha da artacağı düşüncesi ile talep dövize bağlı fiyat artışlarının devam edeceği düşünüyor. Dolayısıyla biz marka olarak pazara daha temkinli yaklaşıyoruz. Pazar tahminimizi değiştirmedik, 650 bini otomobil olmak üzere toplamda 740 bin adetlik satış öngörümüz var” dedi. Kılıçer, kur artışı nedeniyle 2021’in de zor bir yıl olmasından endişe ettiklerini söyledi.

“2 litre üstü pazar bitmiş vaziyette"

►Lüks araç pazarının önde gelen temsilcilerinden Minoto CEO'su Ferhat Albayrak, ekim ayında toplam satışlarda yüksek temponun devam ettiğini ancak lüks araç satışlarında talebin ikinci ele kaydığını söyledi. Albayrak, "Ekim ayında bayi satışları oldukça iyiydi. Ancak, lüks tarafta satışlar ikinci ele kayıyor. Lükste fiyatlar ekim ayında da düştü. Vergi artışı sonrası 2 litre üzeri pazarın devamlılığı söz konusu değil. Pazar bitmiş vaziyette ve bu araçları sadece 2.elde sahip olma söz konusu” dedi. Albayrak, elektrikli araçlarda ise bir hareketlenme olduğunu belirterek, "Elektrikli araçlara talep var. Henüz birkaç yüz adetlik satışlardan bahsetsek de yeni çıkan bu modeller için siparişler almaya başladık” dedi.

Dünya





27 Ekim 2020 Salı

"TOGG, mobil akıllı cihaz projesi olarak öne çıkıyor"

 Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Kacır, TOGG'un, mobil akıllı cihaz projesi olarak öne çıktığını belirterek, "Tüm mobilite uygulamalarında, yerli ve milli teknoloji ürün ve hizmetlerine yönelik atılımlarımızı, eylemlerimizi kamuoyuna ilan ediyor olacağız." dedi.

Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, "TOGG, aslında bir otomobil projesi olmanın ötesinde, mobil akıllı cihaz projesi olarak öne çıkıyor." dedi.

Kacır, Uludağ Otomotiv İhracatçıları Birliği (OİB) tarafından otomotiv sektöründe katma değerli ürün ve teknolojileri geliştirerek ihracatı artırmak amacıyla Ticaret Bakanlığının desteği ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) koordinatörlüğünde "Elektrikli Araçlar" temasıyla organize edilen, 250 bin lira ödüllü "9. Otomotivin Geleceği Tasarım Yarışması"nın online düzenlenen kapanış etkinliğinde konuştu.

Yarışmanın otomotiv sektörünün geleceği açısından son derece anlamlı sonuçlar doğuracağına inandığını belirten Kacır, Milli Teknoloji Hamlesi'ne değindi.

Türkiye'nin bu sayede stratejik sektörlerde tam bağımsızlığı için gerekli adımları atabileceğini dile getiren Kacır, "Milli Teknoloji Hamlesi, bir yönüyle de daha yüksek katma değerli üretime geçmenin, araştırma ve geliştirme faaliyetlerini yoğunlaştırmanın, inovasyon ve yenilik odaklı çalışmaların ve tasarıma değer vermenin adı." ifadesini kullandı.

Milli Teknoloji Hamlesi yolculuğunda, sanayinin lokomotifi olan otomotiv sektörünün gelişim ve dönüşümünü anlatan Kacır, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu doğrultuda, önümüzdeki dönemde sektör paydaşlarıyla birlikte hazırlamakta olduğumuz mobilite teknolojileri yol haritasını, kamuoyu ile paylaşıyor olacağız. Tüm mobilite uygulamalarında, yerli ve milli teknoloji ürün ve hizmetlerine yönelik atılımlarımızı, eylemlerimizi kamuoyuna ilan ediyor olacağız. Otomotiv sektörü, 30 milyar dolara yakın ihracatıyla Türkiye'nin önemli sanayi sektörlerinden. Sektörün en önemli gelişimlerinden biri, Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu Projesi. TOGG, aslında bir otomobil projesi olmanın ötesinde, mobil akıllı cihaz projesi olarak öne çıkıyor."

Mehmet Fatih Kacır, otomotiv sektörünün geçmiş dönemlerde onlarca yıl süren dönüşümleri ve devrimleri 10 yıl içinde eş zamanlı olarak yaşayacağına dikkati çekti.

Elektrikli araçların insanların hayatında yıldan yıla çok daha fazla yer tutacağını vurgulayan Kacır, 2030'da satılan otomobillerin yarıdan fazlasının elektrikli araçlar olacağının öngörüldüğünü dile getirdi.

Kacır, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Otonom teknolojiler giderek gelişiyor ve önümüzdeki yıllarda pek çoğumuzun kullandığı otomobiller, otonom özellikleri daha yüksek düzeyde taşıyor olacak. Bağlantılı araç teknolojileri, yıldan yıla gelişmeye devam edecek. Otomobillerimiz, kullandığımız pek çok eşyayla ve belki vücudumuzdaki biyo sensörlerle haberleşiyor olacaklar. Paylaşım ekonomisi, dünyada giderek büyüyor ve belki önümüzdeki yıllarda pek çoğumuzun kullandığı araçlar, sadece bizim tarafımızdan değil, paylaşımlı olarak pek çok insan tarafından kullanılıyor olacak. Biz, bütün bu devrimlerin eş anlı olarak yaşanmasını, aslında çok güçlü bir altyapıya sahip olan otomotiv sektörümüz için önemli bir fırsat olarak görüyoruz. Türkiye'de son yıllarda yapılan Ar-Ge çalışmalarının, önümüzdeki dönemde başarıyla hayata geçirilebilecek, ticarileştirilebilecek pek çok projenin işareti olduğuna inanıyoruz."

"Türkiye, bilim ve teknoloji temelli bir kalkınmanın başarı hikayesini yazacak güce sahip"

Son 18 yılda TÜBİTAK TEYDEB Programı kapsamında, 937 firmanın, bazıları üniversitelerle olmak üzere 2 bin 335 projeye imza attığını aktaran Kacır, bu projelerin değerinin 7,4 milyar lira olduğunu belirtti.

Projelerin 182'sinin elektrikli araç teknolojilerine, 28'inin de otonom araç teknolojilerine yönelik gerçekleştirildiği bilgisini paylaşan Kacır, "TÜBİTAK Akademi Ar-Ge Programı kapsamında 387 proje hayata geçirildi. Bunların toplam tutarı yaklaşık 1,3 milyar lira. Bu Ar-Ge projelerinin pek çoğunun önümüzdeki dönemde başarıyla ticarileşebilmesi için hep birlikte gayret göstereceğiz." diye konuştu.

UFUK 2020 AB programı kapsamında otomotiv araç üreticilerinin 31 projede 12,5 milyon avro destek almaya hak kazandığını anlatan Kacır, "Önümüzdeki dönemde UFUK programları başlayacak ve bu kapsamda, otomotiv sektörünün geleceğini belirleyecek yıkıcı teknolojiler, yapay zeka, 5G, nesnelerin interneti, siber güvenlik, büyük veri, blok zincir, yeni nesil malzeme gibi alanlarda ürün ve süreç geliştirmeye dönük uygulamalar desteklenecek." bilgisini paylaştı.

TÜBİTAK Sanayi Doktora Programı kapsamında, üniversite-sanayi iş birliğini gerçekleştirmeye dönük 39 projede 127 doktoralı araştırmacının yetiştirilmesini desteklediklerini söyleyen Kacır, Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı ile dünyanın en başarılı üniversitelerinde araştırma deneyimine sahip bilim insanlarının Türkiye'ye getirildiğini bildirdi.

TEKNOFEST'te robotaksi, elektrikli araç ve hidrojen enerjili araç yarışmalarında yüzlerce, hatta binlerce gencin otomotiv sektörünü dönüştürecek, geleceğin teknolojilerini geliştirmeye dönük projelere imza attığını anımsatan Kacır, "İnanıyoruz ki Türkiye'nin geleceği aydınlık. Türkiye, bilim ve teknoloji temelli bir kalkınmanın başarı hikayesini hep birlikte yazacak güce sahip. Yeter ki Türkiye'nin geleceği için çalışalım, gençlerin, girişimcilerin önünü açalım." dedi.


26 Ekim 2020 Pazartesi

Otomotivci çözümü start-up’larda arıyor

 Pandemiyle birlikte elektrikli ve otonom araç yatırımlarının hızlanmasıyla otomotiv sanayicisi odağını start-up’lara çevirdi. Bu alandaki girişim yatırımlarına vergi indirimi bekleyen otomotiv sanayicileri, denetim için de fon kurulmasını öneriyor. OİB Başkanı Baran Çelik, bu yılki ‘Otomotivin Geleceği Tasarım Yarışması’nın temasının “elektrikli araçlar” olarak belirlendiğini açıkladı. Çelik, yeni teknolojilerin öne çıktığı sürecin, start-up’lara yapılacak yatırımlarla hızlanabileceğini söyledi. Otomotiv sektöründe elektrikli ve otonom araç yatırımları hızlandı. Bu durum sektörde start-up’lara ilgiyi artırdı. Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu’ndan (TOGG) sonra otomotiv sanayisinin köklü oyuncuları da yatırımda rotayı girişimlere çeviriyor. Otomotivciler, girişim yatırımlarına vergi indirimi bekliyor, denetim için de fon kurulmasını öneriyor.


Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik ve OİB Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Burhanoğlu, bu yıl dokuzuncu kez düzenlenecek olan Otomotivin Geleceği Tasarım Yarışması’nın tanıtım toplantısında sektöre yönelik önemli açıklamalarda bulundu. OİB Başkanı Baran Çelik, otomotiv endüstrisinin elektrikli ve otonom araçlar çağına girdiği, Türkiye’nin yerli elektrikli araç yatırımına hız verdiği bir dönemde yarışmanın 2020 temasını da ‘Elektrikli Araçlar’ olarak belirlediklerini ifade etti. Yarışma Otomotivin Geleceği Tasarım Yarışması / Start-Up Platformu konsepti ile 27 Ekim’de (yarın) online olarak gerçekleştirilecek.


'Yatırım, vergiden düşsün fonla devlet denetlesin'


Otomotiv sanayinin yatırımda yeni teknolojilere odaklanması gerektiğini ve bu sürecin start-up’lara yapılacak yatırımlarla hızlanabileceğini ifade eden Burhanoğlu, bu noktada yarışmanın da giderek daha fazla önem kazandığını vurguladı. Burhanoğlu, start-up yatırımlarında teşvik beklentileri olduğunu açıklayarak şunları söyledi:


“Bizim klasik işlerde yaptırımlarımız devam ediyor. Ancak bilmediğimiz, ileriye dönük işlere yatırım gerekiyor. Dünyada da akıllı para artık girişimcilere aktarılıyor. Devlet nasıl biz makinelere yaptığımız yatırımları vergiden düşüyorsa, girişimcilere yaptığımız yatırımlar için de bunu yapabilir. Ve bu ekosistemin Türkiye’de gelişmesini sağlayabilir.


Sektörel fon her zaman bireysel yatırımlardan daha güvenli ve kurumsal. Dolayısıyla sektörel fon oluşsun, bunu da devlet denetlesin. Yurt dışında bunun örnekleri var. Bu fonlar tarafından sanayiciler de bilinçli bir şekilde girişimcilere yatırım yapsın.”


Kapasite derdi olmadan dünya şirketi olabiliyorlar


Burhanoğlu, bu sayede sanayinin bilmediği işe nasıl yatırım yapacağını öğrenebileceğini vurguladı. Ayrıca klasik yatırımların bir kapasite sınırı olduğunu dile getiren Burhanoğlu, “Yeni girişimlerin ise kapasite sorunu yok. Önce start-up sonra dünya çapında şirket oluyorlar” dedi.


Ömer Burhanoğlu, başından bu yana projenin Yürütme Kurulu Başkanı olarak görev yapıyor. Otomotivin Geleceği Tasarım Yarışması’na yönelik bilgiler paylaşan Ömer Burhanoğlu, yarışmanın öncelikli amacının Türkiye otomotiv sektöründe Ar-Ge ve tasarım kültürünü yaygınlaştırmak, genç kuşakları geleceğin profesyonelleri olarak yetiştirmek, ayrıca sektörümüzün küresel ölçekte rekabet gücünü artırmak olduğunu söyledi.


Yurt dışında eğitim hakkı imkanı


Genel tasarımdan yazılıma, elektronik ve mekanik aksamdan, batarya ve pillere kadar otomotiv endüstrisinde farklılık yaratacak yenilikçi projelere verilecek ödül miktarı toplam 250 bin TL olacak. Dereceye girenlere ayrıca yurtdışında eğitim hakkı ve İTÜ Çekirdek Kuluçka Merkezi’nde projelerini geliştirme imkânı da tanınacak.


Katılımcı sayısı 10 bini aştı


Bu yılki proje yarışmasına pandemiye rağmen 291 proje başvurusu alındı. Bu projelerden 30’u jüri önüne çıkmaya hak kazandı. İlk 10’a seçilen projeler 27 Ekim’de yeniden jüri önüne çıkacak ve kazananlar belli olacak. Etkinliğin katılımcı sayısı da 10 bin 368’e ulaştı.


8 yılda 180’den fazla girişime destek verildi


Otomotivin Geleceği Tasarım Yarışması Yürütme Kurulu Başkanı Ömer Burhanoğlu, son sekiz yılda projenin sektöre ve ülkeye kazandırdıklarını şöyle özetledi:


Etkinlik kapsamında; bugüne dek toplam 4 bin proje yarıştı ve yine toplam 1 milyon 449 bin TL nakdi ödülü proje sahipleri ile buluştu.


2012-2016 yılları arasında düzenlenen yarışmalarda Ticaret Bakanlığı desteğiyle toplam 10 proje sahibi iki yıl süresince yurtdışında eğitim görmeye hak kazandı.


Etkinliklerde 180’den fazla otomotiv girişimine destek verildi. Bu girişimler 26 milyon TL’yi aşan yatırım alırken, ciroları 81 milyon TL’ye ulaştı. Bu girişimler halen 350’den fazla kişiye istihdam sağlıyor.


Dereceye giren projeler İTÜ Çekirdek Kuluçka Merkezi’nde geliştiriliyor, başarılı start-up firmalarının kurulması sağlanıyor. Projelerin sanayiye aktarımı konusunda önemli bir mesafe kat edildi.


Girişimcileri ve yatırımcıları bir araya getiren İTÜ Çekirdek Big Bang final etkinliğinde OİB geçen yıl otomotiv girişimcilerine toplamda 300 bin TL ödül verdi.


OSD ve TAYSAD’dan destek


start-up’ların yarıştığı etkinliğin her zamankinden daha önemli hale geldiğini açıklayan OİB yetkilileri, sektörün iki önemli çatı kuruluşu olan Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) ve Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği’nin (TAYSAD) de bundan böyle projeye destek vereceğini açıkladı. Öte yandan OSD Başkanı Haydar Yenigün, etkinlikte ‘Otomotivin Geleceği Elektrikli Araçlar’ konulu bir sunum yapacak. TAYSAD Başkanı Kanca da ‘Otomotivde Başarıya Koşan Türk Start-Up’ları’ konulu panelin operatörlüğünü yapacak.


İhracat da iç pazar da iyi gidiyor


Başkanı Baran Çelik, ihracat ve iç pazara yönelik değerlendirmelerde bulundu. Hem ihracatta hem de iç pazarda işlerin iyi gittiğini ifade eden Çelik, şunları söyledi: “2020 yılına 32 milyar dolarlık ihracat hedefi ile başlamıştık. Ancak pandemi nedeniyle özellikle mart-nisan-mayıs döneminde çok ciddi ihracat düşüşleri yaşadık. Haziran ile birlikte toparlanma başlasa da ihracat hedefimizi 25 milyar dolar olarak revize ettik. Yılın ilk dokuz ayında 17.1 milyar dolar ihracat gerçekleştirdik. Eylül ayında 2.6 milyar dolar ile bu yıl aylık bazda en yüksek rakama ulaştık. Ekim ayı ihracatımız da iyi gidiyor. Yine 2.5 milyar doların üzerinde bir ihracata ulaşacağız. Yılın son çeyreğinde buna benzer bir performans ile 25 milyar dolarlık hedefimize ulaşacağımızı hatta bu rakamın üstüne çıkabileceğimizi düşünüyoruz. İç pazarda eylül ayında yüzde 100’den fazla bir büyüme oldu. Ekim ayında da satışlar iyi gidiyor. Yüksek motorlu araçlarda ÖTV oranlarının yansımasından dolayı Türkiye’de üretilen araçlar avantajlı oldu. Döviz kurunun yükselmesiyle de ihracat daha cazip hale geldi. Ekim ayında iç pazarda 80-90 bin arası otomobil ve hafif ticari araç satışı bekleniyor. Geçen yıl ekim ayında bu rakam yaklaşık 49 bin adet olarak gerçekleşmişti.


TOFAŞ Doblo'yu bir yıl daha üretecek

 TOFAŞ, Doblo modelinin üretim süresinin 1 yıl uzatılmasına ve yatırım çalışmalarına başlanmasına karar verdi.

TOFAŞ Bursa fabrikasında üretilen Doblo modelinin üretim süresinin 1 yıl uzatılmasına ve yatırım çalışmalarına başlanmasına karar verildiğini duyurdu.

KAP'ta yer alan açıklamada, "Bu kapsamda en son 28 Mayıs 2013 tarihli özel durum açıklaması ile 2009-2021 olarak kamuya duyurulan proje süresi 2022 yıl sonuna kadar uzatılmıştır. 2009-2020 döneminde proje kapsamında yaklaşık 1.1 milyon adet üretim gerçekleşmiş olup, yeni yatırımın ve süre uzatımının da katkısıyla tüm proje döneminde yaklaşık %75'i ihracat pazarlarına yönelik olmak üzere, yaklaşık 1.25 milyon adet üretim hedeflenmektedir." denildi.

Açıklamada 2021 yıl sonuna kadar yaklaşık 28 milyon euro yatırım yapılmasının öngörüldüğü belirtilerek, yeni motorlu araçların üretimine 2021 yılı ortasında başlanmasının planlandığı kaydedildi.




Yerli otonun bataryasında ayrıntılar belli oldu

 Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu’nun (TOGG) Twitter hesabından "TOGG, sunacağı batarya teknolojisi sayesinde kullanıcılarına birçok alanda avantaj sağlayacak" notuyla, "Batarya Teknolojilerimiz Hakkında Detaylar" konulu bir video paylaşıldı.


Bataryanın rakiplerine göre daha uzun menzil avantajı sağlayacağı aktarılan videolu paylaşımda, "Lityum-iyon bataryamızda enerji ve güç yoğunluğunu optimize eden NMC ( Nikel Manganez Kobalt Oksit ) katodu kullanılacak." denildi.


TOGG’un batarya paketinde iş ortağı olarak seçtiği Farasis’in geliştirdiği "NMC 811" kimyasının Nikel oranı açısından zengin olduğu belirtilen paylaşımda, "Modüllerimizde enerji yoğunluğu yüksek kesecik (pouch) tipi hücreler kullanılacak. Alüminyum muhafazalı kompakt modüller ile yüksek yapısal dayanım sağlanacak." ifadeleri kullanıldı.


30 dakikanın altında yüzde 80’e kadar şarj edilebilecek


Yüksek verimli sıvı soğutma ve yenilikçi batarya yönetim sistemi ile maksimum batarya ömrü, performans ve güvenlik sağlanacağı bildirilen paylaşımda, ayrıca şunlar kaydedildi: "Otomobillerimiz 300+ ve 500+ km menzile sahip olacak ve 30 dakikanın altında yüzde 80’e kadar şarj edilebilecek. Modüler yapısı sayesinde enerji depolama başta olmak üzere farklı sektörlerdeki birçok uygulamada kullanılabilecek."


Öte yandan, TOGG geçen hafta, geliştirmekte olduğu elektrikli araç ürün gamı içindeki en temel bileşenlerden biri olan batarya için dünyanın önde gelen Li-Ion batarya üreticilerinden Farasis'i iş ortağı olarak seçtiğini duyurmuştu.


Bir otomotiv öncüsü: Bernar Nahum

 Türkiye’deki otomotiv sektörünün öncüsü olan Bernar Nahum, çekirdekten yetişme ve alaylı olma özelliğine karşılık ‘gerçek profesyonel’ olmanın ülkemizdeki ilk örneklerinden biri. Her şeyi düşünen ama kararı patrona bırakan, her şeyden haberdar olup, bunu sır olarak tutmayı bilen kişidir.


Bernar Nahum, Türkiye’de otomotiv sanayinin öncüleri arasında yer alan girişimci bir iş insanı. 1911 yılında İstanbul’da doğdu. 11. sınıfa kadar öğrenim gördü. 1928 yılında iş yaşamına başladı. 1944 yılında Ankara’da, Koç Ticaret’te çalışmaya başladı. 1987 yılında bu kuruluştan emekli olduğunda Koç Holding Başkan Yardımcısı sıfatını taşıyordu. “Vehbi Koç’un Arkasındaki Adam” olarak anıldı. Beko adlı şirket Bernar ve Koç adlarının ilk hecesinden doğdu.


Nahum, 1988’de yayınladığı “Koç’ta 44 Yılım” kitabında belirttiği gibi, Koç’ta özellikle otomotiv grubunun kurulması yönünde büyük çaba sarf etti. Otosan’ın kuruluşunda ve ilk Türkiye seri otomobili olarak kabul edilen Anadol otomobilinin İngiltere’de yaptırılan tasarımının lisans görüşmelerini bizzat yürüttü. Cam elyafı ve polyester karışımdan oluşan şasi ısrarı onundur. Bununla ucuz bir araba üretilmesini sağladı. Bu otomobilin 1966’dan 1984’e kadar üretiminde o sorumluydu.


Otosan, Tofaş, Mako, Otoyol, Türk Traktör, Döktaş, Karsan ve Otokar’ın kuruluşlarında birebir yer alıp, tüm süreçlerine tanıklık etti. Bu kuruluşların önemli kararlarının altında çoğunlukla Bernar Nahum imzası vardır.


Nahum’un anılarından otomotiv sanayiinde gelişmelere ilişkin görüşlerinin yanı sıra profesyonel yöneticilik konusunda görüşlerini de öğreniyoruz. Nahum, çekirdekten yetişme ve alaylı olma özelliğine karşılık ‘gerçek profesyonel’ olmanın ülkemizdeki ilk örneklerinden biridir. O, profesyonel yaratıcı ama kararı patrona bırakan, her şeyden haberdar olup, bunu sır olarak tutmayı bilen kişidir.


Bernar Nahum, 1995 yılında 84 yaşında vefat eder. Otomotivde bayrağı kendisinden devralan oğlu Jan Nahum, Karsan’ın ortağı ve tasarım şirketi Hexegon’un kurucusu... New York’da finale kalan ticari taksinin tasarımı Jan Nahum‘un eseridir. Hexogon, Türkiye’nin Ar-Ge esaslı ilk tasarım şirketidir. Bu özellikleriyle Jan, baba Bernar’ın izinden giden sektörün ender örneklerinden biri oldu.


Osman AROLAT

Dünya.com

25 Ekim 2020 Pazar

BATARYA MODÜLÜ VE PAKETİ TÜRKİYE'DE ÜRETİLECEK

 Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye'nin Otomobili'nin batarya modülü ve paketinin Farasis ile birlikte Türkiye'de üretileceğini belirterek, “Böylece, batarya teknolojilerinde ülkemizde yeni kabiliyetler oluşacak, dışa bağımlılık azalacak ve mobilite ekosistemi hızla gelişecek.” ifadelerini kullandı.

STRATEJİK ORTAKLIK

Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) geliştirmekte olduğu elektrikli araç ürün gamı içindeki en temel bileşenlerden biri olan batarya için dünyanın önde gelen Li-Ion batarya üreticilerinden Farasis'i iş ortağı olarak seçti. Anlaşmaya göre, TOGG’un batarya modülü ve paketi Türkiye’de üretilecek.

İŞ BİRLİĞİ GENİŞLETİLECEK

TOGG ve Farasis tarafından, Bilişim Vadisi’nde TOGG Yönetim Kurulu üyelerinin de katılımıyla kapsamlı niyet mektubu imzalandı. Bu çerçevede, Türkiye ve çevresindeki ülkeler için enerji depolama çözümleri bir ortak girişim şirketi çatısı altında sunularak iş birliği genişletilecek. 

DIŞA BAĞIMLILIK AZALACAK

Bakan Varank, Twitter hesabından, Türkiye'nin Otomobili'nin temel bileşenlerinden biri olan bataryanın üretimi için dünyanın önde gelen Li-Ion batarya üreticilerinden Farasis'in seçilmesine ilişkin paylaşımda bulundu. Atılan adımın önemine dikkati çeken Varank, “Türkiye'nin Otomobili'nin batarya modülü ve paketi, Farasis ile birlikte Türkiye'de üretilecek. Böylece, batarya teknolojilerinde ülkemizde yeni kabiliyetler oluşacak, dışa bağımlılık azalacak ve mobilite ekosistemi hızla gelişecek. Hayırlı olsun.” değerlendirmesini yaptı.

TEMİZ VE VERİMLİ ENERJİ

TOGG Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Farasis ile birlikte kurulacak ortak girişim şirketinin de Türkiye'nin enerji sisteminin verimliliğini artırmaya aday bir girişim olacağını belirterek, “Ülkemizin enerjide dışa bağımlılığını azaltacak, temiz ve verimli bir enerji sistemi geliştirmemizi hızlandıracak. Bu sayede TOGG’un mobilite ekosistemi, teknoloji geliştiren, ciddi ekonomik değer yaratan, önemli bir bölgesel oyuncu haline gelecektir.” ifadelerini kullandı.

“AR-GE YETKİNLİKLERİNİ GELİŞTİRECEK”

TOGG Üst Yöneticisi (CEO) Gürcan Karakaş ise, bu iş birliğinin elektrikli araç bataryası üretmenin ötesine geçeceğini kaydederek, “Ülkemizde batarya Ar-ge yetkinliklerini geliştirecek ve otomotiv üreticilerinin elektrikli araç projelerini Türkiye’ye taşımalarını tetikleyecek.” değerlendirmesinde bulundu.

UZUN VADELİ ORTAKLIK

Niyet mektubu imza törenine çevrimiçi olarak katılan Farasis Kurucu Ortağı ve CEO'su Dr.Yu Wang, “Batarya tedarikiyle başlayan bu iş birliğinin uzun vadeli bir ortaklığa dönüşecek olmasından dolayı heyecan duyuyoruz.” ifadelerini kullandı.

"TALEPTE ARTIŞ YAŞANMASINI BEKLİYORUZ"

Bilişim Vadisi’ndeki imza törenine bizzat katılan ve iş birliği çalışmalarını en başından beri yürüten Farasis Avrupa Organizasyonu Yöneticisi Sebastian Wolf da “Türkiye’de gerek otomotiv gerekse otomotiv dışı pazarda Li-Ion akülere olan talepte önemli bir artış yaşanmasını bekliyoruz.” açıklamasında bulundu.

2002 YILINDA KURULDU

Farasis Energy (Ganzhou) Ltd.'nin selefi olan Farasis Energy Inc., 2002 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde kuruldu. Enerji yoğunluğu ile öncü olan Li-ion pillerle Çin ve Avrupa'da yayıldı. Farklı pazarlarda geniş bir pil çözümleri portföyü sundu ve küresel müşteriler oluşturdu. Şirket, 3 küresel Ar-Ge merkezi ve 4 binden fazla çalışanıyla şu anda BEV (pilli elektrikli araç) pazarı için en büyük kesecik (pouch) tipi hücre üreticilerinden ve batarya geliştirme, üretim ve kullanım ömrünün sonuna kadar tek elden enerji depolama çözümü sunabilmekte olan Farasis Avrupa'da yüzde 100 CO2 nötr fabrika kuran ilk pil hücresi üreticilerinden biri olarak öne çıkıyor.


https://www.sanayi.gov.tr/medya/haber/batarya-modulu-ve-paketi-turkiyede-uretilecek



23 Ekim 2020 Cuma

Sabancı ve Skoda Transportation güçlerini TEMSA’nın geleceği için birleştirdi

 Temsa Ulaşım Araçları’nın Sabancı Holding ve PPF IndustryCo (Skoda Transportation ana ortağı) tarafından satın alınması konusunda tüm resmi süreçler tamamlanırken 50 yıldan uzun süredir Türk sanayisine hizmet eden TEMSA’da yeni yatırımların önü açıldı.

TEMSA’nın yönetimi, yurt içi ve yurt dışındaki ilgili otoritelerden alınan nihai onayların ardından Sabancı Holding ve PPF Group ortaklığına geçti. Küresel ölçekte yaklaşık 50 milyar Euro’luk varlığı yöneten PPF Group, aynı zamanda dünyanın önde gelen mühendislik ve sanayi şirketlerinden olan Skoda Transportation’ın da ana ortağı konumunda bulunuyor. Sabancı Holding’in iştiraki Exsa Export Sanayi Mamulleri Satış ve Araştırma A.Ş. ile PPF Group iştiraki PPF IndustryCo. B.V. (PPF) arasında atılan imzalarla birlikte, 50 yılı aşkın süredir Türk sanayisine hizmet veren TEMSA, yeni ortaklık yapısıyla yeniden Türkiye ekonomisine kazandırılmış oldu.


TEMSA’DA YENİ BİR DÖNEM BAŞLIYOR


Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper, TEMSA’yı yeniden Türkiye ekonomisine kazandırmanın gurur ve mutluluğunu yaşadıklarını ifade etti. Alper, “Şirketimizi geçen sene yurt dışı menşeili bir yatırım fonuna sattık, satış sonrasında şirketin finansal durumuyla ilgili yaşanan olumsuz gelişmeler TEMSA’nın faaliyetlerini durdurmasına yol açtı. Biz de doğduğumuz topraklar olan Adana’ya, ülkemize ve kendi yarattığımız bu değerli markaya karşı olan sorumluluğumuzun gereğince, sorunun çözümünde kalıcı bir rol üstlenmek istedik. Gelecekte TEMSA’ya yeni ufuklar da açabilecek bir iş birliğine imza attık. Bu süreci başarıyla sonlandırmış olmaktan da son derece mutluyuz. Bu noktada, ilk günden bu yana çözümün parçası olan; yapıcı tutumlarıyla TEMSA’nın yeniden ülkemiz ekonomisine kazandırılmasına önemli katkılarda bulunan bankalarımıza da özellikle teşekkür etmek istiyoruz. Sabancı Topluluğu bildiğiniz gibi her zaman dünya çapında güçlü ortaklıkların altına imza atmış bir gruptur. Bu doğrultuda yeni ortaklığımız uluslararası yatırımcıya güven verecektir. Ülke ekonomisine katkı sağlanması bakımından yeni iş birliğimizin piyasalara da moral olacağına inanıyoruz” dedi.




İNOVASYONA DAYALI BÜYÜME STRATEJİSİYLE FARK YARATACAK


Bugün dünyada teknolojik rekabetin en çetin yaşandığı sektörlerin başında otomotivin geldiğini sözlerine ekleyen Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper,  “Böylesine bir dünyada TEMSA’nın sadece kaliteli üretim gücüyle değil aynı zamanda inovasyona dayalı büyüme stratejisiyle de fark yaratacağına inanıyoruz. Bugüne kadar 66 farklı ülkeye 12 binin üzerinde araç ihraç eden TEMSA’nın, dış pazarlarda daha da başarılı olup, Škoda Transportation ile birlikte potansiyelini kullanabileceğine inanıyoruz. TEMSA, toplu ulaşımın geleceği olarak gördüğümüz elektrikli araç çözümlerinde yapacağı yeni yatırımlarla sürdürülebilirlik konusunda da örnek şirketlerden biri olacaktır” ifadelerini kullandı.


BU ORTAKLIK TEMSA İÇİN FARKLI UFUKLAR AÇABİLİR


Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper şöyle devam etti: “PPF Group çatısı altında faaliyet gösteren Avrupa lideri Skoda Transportation, bugün elektrikli lokomotif, metro vagonu, troleybüs ve alçak taban tramvay üretimi konusunda dünyanın lider firmalarının başında geliyor. Bunun yanında Skoda Transportation’ın raylı sistem çözümleri, bugün Konya ve Eskişehir’de şehir içi ulaşıma önemli katkı sağlıyor. Skoda Transportation ve TEMSA’nın şehir için ulaşımın farklı alanlarında sahip olduğu yüksek bilgi birikimi ve teknolojinin, TEMSA’nın gelecek yolculuğunda farklı ufuklar açabileceğini düşünüyoruz.”




TÜRKİYE EKONOMİSİNİN POTANSİYELİ VE SUNDUĞU FIRSATLAR


PPF Group Yatırım Direktörü ve Škoda Transportation Denetim Kurulu Başkanı Ladislav Chvátal ise, Türkiye pazarının özellikle Škoda Transportation için büyük bir potansiyele sahip olduğunu ifade ederken, “Uluslararası bir yatırım grubu olan PPF olarak, TEMSA’ya gerçekleştirdiğimiz yatırım ile Türkiye pazarındaki varlığımızı güçlendiriyoruz. PPF Group aralarında finansal servisler, telekomünikasyon, biyoteknoloji, gayrimenkul ve makine mühendisliğinin de bulunduğu çok farklı kollara yatırım yapıyor. Geleneksel ve yeni nesil sanayi gelişimi, modern altyapı kurulumu ve dijital ekonomi gibi alanları, büyümesinin motoru olarak gören PPF Group, Avrupa’dan Kuzey Amerika ve Asya’ya uzanan bir coğrafyada faaliyetlerini sürdürüyor. 2019 yıl sonu itibarıyla; dünya genelinde 135 bin kişiye istihdam sağlayan PPF’in toplam varlıkları da 49 milyar Euro seviyesinde. PPF, şehir içi ve raylı ulaşımda Avrupa’nın lider üreticisi olan Škoda Transportation’ın bilgi birikimi ve deneyimini bu yatırımla birlikte Türkiye’ye getiriyor. Yeşil enerji ürünlerine odaklanan Škoda Transportation, sadece araç teslimatları gerçekleştirmiyor; bununla birlikte müşterilerine filolarının uzun dönemli tüm servis işlemlerini de içeren karma çözümler sunuyor. Bu doğrultuda, Škoda Transportation, TEMSA’nın gelecek hedeflerine ulaşmasına ve Türkiye’deki toplu ulaşımın geleceğinde öncü bir rol oynamasına katkıda bulunacaktır” dedi.


Ladislav Chvátal Sabancı Holding’in uluslararası deneyim ve bilgi birikimine sahip güçlü bir iş ortağı olduğunu ifade ederken, "Karşılıklı iş fırsatları bulabileceğimiz ve her iki ortağın güçlü yönlerini kullanabileceğimiz pek çok alan olduğuna inanıyoruz” şeklinde konuştu.


YENİ CEO: TOLGA KAAN DOĞANCIOĞLU


Türkiye’de otobüs ve midibüs pazarının önde gelen oyuncularından olan; Türk mühendisleri tarafından geliştirilen 15 bine yakın aracı, bugüne kadar 70’e yakın ülkeye ihraç etmeyi başaran TEMSA’da CEO’luk görevine ise son olarak Sabancı Topluluğu iştiraklerinden Kordsa’da görev yapan Tolga Kaan Doğancıoğlu getirildi. Geçmiş yıllarda otomotiv sektöründe gerek üretim gerekse tasarım tarafında görev yapan ve bu alanda büyük tecrübeye sahip olan Tolga Kaan Doğancıoğlu; yeni dönemde TEMSA’da rekabetçi üretim sürekliliğinin sağlanması ve şirketin mevcut pazarlardaki konumunun güçlendirilmesine katkı sunacak. Tolga Kaan Doğancıoğlu ayrıca akıllı ulaşım, elektrikli ve sürücüsüz araçlar gibi potansiyel büyüme alanlarında TEMSA’ya liderlik edecek.


TOLGA KAAN DOĞANCIOĞLU HAKKINDA


Ankara Anadolu Lisesi ve ODTÜ Makine Mühendisliği eğitimi sonrasında iş hayatına ASELSAN’da başlayan Tolga Kaan Doğancıoğlu, sonrasında ENKA Teknik ve Ford Otosan’da ulusal ve uluslararası projelerde çalıştı. Bu dönem içinde Koç Üniversitesi özel MBA programını tamamladı.


2005 yılında Hexagon Studio mühendislik ve tasarım şirketini kurmak üzere, Ford Otosan’dan ayrıldı ve 12 yıl boyunca bu şirketin genel müdürlüğünü yürüttü.


Aralık 2017’de Sabancı grubuna, Sanayi Grup Başkanlığı Proje ve İş Geliştirme Direktörü olarak katılan, Temmuz 2018’de ise Kordsa İnşaat ve İş Geliştirme Direktörlüğü görevine getirilen Tolga Kaan Doğancıoğlu, TEMSA’nın Sabancı Holding - PPF Group ortaklığına devir sürecinin tamamlanmasıyla birlikte TEMSA CEO’luğuna atandı.


Evli ve iki çocuk babasıdır, İngilizce ve Almanca bilmektedir.


SKODA TRANSPORTATION HAKKINDA


Bankacılık ve finansal hizmetler, telekomünikasyon, biyoteknoloji, sigortacılık, gayrimenkul, tarım ve mühendislik gibi çok sayıda farklı sektörde yatırımları bulunan PPF Group’un iştiraki olarak faaliyetlerine devam eden Skoda Transportation, mühendislik ve sanayi alanında dünyanın en köklü şirketleri arasında yer alıyor. Çek Cumhuriyeti’nde kurulan ve ilk lokomotifini 1920 yılında üreten şirket, aradan geçen 100 yılda sürdürülebilir büyümesini devam ettirdi.


Toplam büyüklüğü 250 bin metrekareyi bulan 7 farklı tesisinde bugüne kadar ürettiği 5.500 elektrikli lokomotif, 850’nin üzerinde metro vagonu, 14 bin 500’ün üzerinde troleybüs, 950’nin üzerinde yolcu otobüsü ve 1.000’in üzerinde alçak taban tramvay ile özellikle şehir içi ulaşımda tecrübeyi, güçlü mühendislik bilgisiyle buluşturan Skoda Transportation tarafından geliştirilen tramvaylar halen Türkiye’de de Eskişehir ve Konya’da faaliyetlerini başarıyla sürdürüyor.


21 Ekim 2020 Çarşamba

Ford ve Volkswagen, Kocaeli'ye fabrika kuruyor

 Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, "Yaklaşık 800 milyon euro'luk dev yatırımın adresi Türkiye oldu. 110 dönüm arazi üzerinde dev tesis kurulacak. Fabrikada zemin etüdü çalışmaları başladı" dedi.

Sabah gazetesinden Abbas Çakar'ın haberine göre, otomotiv sektörünün lider markalarından Ford ve Volkswagen'in ortak geliştireceği ticari araçları Türkiye'de Kocaeli'de üretecekleri netlik kazandı.


Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, "Yaklaşık 800 milyon euro'luk dev yatırımın adresi Türkiye oldu. 110 dönüm arazi üzerinde dev tesis kurulacak. Fabrikada zemin etüdü çalışmaları başladı. İskele ile fabrika arasındaki otopark bölümünde zemin iyileştirmeleri ve fore kazıklar çakılmaya başlandı" açıklamasını yaptı.


Pandemi nedeniyle bir süre ara verilen tesisin inşaat çalışmalarının hızlandığını anlatan Zeytinoğlu, şöyle konuştu:


"İki dev şirket arasında yapılan anlaşma, Türkiye'deki en ciddi yatırımlardan biri olacak ve istihdama yüzde 20 katkı sağlayacak. Hem Kocaeli hem de Türkiye için büyük bir yatırım."


ABD'li otomobil üreticisi Ford ile Alman otomobil markası Volkswagen arasında, Ocak 2019'da ticari araçlar, elektrikli otomobiller ve otonom teknolojileri geliştirmek üzere anlaşmaya varılmıştı. Anlaşma kapsamında da iki markanın ortak platformda ticari araç geliştireceği ve bu araçların üretim yeri olarak da Türkiye'yi düşündükleri açıklanmıştı. 2022'de yollarda olması beklenen araçların üretim yeri hakkında henüz firmalar tarafından resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak iki markanın yeni araçların üretim yeri olarak Kocaeli üzerinde anlaştığı öğrenildi.


'Türkiye'deki en ciddi yatırımlardan biri olacak'


Zeytinoğlu, "Türkiye'deki en ciddi yatırımlardan biri olacak. Duyduğumuz kadarıyla bölgemizde bulunan bir otomotiv fabrikasında, başka bir markaya ait, ikinci bir ürünün üretilmesi koşulu ile uzlaşma sağlandı. Bu kapsamda, mevcut fabrika büyütülerek, diğer otomotiv markasına ait aracın üretimi yapılacak" dedi.


Ford fabrikasının Yeniköy'de bulunan fabrikası genişletilecek, 110 dönümlük yeni bir tesis kurulmuş olacak. Şu anda Ford fabrikasında üretilen yıllık 320 bin araç kapasitesinin de Volkswagen'in yeni ticari araçlarının üretimine başlanması ile birlikte 750 bine ulaşacağı öngörülüyor.


Pandemi döneminde Almanya'daki güçlü bir firmanın böylesine büyük bir yatırım yapacak olmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Zeytinoğlu, "İnşallah en kısa sürede herhangi bir aksilik çıkmadan proje hayata geçer" dedi.


'İlave 2000-2500 arası istihdam sağlanır'


Yapılacak yatırımın çok ciddi bir yatırım olacağını ifade eden Zeytinoğlu, "Türkiye'nin ihracatına da çok büyük destek sağlayacak. Çalışmalar başlatıldı. En kısa sürede bu yatırımı yapan firmalarımız, anlaşmayı ve yatırımın yol haritası kamuoyuyla paylaşılacaktır" ifadelerini kullandı.


Türk Metal Sendikası Gölcük Şübe Başkanı Mehmet Şener, "Şu anda 8.500 kişinin çalıştığı Ford fabrikasında yeni tesislerin kurulması ile birlikte ilave 2000-2500 arası istihdam sağlanır" diye konuştu.


16 Ekim 2020 Cuma

Reanult Grubu'ndan elektrikli ekosisteme yeni araçlar

 Renault Grubu Avrupa’da 2050 yılına kadar karbon nötr olma taahhüdü kapsamında iki yeni elektrikli otomobili Renault Megane eVision ve Dacia Spring’i Renault eWays etkinliklerinde tanıttı

15-27 Ekim tarihleri arasındaki Renault eWays etkinlikleri kapsamında Renault Grubu, yeni ürünler ve teknolojilerin yanında ilkeler ve sıfır karbon emisyonlu mobiliteye geçiş vizyonunu paylaşıyor. Renault eWays, bugün ve gelecek dönem için kendini sürdürülebilir mobilite ve ekosistemde ana aktör olarak konumlandıran grup için önemli bir kilometre taşı niteliği taşıyor.


Etkinlikte konuşan Renault Grubu CEO’su Luca De Meo, “Grup olarak 2050 yılına kadar Avrupa’da sıfır karbon emisyonu taahhütümüzü yerine getirmek için çalışmalarımızı hızla sürdürüyoruz. 2030 itibarıyla emisyon oranımızı 2010 yılına kıyasla yüzde 50 azaltmayı hedefliyoruz. 2022 yılıyla birlikte tüm modellerimiz elektrikli ya da elektriklendirilmiş versiyonlara sahip olacak. 5 yıl içinde Renault Grubu olarak pazardaki araçlarımızın yüzde 50’sinin elektirikli ya da hibrit olmasını planlıyoruz. Renault Megane eVision, elektrikli Dacia Spring ve Yeni Arkana E-TECH Hibrit bu planlarımızın önemli birer parçası” ifadelerini kullandı.


Yaklaşık 10 yıl önce ZEO lansmanını gerçekleştiren Renault Grubu, bugün 8 farklı model olmak üzere 350 bin araçla dünyanın dört bir yanında elektrikli mobilite sunuyor. Grup Elektrikli ürün gamına ek olarak, Clio, Captur, Yeni Mégane ve Yeni Mégane Estate modellerle E-TECH Hibrit ve Plug-in Hibrit teknolojisine sahip hibrit ve plug-in hibrit versiyonlardan oluşan eksiksiz bir ürün gamı sunuyor. Yeni Renault Arkana da bu ürün gamına dahil oldu.


Yeni bir elektrikli kompakt hatchback




eWays etkinliğinin en önemli sürprizi elektrikli Renault Megane oldu. Elektrikli araçlara özel yeni CMF-EV platformu kullanan Renault Megane eVision, coupe ile SUV kodlarını birleştirerek kompakt hatchback modelini yeniden tanımlıyor. Bu platform, segmentin geleneksel ebatlarından farklılaşarak yeni hatlara ve ebatlara sahip bir araç ortaya çıkmasını sağlıyor. Böylece ilk kez lanse edilmesinden 25 yıl sonra Megane için yeni bir sayfa açıldı. 


Elektrikli Dacia Spring




Dacia 2021’de modaya uygun küçük şehir otomobili elektrikli Dacia Spring’i pazara sunacak. Logan ve Duster modellerin ardından Dacia Spring, elektrikli mobiliteyi herkes tarafından erişilebilir hale getirerek pazarda devrim yapmaya hazırlanıyor. Bireysel, paylaşımlı ya da profesyonel mobilite için Spring sade, güvenilir ve erişilebilir bir çözüm olarak öne çıkıyor.

Yenilikçi SUV görünümü ile model, 4 koltuğa, rekor bir iç hacme, sade ve güvenilir bir elektrikli aktarma organına ve güven verici bir ürün gamına sahip. Hafif ve kompakt elektrikli Spring, karma WLTP döngüsünde 225 km, WLTP şehir içinde ise 295 km sürüş menziliyle hem şehir içinde hem de şehirler arası yollarda çok yönlülük sunuyor.

Üç yeni hibrit model
Renault, elektrikli mobilitenin yanında hibrit ürün gamını da genişletiyor. Yeni Arkana E-TECH Hibrit, Captur E-TECH Hibrit ve Yeni Mégane hatchback E-TECH Plug-In Hibrit, Avrupa’da 2021’in ilk yarısında satışa sunulacak. 

Yeni Arkana ve Captur ile 12V mikro-hibridizasyonun hayata geçirilmesi her tür ihtiyacı karşılarken, erişilebilir olmayı sürdürerek mümkün olan tüm elektrifikasyon seviyelerini kullanıma sunuyor. Böylece aktarma organı serisi tamamlanmış oluyor.

10 yıldan uzun süredir elektrikli araçlarda öncü ve lider olan Renault, Formula 1’deki deneyimini otomotiv pazarına taşımaya devam ediyor. Marka bu deneyimiyle otomotiv pazarında daha geniş bir araç yelpazesine dinamik ve verimli hibrit güç aktarma organları sunuyor.




10 Ekim 2020 Cumartesi

LPG'li araçlara kapalı otopark müjdesi

 Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, yapacakları düzenlemeyle LPG'li araçların kapalı otoparkları kullanabileceğini belirtti

Bakan Kurum, Ümraniye Belediyesi Zemin Altı Katlı Otoparkı Temel Atma Töreni'nde yaptığı konuşmada, sabah Oruç Reis İlkokulu öğrencileriyle Sıfır Atık Projesi kapsamında bir araya geldiklerini, ardından da Esenler'de başlattıkları 60 bin konutluk dev kentsel dönüşüm projesinin yeni bir etabının daha temelini attıklarını anımsattı. 

Yarın Gaziosmanpaşa'da kentsel dönüşüm konutlarının ve Çatalca'da millet bahçesinin temelini atacaklarını bildiren Kurum, temelini attıkları çok katlı otoparkın, Ümraniye'ye hayırlı olması temennisinde bulundu. 

Eşsiz güzelliğiyle tüm dünyayı büyüleyen, kıtaları bir araya getiren İstanbul'un, kültürü, medeniyeti ve şehirciliği en güzel örnekleriyle yansıttığını dile getiren Kurum, "İstanbul, Türkiye'nin marka şehri, dünyaya açılan penceresidir. Bugün, kentsel dönüşümden millet bahçelerine, sosyal konutlardan sıfır atığa gürültü bariyerlerine kadar tüm altyapı ve üstyapı projelerimizi bu bilinç ve amaçla hazırlıyor, hayata geçiriyoruz" diye konuştu.  

Bakan Kurum, İstanbul'un 16 milyon nüfusuyla dünyanın en kalabalık metropollerinden biri olduğunu, Türkiye nüfusunun 5'te 1'inin İstanbul'da yaşadığını aktardı. 

145 ülkenin nüfusundan daha fazla nüfusa sahip olan İstanbul'un bu özelliğinin, her kalabalık şehirde olduğu gibi trafik sorununu ve otopark problemlerini ortaya çıkardığına işaret eden Kurum, bu doğrultuda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla belediyelerle birçok projeye imza attıklarını dile getirdi.

Kurum, şöyle devam etti:

"Kentsel dönüşümü 3 başlık altında toplamıştık. Buna yeni bir başlık daha ekliyoruz. Yoğun olarak trafik ve otopark sorunu yaşanan ilçelerimize otopark problemini çözmek amacıyla şehrin içinde kalmış, köhneleşmiş, deprem riski altındaki binaları kentsel dönüşüme tabi tutmak suretiyle bölgenin otopark ihtiyacını giderecek katlı otoparklar yapacağız.

Akıllı sistemlerin olduğu otoparklarda, vatandaşlarımız her türlü hizmeti alacak. Hem otopark ihtiyacını gidermiş hem de o bölgedeki kentsel dönüşüme katkı sağlamış olacağız. İnşallah İstanbulumuzun 39 ilçesine de en az bir tane bu otoparklardan yapacağız."

Türkiye'deki toplam yaklaşık 24 milyon aracın 5 milyonunun İstanbul'da bulunduğunu, bu gerçeklerden hareketle katlı otopark projelerinin sayısını artırmak gerektiğini belirten Kurum, bazı ilçelerde katlı otopark inşa edeceklerini bazılarında ise yeraltı otoparkları yaparak, yeşil alan ve donatı ihtiyaçlarını karşılayacaklarını anlattı. 

"100 DÖNÜM MİLLET BAHÇESİNİ ÜMRANİYE'YE KAZANDIRIYORUZ"
Ümraniye'nin tam merkezinde 3 ayrı caddenin kesiştiği noktada bulunan, İller Bankası'nın sağladığı 7 milyonluk hibe desteğiyle yatırım bedeli 14 milyon lira olan yeni yeraltı otoparkının inşaat alanının 10 bin metrekare olacağını aktaran Kurum, zemin altına 3 kat olacak şekilde planlanan otoparkın, depreme dayanıklı teknolojilerle, akıllı sistemlerle inşa edeceklerini belirtti. 

Bakan Kurum, Ümraniye'de, vatandaşların sağlığı, huzuru, güvenliği için yapılması gereken tüm adımları attıklarına dikkati çekerek, şöyle konuştu:

"Bir tarafta gürültü bariyeri yapıyoruz, bir tarafta millet bahçeleri yapıyoruz. Millet bahçeleriyle yeşil alan miktarını artıracak ve kişi başına düşen yeşil alan ihtiyacını karşılayacak adımları atıyoruz. Bu noktada NETAŞ'ın bulunduğu arazide yaklaşık 100 dönüm millet bahçesini Ümraniye'ye kazandırıyoruz. Dudullu'da başka bir millet bahçemiz var. TEM'in kenarında yaptığımız bir millet bahçemiz var. Şu an 3 millet bahçesi projelendirilmiş, inşa aşamasına gelmiş durumdadır." 

Kurum, Ümraniye'deki kentsel dönüşüm projelerini de belediye ile uyum içerisinde yürüttüklerini dile getirdi.

LPG'Lİ ARAÇLARA KAPALI OTOPARK İZNİ
Otopark sorununa köklü çözümler bulmak için mevzuatlarda değişikliğe gittiklerini, yeni yönetmelik çalışmaları yaptıklarını aktaran Kurum, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yeni yönetmeliğimiz de 2021 sonu itibarıyla yürürlüğe girecek. Türkiyemizin elektrikli araçları artık 2022'de yollara çıkacak ve bu araçlar için yeni donanımlara, otopark alanındaki şarj istasyonlarına, park yerlerine ihtiyaç duyacağız. Bu kapsamda yeni yönetmeliğimizde otopark alanlarında elektrikli araç park yerlerinin sayısını artırıyoruz. Şarj istasyonu kurulma mecburiyeti getiriyoruz.

Yeni düzenlemeyle LPG'li araçlarımız artık kapalı otoparklara giriş yapabilecekler. Çalışmada artık son aşamaya geldik. İlgili bakanlıklardan ve kuruluşlardan görüşlerimizi aldık. İnşallah nihai şeklini verip, LPG'li araç sahibi vatandaşlarımızın merakla beklediği yönetmeliği önümüzdeki hafta yayınlayacağız. Şimdiden yönetmeliğimiz İstanbullularımız ve tüm kardeşlerimiz için hayırlı olsun." 

Kurum, Türkiye'de 60 bin metrekare gürültü bariyeri yapmayı hedeflediklerini, bu kapsamda İstanbul'da Ümraniye E-80 karayolu, Maltepe D-100 karayolu ve Beyoğlu Haliç güzergahları üzerinde 3 gürültü bariyeri projesi olduğunu sözlerine ekledi. 

Törende, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Vedat Demiröz ve Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım'ın konuşmalarının ardından, Kurum ve beraberindekiler butona basarak, otoparkın temelini attı.


Elektrikli ve hibrit otomobil satışlarında yükseliş sürüyor

Yılın 9 ayında Türkiye'de 261 adet elektrikli ve 11 bin 750 adet hibrit otomobil satışı gerçekleşirken, elektrikli otomobil satışları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 103,9 hibrit otomobil satışları da yüzde 53,7 yükseldi

Türkiye otomobil pazarında hibrit ve elektrikli otomobil satışlarının payı henüz düşük seviyelerde olmasına karşın, elektrikli ve hibrit otomobil satışlarındaki artış trendi devam ediyor.

Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) verilerine göre, Türkiye'de otomobil ve hafif ticari araç pazarı, yılın 9 ayında 2019'un aynı dönemine göre yüzde 75,5 büyüyerek 493 bin 621 adet olarak gerçekleşti.

Yalnızca otomobil satışları, 9 aylık dönemde geçen yıla göre yüzde 70 artarak 388 bin 690 adet olurken, hafif ticari araç pazarı yüzde 99,2 yükselişle 104 bin 931 adede ulaştı.

Otogazlı otomobil satışları yüzde 66,2 arttı

2020 yılı eylül ayı sonu itibarıyla, otomobil pazarı motor tipine göre, benzinli otomobil satışları 202 bin 839 adetle yüzde 52,2 pay aldı. 

Dizel otomobil satışları 158 bin 59 adetle yüzde 40,7 pay alırken, otogazlı otomobil satışlarının payı da 15 bin 781 adetle yüzde 4,1 oldu.

Benzinli otomobil satışları eylül sonunda geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 142,1, otogazlı otomobil satışları yüzde 66,2 ve dizel otomobil satışları da yüzde 23,9 yükseldi.

Elektrikli ve hibrit araç satışlarında artış trendi devam ediyor

Geçen yıl eylül ayı itibarıyla 7 bin 647 hibrit ve 128'de elektrikli otomobil satışı gerçekleşmişti. Bu yılın eylül sonunda ise 261 adet elektrikli ve 11 bin 750 adet hibrit otomobil satışı yapıldı. Elektrikli ve hibrit otomobillerin payı ise 3,1 olarak belirlendi.

Bu dönemde elektrikli otomobil satışları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 103,9 ve hibrit otomobil satışları da yüzde 53,7 artış gösterdi. Böylece elektrikli ve hibrit araç satışlarındaki artış trendi eylül ayında da devam etti

1600cc altındaki otomobil satışları yüzde 72,1 arttı

Otomobil pazarı motor hacmine göre ise 1600cc altındaki otomobil satışları yüzde 72,1 artarak yüzde 94,9 pay, 1600-2000cc aralığındaki otomobil satışları yüzde 21,9 yükselişle yüzde 1,8 pay ve 2000cc üstü otomobil satışları da yüzde 1,7'lik artışla yüzde 0,2 pay aldı.

Eylül sonunda otomobil pazarı emisyon seviyelerine göre de 100-120 gr/km arasındaki otomobiller 160 bin 399 adetle yüzde 41,3, 120-140 gr/km arasındaki otomobiller de 118 bin 249 adetle yüzde 30,4'lük paya ulaştı.

Türk halkı elektrikli araç kullanmak istiyor

Öte yandan, Boğaziçi Üniversitesi'nin gerçekleştirdiği bir anketin sonuçlarına göre, Türkiye'de elektrikli araç hakkında bilgi sahibi olsun veya olmasın, araştırmaya katılanların çoğu elektrikli araç satın almayı istiyor.

Elektrikli araç satın almak isteyenlerin bu tercihinin arkasında, elektrikli araçların düşük maliyetli, tasarruflu ve çevre dostu olması gibi nedenler ön plana çıkıyor. Elektrikli araç satın almayı düşünmeyenlerde ise elektrikli araç hakkında yeterli bilgiye sahip olmamak, Türkiye’de henüz yaygınlaşmamış olması ve teknik özelliklerin yetersiz kalacağı yönünde algıların öne çıktığı görülüyor.

7 Ekim 2020 Çarşamba

Hollandalı dev şirket Türkiye 2. el piyasasına göz dikti

 Hollandalı petrol devi Vitol Group ikinci el oto işinde büyümeye yönelik adımlar atıyor.


2019 yılında günlük 8 milyon varilden fazla petrol ve petrol ürünü ticareti gerçekleştiren Vitol, Vava Cars ismini verdiği bir girişim başlattı.


50 yıl önce Hollanda'da kurulan şirket, internet sitesinde, bu girişim ile, "dünyanın en güvenilir otomobil ticaret platformu" oluşturmayı amaçladığını kaydetti.


Türkiye ve Pakistan'da ikinci el oto alımı da yapacak olan yeni girişim, dünyanın en büyük enerji ticaret şirketinin, petrol ve rafine hidrokarbon alım, harmanlama ve taşıma gibi çekirdek işlerini nasıl çeşitlendirmeye çalıştığının son halkasını oluşturuyor.


Şirket yetkilileri, "Mayıs 2019'da Vava Cars'ı kurduk. Petrol Ofisi istasyonlarında ve bazı yerlerde ekspertiz noktalarımız var ve araçları orada alıyoruz, sonra dijital tender'larla satıyoruz" dedi ve 8 ay önce ayno konsepti Pakistan'da başlattıklarını belirtti.


1 Ekim 2020 Perşembe

“TOGG, yerli mobilitenin çekirdeği olacak”

 TESİD’in ‘Akıllı Yaşam’ sohbetlerine katılan TOGG Genel Müdürü Gürcan Karakaş, hedeflerinin, Türkiye’nin küresel rekabet edebilen akıllı cihaz markası yaratmak ve Türkiye’nin mobilite ekosisteminin çekirdeğini oluşturarak yeni iş modelleri çıkarmak olduğunu ifade etti.

Türk Elektronik Sanayicileri Derneği (TESİD) sohbet etkinliklerinin ikincisini yine derneğin Youtube kanalında gerçekleşti. Yönetim Kurulu Başkanımız Hakan Güldağ’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen 'Akıllı Yaşamda Mobil, Elektrikli, Bağlantılı ve Otonom Platformlar' etkinliğinin konuğu Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) Genel Müdürü Gürcan Karakaş oldu. Karakaş etkinlikte, hedeflerinin Türkiye’nin küresel rekabet edebilen akıllı cihaz markası yaratmak ve Türkiye’nin mobilite ekosisteminin çekirdeğini oluşturarak yeni iş modelleri çıkarmak olduğunu ifade etti.

Açılışta konuşan TESİD Başkanı Müjdat Altay, salgında tüm dünyada sanal ortam kullanımın giderek yaygınlaştığını belirterek, “Salgın nedeniyle sanal ortamda buluşuyoruz. Sanal ortamı elektronik yapıdan ayrıştıramayız. Sanal ortam elektronik devrelerden oluşan ağın üzerinde koşuyor. Elektronik sektöründe çalışanlar, şunu söyler: Elektronik, sanayinin tüm dikeylerinde bir kaldıraç rolü oynar. Bu salgında anladık ki; elektronik yaşamsal öneme sahip. Biz TESİD olarak gelişmesi için çaba sarf ediyoruz. Bu sebeple akıllı yaşam başlığı altında bir dizi sohbet planladık. Bunlardan biri de akıllı yaşam ve ulaşım. Artık arabalar, yürüyen bir elektronik cihaz haline geldi. Elektronik devreler arabanın her yerinde. Bu sebeple ulaşımla başlamak istedik” dedi.

Etkinlikte açıklamalarda bulunan TOGG Genel Müdürü Gürcan Karakaş, yerli oto ile ilgili merak edilen sorulara yanıt verirken, akıllı mobilitenin otomotiv dünyasının yarını olduğunu, Türkiye’nin de buna hazırlandığını anlattı. Karakaş, kendilerine en çok sorulan sorunun ‘neden şimdi’ sorusu olduğunu açıklayarak, “Otomotiv sektörü bir dönüşümün içinde. Özellikle nesnelerin interneti ile farklı imkanlar çıkıyor. Bu teknolojinin kırılma noktalarını değerlendirenler için iyi bir fırsat. Bizim önümüzde böyle bir fırsat var. Cep telefonlarının başına ne geldiyse otomobilin de başına geliyor. Bu da fırsatlar doğuruyor. Sosyal hayatta olan her değişim otomotive de yansıyor. Akıllı binalar, akıllı arabalar, akıllı şehirler zamanına az kaldı. Bizim şu anda 2023 yıllarına hazır olma fırsatımız var. O yüzden doğru zamanda, doğru yerdeyiz” diye konuştu.

“Otomobilde klasiklerle ayrışma yaşanacak”

Elektrikli otomobillerin 2022-2025 arasında demokratize olmasının beklendiğini söyleyen Gürcan Karataş, şunları anlattı: “Bir fırsat penceresinden ilk girenler olursak fayda sağlamış olacağız. Otomobil dünyası 2035’e hazırlanıyor. Bu çok uzak bir zaman değil. Klasik otomobillerin karlılıkları yüzde 99’lardan yüzde 60’ların altına iniyor. Adetler düşeceği için karlılık düşecek. Çift basamaklı karlılıkların olduğu alanlar ise elektrik ve elektronik, nesnelerin interneti ve akıllı mobilite alanları olacak. Hatta yüzde 40’ını mobilite oluşturacak. Bunlar gerçekleşecek, şimdiden planını yapabiliriz.”

Batarya teknolojilerinin geliştiğini ve menzilin giderek arttığını da ifade eden Karakaş, “Bu otomobiller yaygınlaşacak, şimdi planlamasının geliştirilmesi lazım ki 2025’te kullanabilelim. Mobilite ekosistemi çok daha fazla büyük fayda sağlayacak yapıya bürünecek, klasik otomobil üreticilerinden ayrışma sağlayacak” dedi.

“Dönüşüm TOGG’lu da olacak TOGG’suz da”

Tüketici odaklı şirket olmak zorunda olduklarını vurgulayan Karakaş, “Her yıl yüzbinlerin beğenisi kazanmak zorundayız. Bunu sadece Türkiye'de yapmamız yeterli değil. Başarı için küresel boyutta rekabetçi olmamız gerekiyor. Ana hedeflerimizden biri; fikri sınai hakları bize ait, Türkiye’nin küresel rekabet edebilen akıllı cihaz markasını yaratmak. İkincisi de Türkiye’nin mobilite ekosisteminin çekirdeğini oluşturarak, yeni iş modellerini inşa edebilmek. Mobilite kullanım platformuyuz. Otomobil işin merkezinde, iş modelleri için de start-uplarla çalışıyoruz” ifadelerini kullandı. Eninde sonunda benzin ve dizelin biteceğini ve yerini hidrojen yakıtının ya da elektriğin alacağını ifade eden Karataş, “Bu TOGG’lu da olacak TOGG’suz da olacak. Zamanında hazırlanmak istiyoruz. Türkiye’nin dış ticaret açığına 7 milyar dolar katkı olacak” dedi.

İlk modeli çıkartmak için ciddi zaman ve rekabetçilik baskısı olduğunu kaydeden Karakaş, “Kendine ait markası olacak. Milli özgürlüğün tarifi bu... Bu işe yeni başlayan şirket olarak yüzde 51’lik yerlilik hedefi belirledik. İleride yüzde 68’lere çıkaracağımızı söylüyoruz. Bu da üretilenler arasında en yüksek yerlilik oranı… Zaten yüzde 100 yerli yapmak rekabetçi olur mu bilmiyoruz. Tedarikçilerimizin yüzde 98’den fazlasını tamamladık. TESİD’in birçok üyesi ile görüşüyoruz. TAYSAD’da 400’den fazla üye var bizim toplam tedarikçimiz 300. Bunlarından da yüzde 78’i Türkiye’den… Maalesef, her firma ile görüşemeyiz. İştahla beraber yetkinlikle birleştiği zaman her şey yapılabiliyor. İştahı ve yetkinliği olanı tercih etmek zorundayız. 2022’nin sonunda hazır olmak için gece gündüz zamana karşı yarışıyoruz. İlk ürünümüzde iştahın yanında yetkinlikle çözmeye ihtiyaç duyuyoruz” diye konuştu.

“Otonom araç piyasaya girince biz de hazır olacağız”

Gürcan Karakaş şunları söyledi: “Bataryayı ‘hücre’ teknolojisinden tasarlayıp, birlikte geliştiriyoruz. İlerleyen yıllarda batarya paketinden hücre üretimine doğru ilerleyebiliriz. Enerji yoğunluğu en yüksek pil olsun diye aylardır üzerinde çalışıyoruz. Herhangi bir teknolojiyi alıp getirmiyoruz. Testlere başladık. Menzili uzun, uzun ömürlü ve hızlı şarja uygun olacak. Gemlik fabrikasında zemini güçlendirme yapıyoruz. Planlandığı gibi gidiyor. Şu ana kadar 3 binin üzerinde kolon yerleştirdik. Binaların oturacağı kaya olmadığı için biz yapıyoruz. Bittiğinde 40 bin kadar zemin güçlendirme kolonu yapacağız. Otonom araç hedefi level 4-5 kurgusu üzerine çalışıyoruz. Yazılım ihtiyaçlarımız için savunma sanayiinden gelen çekirdek ekibimiz var. Henüz takvim için erken ama şunu söyleyebilirim, otonom sürüş piyasaya girdiği andan itibaren biz de hazır olacağız.”

“İKİ PATENT BAŞVURUMUZ SONUÇLANDI”

“PATENT başvurularımız var. İkisi sonuçlandı. Burada önemli olan fikri mülkiyet hakkı… Önem verdiğimiz bu. Zamanla yarışırken, patent araştırması yapalım düşüncesinde değiliz. Örneğin Careem yeni bir şey icat etmedi, patentli iş değil ama iş modeli iyiydi. Uber onu 3 milyon dolara aldı. Yeni otomobillerin dünyasında artık içeriye birçok teknoloji giriyor. Tüketicin hayatını kolaylaştıracak tüm teknolojileri kendin geliştiremezsin. Partner olarak çalışarak, sinerji yaratabilirsin. 100 yıllık otomobil şirketleri her şeyi kendileri yapmaya çalıştı, şimdi start-uplar onlardan daha değerli… İlk olarak C-SUV ardından C-Sedan modeli, daha sonra C-Hatchback, B-SUV modeli ile çıkaracağız. Sektöre baktığımızda 10 yılda büyüyen yüzde 8 segment SUV’lar… C segmenti hızlı bir şekilde büyüyor. Türkiye’de de Avrupa'da da böyle. ”