Son zamanlarda Elon Musk'ın sosyal medyadaki açıklamalarının Tesla'ya olan güveni kırdığı söylense de firma kar etmeye devam ediyor.
Tesla, yayınlanan son rapora göre, üçüncü çeyrek için mükemmel bir finans tablosu çizmeyi başarmış. Özellikle son dönemde Elon Musk ile gündeme gelen olaylar ve bunun neticesinde Tesla'nın kötü bir imaj çizmesi, anlaşılan o ki şirketin satışlarını olumsuz etkilememiş. Bugün açıklanan rapora göre rakamlar parmak ısırtır nitelikte.
GAAP'a (Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkeleri) göre 312 milyon dolar net kar eden Tesla, GAAP dışı verilere göre ise 516 milyon dolar karda. Tesla, üçüncü çeyrekte en çok kazancı ise Model 3 ile sağlamış.
Gelir bakımından en çok satan Tesla otomobili Model 3 olurken, şirket Model 3'ün satışlarını arttırmak için girişimlerde de bulunuyor.Açıklanan bilgiye göre şirket, Model 3'ün üretimini kademeli arttırmak için Çin'deki üretim çizelgesini hızlandırmaya karar vermiş.
(Gazetevatan)
26 Ekim 2018 Cuma
19 Ekim 2018 Cuma
Yerli otomobil ile ilgili çok önemli açıklama!
Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu CEO’su Karakaş: Bizim kimseyi kopyalamaya ihtiyacımız yok
Mimar ve Mühendisler Grubu’nca düzenlenen 3. Ar-Ge ve İnovasyon Zirvesi kapsamında “Sanayinin Dönüşümü: Yapay Zeka, Robotlar ve Nesnelerin İnterneti” başlıklı panel gerçekleştirildi.
Panelin moderatörlüğünü yapan Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Fatih Kacır, sanayinin dijital dönüşümünün her zamankinden daha çok bakanlık gündeminde olduğunu söyledi.
Dijital dönüşümün sunduğu fırsatları iyi değerlendirmek gerektiğinin altını çizen Kacır, "Hem bakanlık olarak hem de ilgili kuruluşlar eliyle sanayinin dijital dönüşümünü desteklemeye gayret gösteriyoruz. TÜBİTAK'ın bu alana verdiği desteklerin toplamı 1,6 milyar lira. Bu desteklerin yüzde 21'i sensörler, elektronik devreler, yüzde 20'si haberleşme sistemleri, yüzde 15'i yapay zeka, yüzde 15'i robotik, mekatronik ve yüzde 10'u veri tabanları alanlarında verilmiş. Bu destekler neticesinde görüyoruz ki Türkiye olarak önemli bir kapasiteyi oluşturmuş durumdayız. Şimdi ana platformların milli ve özgün olarak üretilmesi, bizim için öncelikli. Çünkü biz sanayinin dijitalleşmesinde kritik altyapıların milli ve özgün olarak geliştirilmesini de çok önemsiyoruz." şeklinde konuştu.
Kacır, beş yıl içerisinde Nesnelerin İnterneti pazarının 1,7 trilyon dolar olacağının öngörüldüğüne dikkati çekerek, pazarın mevcut halinden üç kat büyümüş olacağını bildirdi.
Türkiye'nin söz konusu pazarda eriştiği kapasiteye de değinen Kacır, halihazırda teknoloji geliştirme bölgelerindeki firmaların 94'ü yapay zeka, 27'si nesnelerin interneti üzerine çalıştığını, Ar-Ge merkezlerinin ise 22'sinin yapay zeka, 15'inin de nesnelerin interneti alanında faaliyet gösterdiğini bildirdi.
Kacır, şunları kaydetti:
"Açık kaynak kodu çok önemsiyoruz. Yakın bir zamanda Bakanımız da ilan edecekler, bir açık kaynak kod platformu kurmuş olacağız. Bunu birkaç açıdan önemsiyoruz, güvenlik açısından önemsiyoruz. Açık kaynak kodlu yazılımların kamuda kullanımlarını teşvik etmek istiyoruz. Bağımlılıktan kurtulmak anlamında bunu önemsiyoruz. Hem de bunun aslında büyük bir yazılımcı ordusu yetiştirmek açısından bir fırsat olacağına inanıyoruz. Dünyadaki açık kaynak ekosistemine entegre edeceğimiz, hızlıca eğiteceğimiz bir yazılımcı ordusunu Türkiye'de kurabiliriz. Şu an olmamız gereken noktadan çok gerideyiz. Dünyada 24 milyon geliştirici var. Türkiye'de ise tahminen 18-20 bin geliştirici var. Dünya nüfusundaki payımıza bakarsak, en az 200 bin geliştiricimizin olması lazım. Buna da bakanlık olarak öncülük edeceğiz."
“Türkiye’nin Otomobili projesi Türkiye için önemli bir fırsattır”
Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu Üst Yöneticisi (CEO) Mehmet Gürcan Karakaş ise göreve geldikten sonra katıldığı ilk konferansı olduğunu ve heyecan duyduğunu belirterek, “Türkiye’nin Otomobili projesi Türkiye için önemli bir fırsattır. Bu dünyada oluşan fırsat penceresinin yarattığı bir fırsattır. Teknolojinin dönüşümü ile özellikle elektrikli araçlar teknolojisinde hız kazanan dönüşüm var. Cep telefonunun başına gelen benzer şeyler otomobilin de başına gelecek. 15 sene önce nasıl cep telefonunun geleceği noktayı kestiremiyorsak benzer şeyleri de otomobilin başına geleceğini de düşünüyoruz.” diye konuştu.
Karakaş, otonom sürüşün herkese farklı bir yaşam alanı yaratacağını ifade ederek, “Artık araba sürmeye konsantre olmayacağımıza göre evde, işte, ofiste ne yapabiliyorsak arabada da onu yapmak isteyeceğiz. Dünyada rekabet anlamında oluşan en büyük 'savaş, kavga' bu yaşam alanının paylaşılmasıyla alakalı. Teknoloji trendlerin getirdiği bir sonuç.” şeklinde konuştu.
Paylaşım ekonomisinin önemini anlatan Karakaş, şunları kaydetti:
“Kanun yapıcıların da oluşturduğu bir trend var. Özellikle şehirlerin, şehircilik kanunlarının mevzuatlarının değişmesi ile alakalı trendler olduğunu görüyoruz. Fırsat penceresi dünyada herkese açık. Ülke olarak fırsat penceresi içerisinde oluşturacağımız teknolojilerin başında olayın tamamını kavramayı çabuk netleştirmemiz lazım. Otomotiv sanayimizi, yan sanayimizi bu dönüşüme hazırlayamazsak, içten yanmalı otomobillerin zamanla ortadan kaybolacağını göz önünde bulundurursak, bizim ihracatını yaptığımız, ürünlerimizin kullanıldığı araçlar ortadan kaybolacak. Dolayısıyla dönüşümü aktif bir şekilde şekillendirmemiz gerekiyor.
Türkiye’nin Otomobili olarak projemizi önemli bir kullanım alanı olarak görüyoruz. Teknolojinin egemenliğine sahip olmamız çok önemli. Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu olarak vizyonumuz budur. Bu çalışmanın doğru bir zamanda ortaya konulduğunu düşünüyoruz. Bizim kimseyi kopyalamaya ihtiyacımız yok. Bazıları Çinlilerin bazıları Güney Korelilerin örneğini önümüze getiriyor. O zamanın şartları farklıydı bugünün şartları farklı. Günümüzün şartlarında fırsat penceresine baktığımızda ciddi bir enerjimiz, altyapımız, nitelikli elemanlarımız var. Bunların hepsini birleştirerek, Türkiye’nin Otomobili ve otomotiv sektörünün transformasyonu, dönüşümü, Türkiye’ye teknoloji olarak yeni bir seviyeye sıçramak için önemli bir proje olarak gelişecektir.”
“Otomobilden daha fazlasını yapma iddiasıyla yola çıktık”
Karakaş, otomobilden daha fazlasını yapma iddiasıyla yola çıktıklarını belirterek, “Otomobilden daha fazlasını yaptığımız sürece yeni ortaya çıkacak alanlarda teknolojimizi geliştirebiliriz, teknolojimizi geliştirdikten sonra onun sanayisini, ticaretini ve ticarileşmesini yapabiliriz diye düşünüyoruz. Dünyada bu işe konulmuş (elektrikli otomobil) 180-200’e yakın startup var. Bu startupların 3’te 2’sinden fazlası otomobilin kendisiyle değil, onun yaratacağı iş potansiyeliyle ilgileniyor. Biz de elimizdeki kaynakları, yaratıcılığımızı değerlendirerek bu konuda ciddi değişim ve dönüşümler yapabiliriz.” diye konuştu.
Mimar ve Mühendisler Grubu’nca düzenlenen 3. Ar-Ge ve İnovasyon Zirvesi kapsamında “Sanayinin Dönüşümü: Yapay Zeka, Robotlar ve Nesnelerin İnterneti” başlıklı panel gerçekleştirildi.
Panelin moderatörlüğünü yapan Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Fatih Kacır, sanayinin dijital dönüşümünün her zamankinden daha çok bakanlık gündeminde olduğunu söyledi.
Dijital dönüşümün sunduğu fırsatları iyi değerlendirmek gerektiğinin altını çizen Kacır, "Hem bakanlık olarak hem de ilgili kuruluşlar eliyle sanayinin dijital dönüşümünü desteklemeye gayret gösteriyoruz. TÜBİTAK'ın bu alana verdiği desteklerin toplamı 1,6 milyar lira. Bu desteklerin yüzde 21'i sensörler, elektronik devreler, yüzde 20'si haberleşme sistemleri, yüzde 15'i yapay zeka, yüzde 15'i robotik, mekatronik ve yüzde 10'u veri tabanları alanlarında verilmiş. Bu destekler neticesinde görüyoruz ki Türkiye olarak önemli bir kapasiteyi oluşturmuş durumdayız. Şimdi ana platformların milli ve özgün olarak üretilmesi, bizim için öncelikli. Çünkü biz sanayinin dijitalleşmesinde kritik altyapıların milli ve özgün olarak geliştirilmesini de çok önemsiyoruz." şeklinde konuştu.
Kacır, beş yıl içerisinde Nesnelerin İnterneti pazarının 1,7 trilyon dolar olacağının öngörüldüğüne dikkati çekerek, pazarın mevcut halinden üç kat büyümüş olacağını bildirdi.
Türkiye'nin söz konusu pazarda eriştiği kapasiteye de değinen Kacır, halihazırda teknoloji geliştirme bölgelerindeki firmaların 94'ü yapay zeka, 27'si nesnelerin interneti üzerine çalıştığını, Ar-Ge merkezlerinin ise 22'sinin yapay zeka, 15'inin de nesnelerin interneti alanında faaliyet gösterdiğini bildirdi.
Kacır, şunları kaydetti:
"Açık kaynak kodu çok önemsiyoruz. Yakın bir zamanda Bakanımız da ilan edecekler, bir açık kaynak kod platformu kurmuş olacağız. Bunu birkaç açıdan önemsiyoruz, güvenlik açısından önemsiyoruz. Açık kaynak kodlu yazılımların kamuda kullanımlarını teşvik etmek istiyoruz. Bağımlılıktan kurtulmak anlamında bunu önemsiyoruz. Hem de bunun aslında büyük bir yazılımcı ordusu yetiştirmek açısından bir fırsat olacağına inanıyoruz. Dünyadaki açık kaynak ekosistemine entegre edeceğimiz, hızlıca eğiteceğimiz bir yazılımcı ordusunu Türkiye'de kurabiliriz. Şu an olmamız gereken noktadan çok gerideyiz. Dünyada 24 milyon geliştirici var. Türkiye'de ise tahminen 18-20 bin geliştirici var. Dünya nüfusundaki payımıza bakarsak, en az 200 bin geliştiricimizin olması lazım. Buna da bakanlık olarak öncülük edeceğiz."
“Türkiye’nin Otomobili projesi Türkiye için önemli bir fırsattır”
Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu Üst Yöneticisi (CEO) Mehmet Gürcan Karakaş ise göreve geldikten sonra katıldığı ilk konferansı olduğunu ve heyecan duyduğunu belirterek, “Türkiye’nin Otomobili projesi Türkiye için önemli bir fırsattır. Bu dünyada oluşan fırsat penceresinin yarattığı bir fırsattır. Teknolojinin dönüşümü ile özellikle elektrikli araçlar teknolojisinde hız kazanan dönüşüm var. Cep telefonunun başına gelen benzer şeyler otomobilin de başına gelecek. 15 sene önce nasıl cep telefonunun geleceği noktayı kestiremiyorsak benzer şeyleri de otomobilin başına geleceğini de düşünüyoruz.” diye konuştu.
Karakaş, otonom sürüşün herkese farklı bir yaşam alanı yaratacağını ifade ederek, “Artık araba sürmeye konsantre olmayacağımıza göre evde, işte, ofiste ne yapabiliyorsak arabada da onu yapmak isteyeceğiz. Dünyada rekabet anlamında oluşan en büyük 'savaş, kavga' bu yaşam alanının paylaşılmasıyla alakalı. Teknoloji trendlerin getirdiği bir sonuç.” şeklinde konuştu.
Paylaşım ekonomisinin önemini anlatan Karakaş, şunları kaydetti:
“Kanun yapıcıların da oluşturduğu bir trend var. Özellikle şehirlerin, şehircilik kanunlarının mevzuatlarının değişmesi ile alakalı trendler olduğunu görüyoruz. Fırsat penceresi dünyada herkese açık. Ülke olarak fırsat penceresi içerisinde oluşturacağımız teknolojilerin başında olayın tamamını kavramayı çabuk netleştirmemiz lazım. Otomotiv sanayimizi, yan sanayimizi bu dönüşüme hazırlayamazsak, içten yanmalı otomobillerin zamanla ortadan kaybolacağını göz önünde bulundurursak, bizim ihracatını yaptığımız, ürünlerimizin kullanıldığı araçlar ortadan kaybolacak. Dolayısıyla dönüşümü aktif bir şekilde şekillendirmemiz gerekiyor.
Türkiye’nin Otomobili olarak projemizi önemli bir kullanım alanı olarak görüyoruz. Teknolojinin egemenliğine sahip olmamız çok önemli. Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu olarak vizyonumuz budur. Bu çalışmanın doğru bir zamanda ortaya konulduğunu düşünüyoruz. Bizim kimseyi kopyalamaya ihtiyacımız yok. Bazıları Çinlilerin bazıları Güney Korelilerin örneğini önümüze getiriyor. O zamanın şartları farklıydı bugünün şartları farklı. Günümüzün şartlarında fırsat penceresine baktığımızda ciddi bir enerjimiz, altyapımız, nitelikli elemanlarımız var. Bunların hepsini birleştirerek, Türkiye’nin Otomobili ve otomotiv sektörünün transformasyonu, dönüşümü, Türkiye’ye teknoloji olarak yeni bir seviyeye sıçramak için önemli bir proje olarak gelişecektir.”
“Otomobilden daha fazlasını yapma iddiasıyla yola çıktık”
Karakaş, otomobilden daha fazlasını yapma iddiasıyla yola çıktıklarını belirterek, “Otomobilden daha fazlasını yaptığımız sürece yeni ortaya çıkacak alanlarda teknolojimizi geliştirebiliriz, teknolojimizi geliştirdikten sonra onun sanayisini, ticaretini ve ticarileşmesini yapabiliriz diye düşünüyoruz. Dünyada bu işe konulmuş (elektrikli otomobil) 180-200’e yakın startup var. Bu startupların 3’te 2’sinden fazlası otomobilin kendisiyle değil, onun yaratacağı iş potansiyeliyle ilgileniyor. Biz de elimizdeki kaynakları, yaratıcılığımızı değerlendirerek bu konuda ciddi değişim ve dönüşümler yapabiliriz.” diye konuştu.
15 Ekim 2018 Pazartesi
Tesla'nın o aracı rekora koşuyor
ABD merkezli elektrikli araba üreticisi Tesla, en ucuz modeli olan Model 3’ün rekor üretime ulaştığını duyurdu.
Tesla Model 3 başarıdan başarıya koşmaya devam ediyor.
Tesla Model 3 rekor üretime ulaştı!
Her ne kadar üretiminde yaşanan sıkıntılar nedeniyle şirkete zor günler yaşatsa da bugün açıklanan rakamlar ile birlikte 100 bin adet Tesla Model 3’ün üretildiği duyuruldu.
Tesla için tabiri caizse bir dönüm noktası olan Model 3 için 100 bininci üretimin ise geçtiğimiz gün (13 Ekim) yapıldığı da şirket yetkilileri tarafından açıklandı. Ayrıca şirket yetkilileri yapmış olduğu açıklama ile birlikte Tesla’nın üretimde hızlandığını da müjdeledi.
Her ay 5000 adet Model 3 ürettiklerini açıklayan şirket, üretimde yaşadıkları sorunları geride bıraktıklarını da vurguladı. Her ay düzenli olarak 5000 adet Model 3 üreten Amerikalı şirketin, önümüzdeki yıllarda bu rakamları iki katlayacağı da ön görülüyor.
Paylaşılan raporda ayrıca şimdiye kadar 455 binin üzerinde Model 3 için ödeme yapıldığı da açıklandı. Bu modellerin 100 binini üretmeyi başaran şirket, üretimin hızlanmasıyla birlikte geriye kalan araçların hepsini kısa bir süre içerisi de müşterilerine teslim etmeyi de hedefliyor.
(Shiftdelete)
Tesla Model 3 başarıdan başarıya koşmaya devam ediyor.
Tesla Model 3 rekor üretime ulaştı!
Her ne kadar üretiminde yaşanan sıkıntılar nedeniyle şirkete zor günler yaşatsa da bugün açıklanan rakamlar ile birlikte 100 bin adet Tesla Model 3’ün üretildiği duyuruldu.
Tesla için tabiri caizse bir dönüm noktası olan Model 3 için 100 bininci üretimin ise geçtiğimiz gün (13 Ekim) yapıldığı da şirket yetkilileri tarafından açıklandı. Ayrıca şirket yetkilileri yapmış olduğu açıklama ile birlikte Tesla’nın üretimde hızlandığını da müjdeledi.
Her ay 5000 adet Model 3 ürettiklerini açıklayan şirket, üretimde yaşadıkları sorunları geride bıraktıklarını da vurguladı. Her ay düzenli olarak 5000 adet Model 3 üreten Amerikalı şirketin, önümüzdeki yıllarda bu rakamları iki katlayacağı da ön görülüyor.
Paylaşılan raporda ayrıca şimdiye kadar 455 binin üzerinde Model 3 için ödeme yapıldığı da açıklandı. Bu modellerin 100 binini üretmeyi başaran şirket, üretimin hızlanmasıyla birlikte geriye kalan araçların hepsini kısa bir süre içerisi de müşterilerine teslim etmeyi de hedefliyor.
(Shiftdelete)
Otomotivde ihracat rekoru geliyor
Geçen yılı 28,5 milyar dolarla tüm zamanların en yüksek ihracat rakamıyla kapatan Türk otomotiv sektörü, bu yıl dış satımda 31 milyar doları hedefliyor.
Türk otomotiv sektörü, 2017'yi 28,5 milyar dolarla tüm zamanların en yüksek ihracat rakamıyla kapatmasının ardından bu yıl 31 milyar dolarlık dış satımla yeni bir rekora imza atmayı hedefliyor.
Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, AA muhabirine, yılın dörtte üçünü geride bırakan sektörün, yukarı yönlü ivmesini sürdürdüğünü söyledi.
Bu yılın 9 aylık döneminde sektörün yüzde 13'lük artışla bir önceki yıla kıyasla 23,4 milyar dolarlık ihracata imza attığını dile getiren Çelik, ocak-eylül döneminde otomotiv sektörünün Türkiye ihracatı içindeki oranının yüzde 19 olarak gerçekleştiğini vurguladı.
Sektörün yıl başında koyduğu hedefleri gerçekleştirdiğini ulaşılan bu rakamlarla görebildiklerini ifade eden Çelik, şöyle konuştu:
"9 aylık dönemde otomotiv endüstrisinin aylık ortalama 2,6 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşıyor olması son yıllardaki en iyi rakam olarak karşımıza çıkıyor. Bunun içinde bir mart ayı geçirdik. 3 milyar doları aylık bazda geçtik. Tüm zamanların rekorunu kırdık. Eylül ayı da iyi geçti. Sonuç olarak yüzde 13'lük artışla ilk 9 ayı kapattık. Geçen yılı 28,5 milyar dolar ile tüm zamanların ihracat rekoruyla kapatmıştık. Bu yıl ise 9 aylık dönemde 23,4 dolarlık ihracata ulaştık. Aylık bazda 2,6 milyar dolarlık ortalama devam ederse bu yıl geçen seneki rakamı geçmiş olacağız ve rekoru kıracağız. Bu yılı 31 milyar dolar civarında bir rakamla kapatarak tüm zamanların en yüksek ihracat rakamına imza atacağız."
"2018 yılını 31 milyar dolarlık bir ihracat rakamıyla bitireceğiz"
Çelik, yılın başında 29 milyar dolarlık bir hedef belirlendiğini belirterek, "Ancak bu hedefi revize ettik ve 2 milyar dolar yukarıya çektik. 2018 yılını 31 milyar dolarlık bir ihracat rakamıyla bitireceğiz." dedi.
Eylülün, son 3 yılın aynı ayından farklı geçtiğini dile getiren Çelik, "Tatillerin az olması dolayısıyla bu yıl fazladan iş günü, üretimi ve ihracatı olumlu etkiledi. Yani baz etkisi fazla iş günü var. Yine de 2-3 gün fazlalığı olmasa dahi çift haneli bir büyümenin gerçekleşeceği bir ay olacaktı. Fazla iş günü biraz daha yükseltti." diye konuştu.
OİB verilerine göre, Türkiye'nin geriye dönük gerçekleştirdiği sektörel ihracat rakamları şöyle:
Türk otomotiv sektörü, 2017'yi 28,5 milyar dolarla tüm zamanların en yüksek ihracat rakamıyla kapatmasının ardından bu yıl 31 milyar dolarlık dış satımla yeni bir rekora imza atmayı hedefliyor.
Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, AA muhabirine, yılın dörtte üçünü geride bırakan sektörün, yukarı yönlü ivmesini sürdürdüğünü söyledi.
Bu yılın 9 aylık döneminde sektörün yüzde 13'lük artışla bir önceki yıla kıyasla 23,4 milyar dolarlık ihracata imza attığını dile getiren Çelik, ocak-eylül döneminde otomotiv sektörünün Türkiye ihracatı içindeki oranının yüzde 19 olarak gerçekleştiğini vurguladı.
Sektörün yıl başında koyduğu hedefleri gerçekleştirdiğini ulaşılan bu rakamlarla görebildiklerini ifade eden Çelik, şöyle konuştu:
"9 aylık dönemde otomotiv endüstrisinin aylık ortalama 2,6 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşıyor olması son yıllardaki en iyi rakam olarak karşımıza çıkıyor. Bunun içinde bir mart ayı geçirdik. 3 milyar doları aylık bazda geçtik. Tüm zamanların rekorunu kırdık. Eylül ayı da iyi geçti. Sonuç olarak yüzde 13'lük artışla ilk 9 ayı kapattık. Geçen yılı 28,5 milyar dolar ile tüm zamanların ihracat rekoruyla kapatmıştık. Bu yıl ise 9 aylık dönemde 23,4 dolarlık ihracata ulaştık. Aylık bazda 2,6 milyar dolarlık ortalama devam ederse bu yıl geçen seneki rakamı geçmiş olacağız ve rekoru kıracağız. Bu yılı 31 milyar dolar civarında bir rakamla kapatarak tüm zamanların en yüksek ihracat rakamına imza atacağız."
"2018 yılını 31 milyar dolarlık bir ihracat rakamıyla bitireceğiz"
Çelik, yılın başında 29 milyar dolarlık bir hedef belirlendiğini belirterek, "Ancak bu hedefi revize ettik ve 2 milyar dolar yukarıya çektik. 2018 yılını 31 milyar dolarlık bir ihracat rakamıyla bitireceğiz." dedi.
Eylülün, son 3 yılın aynı ayından farklı geçtiğini dile getiren Çelik, "Tatillerin az olması dolayısıyla bu yıl fazladan iş günü, üretimi ve ihracatı olumlu etkiledi. Yani baz etkisi fazla iş günü var. Yine de 2-3 gün fazlalığı olmasa dahi çift haneli bir büyümenin gerçekleşeceği bir ay olacaktı. Fazla iş günü biraz daha yükseltti." diye konuştu.
OİB verilerine göre, Türkiye'nin geriye dönük gerçekleştirdiği sektörel ihracat rakamları şöyle:
O otomobiller yerli üretim logolu satılacak
Fransız otomobil markası Renault'un Bursa fabrikasında ürettiği iki modeli, bundan böyle "Yerli Üretim" logosu ile satılacak. "Yerli Üretim" logolu Megane Sedan ve Clio, bayilerde yerini aldı
Renault’nun iki yerli modeli Megane Sedan ve Clio HB, “yerli üretim” logosu ile bayilerde yerini aldı.
Ocak-Eylül 2018 döneminde gerçekleştirdiği 23 bin 522 satış adedi ile Türkiye’nin en çok satılan modeli olan Megane Sedan ve aynı dönemdeki 18 bin adet satış adedi ile Türkiye’nin otomobili sıralamasında üçüncü sırada yer alan Clio HB yerli üretim logosuyla satışa sunulacak.
Renault'un söz konusu iki modeli Bursa’daki Oyak Renault Fabrikaları'nda üretiliyor.
11 Ekim 2018 Perşembe
Zorlu: VEO bağımsız bir tasarım çalışması
Zorlu Holding, Vestel tarafından patent başvurusu yapıldığı söylenen VEO için açıklama yaptı.
Zorlu Holding'den yapılan açıklama...
Bugün medyaya yansıyan “Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu’nda yer alan Zorlu Grubu’nun, Vestel Elektronik aracılığıyla otomobil tasarımı ile tescil başvurusu yaptığına yönelik” haberlerdeki bazı ifadeler gerçeği yansıtmamaktadır.
Vestel’in geleceğin elektrikli otomobil dünyasına kendi markası ile otomobil üretmek gibi bir planı bulunmamaktadır. Haberlerde bahsi geçen VEO; 1600 kişiyi aşkın Ar‑Ge ekibi ile 8 Ar‑Ge merkezinde yürütülen kokpit tasarımları, şarj istasyonu tasarımları gibi otomobil elektroniğinin de içinde yer aldığı konsept çalışmalar sırasında ortaya çıkarak, başvurusu yapılmış bağımsız bir tasarım çalışmasıdır.
Bilindiği üzere Vestel, 2017 yılında yaptığı 408 patent başvurusu ile Avrupa Patent Ofisi’ne (European Patent Office) en çok patent başvurusu yapan ilk 100 şirket sıralamasındaki tek Türk şirketidir.
Vestel olarak ilgi alanımızın sadece otomobil elektroniği olduğunun altını çizer, haberlerde bahsi geçen konunun Türkiye’nin yerli otomobil çalışmalarıyla hiçbir bağlantısı bulunmadığını kamuoyunun bilgisine sunarız.
Vestel’in otomobili 'VEO' ortaya çıktı
Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu’nda yer alan beş ‘babayiğit’ten biri olan Zorlu Grubu, Vestel Elektronik aracılığıyla bir otomobil tasarımı için tescil başvurusu yaptı. “VEO” adı verilen Zorlu’nun otomobilinin görselleri de ilk kez ortaya çıktı.
Yerli otomobil projesi kapsamında kurulan Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu’nda yer alan beş ‘babayiğit’ten biri olan Zorlu Holding’in ilk yerli otomobilinin tasarımları ortaya çıktı.
Habertürk’ten Necdet Çalışkan’ın haberine göre Türk Patent ve Marka Kurumu’na Vestel Elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş. aracılığıyla yapılan tasarım tescil başvurusunda, otomobilin ilk görselleri de paylaşıldı. İşte o başvuru:
Vestel'in 7 Eylül 2018'de yaptığı tescil başvurusunun yer aldığı ve 9 Ekim 2018 tarihinde yayınlanan Türk Patent ve Marka Kurumu’nun Tasarımlar Bülteni’ne göre Vestel’in yerli otomobilinin adı ise “VEO” olacak. 6 farklı görselin paylaşıldığı başvuruya göre VEO'nun tasarımcıları ise şunlar: Burak Emre Altınordu, Kazım Doku ve Mehmet Kaya.
3 AYLIK İTİRAZ SÜRESİ VAR
Vestel’in tasarım tescil başvurunun yer aldığı Türk Patent ve Marka Kurumu’nun 9 Ekim 2018 tarihli Tasarımlar Bülteni’nde sözkonusu tasarımla ilgili itiraz sürecine de yer verildi.
Buna göre Vestel'in bu tesciline gerçek veya tüzel kişiler ile ilgili meslek kuruluşları gerekçelerini açıkça belirtmek ve ilgili yönetmelikte öngörülen şartları yerine getirmek koşuluyla, 3 ay içinde itirazda bulunabilecek. “VEO” adlı otomobilin tasarımıyla ilgili itiraz süreci 2019 yılının Ocak ayı ortasında sona erecek.
İşte Veo'dan ilk görüntüler:
'ELEKTRİKLİ'YE ODAKLANACAK
Zorlu grup şirketlerinden Zorlu Enerji de dün elektrikli otomobil pazarına odaklanarak, 2019 sonunda Türkiye'nin her yerini elektrikli araçla dolaşabilecek şekilde bir sistem oluşturup, 200 ayrı lokasyonda hızlı şarj istasyonu kuracağını ve bunun için 10 milyon dolarlık bir yatırım gerçekleştireceğini duyurmuştu.
Eğer Vestel konsept adı VEO olarak belirlenen bu araçla otomobil pazarına girerse akılıl telefon pazarında Venüs ile yer alan grup otomobilde de VEO ile boy gösterecek.
Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu Sanayi ve Ticaret AŞ'de Zorlu Holding’in, Anadolu Grubu, BMC, Kök Grubu ve Turkcell ile birlikte yüzde 19'arlık payı bulunuyor.
Gürcan Karakaş’ın CEO olarak görevlendirildiği ve ilk prototipinin 2019 yılının sonunda çıkması beklenen yerli otomobil projesinde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin ise yüzde 5’lik payı var.
Yerli otomobil projesi kapsamında kurulan Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu’nda yer alan beş ‘babayiğit’ten biri olan Zorlu Holding’in ilk yerli otomobilinin tasarımları ortaya çıktı.
Habertürk’ten Necdet Çalışkan’ın haberine göre Türk Patent ve Marka Kurumu’na Vestel Elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş. aracılığıyla yapılan tasarım tescil başvurusunda, otomobilin ilk görselleri de paylaşıldı. İşte o başvuru:
Vestel'in 7 Eylül 2018'de yaptığı tescil başvurusunun yer aldığı ve 9 Ekim 2018 tarihinde yayınlanan Türk Patent ve Marka Kurumu’nun Tasarımlar Bülteni’ne göre Vestel’in yerli otomobilinin adı ise “VEO” olacak. 6 farklı görselin paylaşıldığı başvuruya göre VEO'nun tasarımcıları ise şunlar: Burak Emre Altınordu, Kazım Doku ve Mehmet Kaya.
3 AYLIK İTİRAZ SÜRESİ VAR
Vestel’in tasarım tescil başvurunun yer aldığı Türk Patent ve Marka Kurumu’nun 9 Ekim 2018 tarihli Tasarımlar Bülteni’nde sözkonusu tasarımla ilgili itiraz sürecine de yer verildi.
Buna göre Vestel'in bu tesciline gerçek veya tüzel kişiler ile ilgili meslek kuruluşları gerekçelerini açıkça belirtmek ve ilgili yönetmelikte öngörülen şartları yerine getirmek koşuluyla, 3 ay içinde itirazda bulunabilecek. “VEO” adlı otomobilin tasarımıyla ilgili itiraz süreci 2019 yılının Ocak ayı ortasında sona erecek.
İşte Veo'dan ilk görüntüler:
'ELEKTRİKLİ'YE ODAKLANACAK
Zorlu grup şirketlerinden Zorlu Enerji de dün elektrikli otomobil pazarına odaklanarak, 2019 sonunda Türkiye'nin her yerini elektrikli araçla dolaşabilecek şekilde bir sistem oluşturup, 200 ayrı lokasyonda hızlı şarj istasyonu kuracağını ve bunun için 10 milyon dolarlık bir yatırım gerçekleştireceğini duyurmuştu.
Eğer Vestel konsept adı VEO olarak belirlenen bu araçla otomobil pazarına girerse akılıl telefon pazarında Venüs ile yer alan grup otomobilde de VEO ile boy gösterecek.
Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu Sanayi ve Ticaret AŞ'de Zorlu Holding’in, Anadolu Grubu, BMC, Kök Grubu ve Turkcell ile birlikte yüzde 19'arlık payı bulunuyor.
Gürcan Karakaş’ın CEO olarak görevlendirildiği ve ilk prototipinin 2019 yılının sonunda çıkması beklenen yerli otomobil projesinde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin ise yüzde 5’lik payı var.
10 Ekim 2018 Çarşamba
Rusya'da elektrikli otomobil satışları patladı
Rakam düşük ama "yüzdesi" büyük... Rusya'da yılın ilk sekiz aylık döneminde elektrikli otomobil satışları yüzde 72 oranında artış gösterdi
Otomotiv analiz ve istatistik ajansı Avtostat'ın yayımladığı veriler ülkedeki elektrikli otomobil sayısının düşük olmasına karşın satışların üst üste yedi aydır arttığına işaret ediyor.
Pazarın lideri 8 ayda 44 adet satılan Nissan Leaf. İkinci sırada 38 adetlik satış rakamıyla Tesla var.
Ülkedeki toplam elektrikli otomobil sayısı 2 bin 500 civarında. En çok elektrikli otomobil bulunan yerler Moskova, Podmoskovye tabir edilen Moskova'ya yakın yerleşimler ve St. Petersburg.
(Turkrus)
Zorlu Enerji, Türkiye'yi hızlı şarj cihazlarıyla donatacak
Zorlu Enerji Grup Başkanı Sinan Ak, "2019 sonunda Türkiye'nin her yerini elektrikli araçla dolaşabilecek şekilde bir sistem oluşturarak 200 ayrı lokasyonda hızlı şarj istasyonu kuracağız ve 10 milyon dolarlık bir yatırım gerçekleştirmiş olacağız" dedi
Zorlu Enerji Grup Başkanı Sinan Ak, şu anda İstanbul-İzmir-Ankara yolu üzerinde kurdukları 10 hızlı şarj istasyonunu bu yıl sonuna kadar 25'e çıkaracaklarını belirterek, "2019 sonunda Türkiye'nin her yerini elektrikli araçla dolaşabilecek şekilde bir sistem oluşturarak 200 ayrı lokasyonda hızlı şarj istasyonu kuracağız ve 10 milyon dolarlık bir yatırım gerçekleştirmiş olacağız." dedi.
Ak, Zorlu Enerji Solutions (ZES) markasıyla kurdukları hızlı şarj istasyonu modelini AA muhabirine anlattı.
Vestel'in şu anda hızlı şarj istasyonu konusundaki Ar-Ge çalışmalarını tamamlamak üzere olduğunu ve seneye seri üretime geçmeyi planladığını belirten Ak, Zorlu Enerji olarak Vestel'in ürettiği hızlı şarj istasyonlarını pazarda kullanacaklarını dile getirdi. Ak, bu anlamda işin henüz başında olduklarını fakat elektrikli araçların geleceğin en önemli konularından biri olacağını ifade etti.
Şu anda Türkiye'de elektrikli araç sayısının düşük olduğunu aktaran Ak, bunun sebebini ise hızlı şarj istasyonlarının yaygın olmamasına bağladı.
"Elektrikli araçta maliyet 4-5 kat daha az"
ZES kapsamında kurdukları istasyonların Türkiye'ye bir otomobil bayisinin getirdiği ilk seri üretim ve uzun menzilli elektrikli araç olan Jaguar'ı 45 dakikada doldurduğunu ve bu batarya ile 400 kilometrelik yol gidilebildiğini vurgulayan Ak, "Elektrikli araçlarda hızlı şarj istasyonlarıyla benzin veya dizel araçlarla karşılaştırıldığında 4-5 kata varan bir yakıt tasarrufu söz konusu. Maliyet evlerde şarj edildiğinde daha düşük ama daha uzun zaman alıyor. Bu şekilde şarj edildiğinde 400 kilometrede 54 liralık bir elektrik maliyeti çıkıyor ama zaman olarak çok uzun." diye konuştu.
Ak, bir istasyonda aynı anda dört aracın şarj edilebildiğini ifade ederek, kuracakları sistem hakkında, şu bilgileri verdi:
"10 hızlı şarj istasyonunu İstanbul-İzmir-Ankara üçgeninde ayrı lokasyonlarda kurduk. Biz bu istasyonların sayısını bu yıl sonuna kadar 25'e çıkaracağız. 2019 sonunda Türkiye'nin her yerini elektrikli araçla dolaşabilecek şekilde bir sistem oluşturarak 200 ayrı lokasyonda hızlı şarj istasyonu kuracağız ve 10 milyon dolarlık bir yatırım gerçekleştirmiş olacağız. Böylece, Türkiye'nin her tarafına elektrikli araçla gidebilecek şekilde bir hızlı şarj istasyonu ağı olacak. Ayrıca bir de aplikasyon geliştirdik ve hala üzerinde çalışıyoruz. Araçlar, aplikasyon üzerinden rezervasyon yapılıp şarj edilebilecek. Zaten şarj istasyonu arabayı tanıyacak ve ödemesi de uygulama üzerinden kolaylıkla yapılabilecek. Talebe göre de buradaki altyapıyı güçlendireceğiz."
Ak, aynı zamanda uygulama ile "rooming" sistemini de başlatabileceklerini ve bunun üzerinden ZES haricindeki şarj istasyonlarından da rezervasyon alınabileceğini söyledi.
"Yeni markalar Türkiye pazarına gelecek"
Ak, Jaguar'ın Türkiye'ye 2019'da bin elektrikli araç getirmeyi planladığını ve bunun yanı sıra birçok markanın da Türkiye'yi planlarına almaya başladığını anlattı. Bu kapsamda Türkiye'ye gelecek çok marka olduğunu belirten Ak, 2022-2023'te artık elektrikli araçların daha ucuza üretilebilir hale geleceğini kaydetti.
Ak, ABD'ye uygulanan gümrük vergileri sebebiyle Türkiye'ye gelecek markaların Avrupa, Japonya ve Çin markaları olacağını bildirdi.
ZES kapsamında yaptıkları çalışmayı Türkiye'ye bir yatırım olarak gören ama bu yatırımın getirisinin üç seneden sonra ancak başlayabileceğini belirten Ak, elektrikli araçların dağıtım şebekesine nasıl bir yük bindirdiğini araştırdıklarını ifade etti.
Elektrik dağıtım şirketlerinin 2020 sonrasındaki yatırım planları içerisine bu istasyon yatırımlarını almak durumunda kalacaklarını ve şirket olarak yurt dışında da hızlı şarj istasyonları kurmayı planladıklarına işaret eden Ak, "Avusturya ve Polonya'ya kadar olan Güneydoğu Avrupa'daki bütün ülkeleri sisteme dahil etmeyi düşünüyoruz. Oralarda şu an elektrikli araç yok, o yüzden olmayan yerde yapmak daha mantıklı." değerlendirmesinde bulundu.
Zorlu Enerji Grup Başkanı Sinan Ak, şu anda İstanbul-İzmir-Ankara yolu üzerinde kurdukları 10 hızlı şarj istasyonunu bu yıl sonuna kadar 25'e çıkaracaklarını belirterek, "2019 sonunda Türkiye'nin her yerini elektrikli araçla dolaşabilecek şekilde bir sistem oluşturarak 200 ayrı lokasyonda hızlı şarj istasyonu kuracağız ve 10 milyon dolarlık bir yatırım gerçekleştirmiş olacağız." dedi.
Ak, Zorlu Enerji Solutions (ZES) markasıyla kurdukları hızlı şarj istasyonu modelini AA muhabirine anlattı.
Vestel'in şu anda hızlı şarj istasyonu konusundaki Ar-Ge çalışmalarını tamamlamak üzere olduğunu ve seneye seri üretime geçmeyi planladığını belirten Ak, Zorlu Enerji olarak Vestel'in ürettiği hızlı şarj istasyonlarını pazarda kullanacaklarını dile getirdi. Ak, bu anlamda işin henüz başında olduklarını fakat elektrikli araçların geleceğin en önemli konularından biri olacağını ifade etti.
Şu anda Türkiye'de elektrikli araç sayısının düşük olduğunu aktaran Ak, bunun sebebini ise hızlı şarj istasyonlarının yaygın olmamasına bağladı.
"Elektrikli araçta maliyet 4-5 kat daha az"
ZES kapsamında kurdukları istasyonların Türkiye'ye bir otomobil bayisinin getirdiği ilk seri üretim ve uzun menzilli elektrikli araç olan Jaguar'ı 45 dakikada doldurduğunu ve bu batarya ile 400 kilometrelik yol gidilebildiğini vurgulayan Ak, "Elektrikli araçlarda hızlı şarj istasyonlarıyla benzin veya dizel araçlarla karşılaştırıldığında 4-5 kata varan bir yakıt tasarrufu söz konusu. Maliyet evlerde şarj edildiğinde daha düşük ama daha uzun zaman alıyor. Bu şekilde şarj edildiğinde 400 kilometrede 54 liralık bir elektrik maliyeti çıkıyor ama zaman olarak çok uzun." diye konuştu.
Ak, bir istasyonda aynı anda dört aracın şarj edilebildiğini ifade ederek, kuracakları sistem hakkında, şu bilgileri verdi:
"10 hızlı şarj istasyonunu İstanbul-İzmir-Ankara üçgeninde ayrı lokasyonlarda kurduk. Biz bu istasyonların sayısını bu yıl sonuna kadar 25'e çıkaracağız. 2019 sonunda Türkiye'nin her yerini elektrikli araçla dolaşabilecek şekilde bir sistem oluşturarak 200 ayrı lokasyonda hızlı şarj istasyonu kuracağız ve 10 milyon dolarlık bir yatırım gerçekleştirmiş olacağız. Böylece, Türkiye'nin her tarafına elektrikli araçla gidebilecek şekilde bir hızlı şarj istasyonu ağı olacak. Ayrıca bir de aplikasyon geliştirdik ve hala üzerinde çalışıyoruz. Araçlar, aplikasyon üzerinden rezervasyon yapılıp şarj edilebilecek. Zaten şarj istasyonu arabayı tanıyacak ve ödemesi de uygulama üzerinden kolaylıkla yapılabilecek. Talebe göre de buradaki altyapıyı güçlendireceğiz."
Ak, aynı zamanda uygulama ile "rooming" sistemini de başlatabileceklerini ve bunun üzerinden ZES haricindeki şarj istasyonlarından da rezervasyon alınabileceğini söyledi.
"Yeni markalar Türkiye pazarına gelecek"
Ak, Jaguar'ın Türkiye'ye 2019'da bin elektrikli araç getirmeyi planladığını ve bunun yanı sıra birçok markanın da Türkiye'yi planlarına almaya başladığını anlattı. Bu kapsamda Türkiye'ye gelecek çok marka olduğunu belirten Ak, 2022-2023'te artık elektrikli araçların daha ucuza üretilebilir hale geleceğini kaydetti.
Ak, ABD'ye uygulanan gümrük vergileri sebebiyle Türkiye'ye gelecek markaların Avrupa, Japonya ve Çin markaları olacağını bildirdi.
ZES kapsamında yaptıkları çalışmayı Türkiye'ye bir yatırım olarak gören ama bu yatırımın getirisinin üç seneden sonra ancak başlayabileceğini belirten Ak, elektrikli araçların dağıtım şebekesine nasıl bir yük bindirdiğini araştırdıklarını ifade etti.
Elektrik dağıtım şirketlerinin 2020 sonrasındaki yatırım planları içerisine bu istasyon yatırımlarını almak durumunda kalacaklarını ve şirket olarak yurt dışında da hızlı şarj istasyonları kurmayı planladıklarına işaret eden Ak, "Avusturya ve Polonya'ya kadar olan Güneydoğu Avrupa'daki bütün ülkeleri sisteme dahil etmeyi düşünüyoruz. Oralarda şu an elektrikli araç yok, o yüzden olmayan yerde yapmak daha mantıklı." değerlendirmesinde bulundu.
6 Ekim 2018 Cumartesi
Otomotivde rekabet satış sıralamasını değiştirdi
Bu yılın 9 ayında yoğun rekabete sahne olan otomotiv pazarında birçok markanın satış sıralamasındaki yeri değişti.
Bu yılın ocak-eylül döneminde yüzde 26,1 daralan otomotiv pazarı, satış rakamlarını korumaya çalışan markaların yoğun rekabetine sahne oldu. Farklı kampanyalarla müşterilerin dikkatinin çekilmeye çalışıldığı yarışta, birçok markanın satış sıralamasındaki yeri de değişti.
Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) verilerine göre, Türkiye'de 2018'in ocak-eylül döneminde 362 bin 465 otomobil, 100 bin 991 hafif ticari araç satıldı. 463 bin 456 olarak gerçekleşen toplam pazar, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 26,1 daraldı.
Bu yılın ocak-eylül döneminde otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarında en çok satılan marka sıralamasında Renault yine zirvedeki yerini korudu. Renault liderliği bırakmasa da pazardaki daralmaya paralel satışları yüzde 22,3 azalarak 66 bin 517'ye indi. Aynı dönemde marka, pazar payını ise yüzde 13,6'dan yüzde 14,4'e çıkardı.
Geçen yılın 9 ayında sıralamada dördüncü olan Ford, bu yıl 50 bin 489 satışla ikinciliğe yükseldi. 50 bin 435 satış yapan Volkswagen ise üçüncülüğünü korudu.
Honda üç basamak yükseldi
Bu yılın 9 ayında otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarında Fiat 49 bin 745 adetle dördüncülüğe geriledi. Fiat geçen yılın aynı döneminde 78 bin 785 adetlik araç satışı ile ikinci sırada yer almıştı. Hyundai ise 27 bin 639 adetle beşinci sıradaki yerini korudu.
2017'nin ocak-eylül döneminde sekizinci sırada yer alan Toyota, bu yıl 23 bin 409 satışla altıncılığa ulaştı. Dacia 22 bin 79 adetle bir basamak gerilerek listede yedinci oldu. Peugeot ise 21 bin 991 adetle bir basamak yükselerek sekizinci sıraya çıktı.
Listede 2017'nin 9 ayında 12'nci sırada bulunan Honda 20 bin 388 satışla dokuzuncu oldu. Mercedes-Benz 18 bin 577 satışla listede onuncu sırada yer aldı.
Volvo satışlarını en çok artıran marka
Bu yılın ocak-eylül döneminde 2 binin üzerinde satış rakamına ulaşan markalar incelendiğinde, 4 marka satışlarını artırırken, 16'sının satışlarında düşüş yaşandı.
Satışlarını geçen yılın 9 ayına göre en çok artıran marka yüzde 55,7 ile Volvo oldu. Volvo, bu yılın ocak-eylül döneminde 4 bin 175 satış gerçekleştirdi.
Volvo'yu yüzde 21,2'lik artışla Mitsubishi, yüzde 11,6 ile Honda ve yüzde 0,9 ile Skoda takip etti.
Söz konusu dönemde satışları en fazla azalan Citroen oldu. Geçen yılın 9 ayında 18 bin 92 adetlik satışa ulaşan Citroen, bu yılın aynı döneminde 9 bin 782 satış yaptı. Bu markayı yüzde 42,9'lık düşüşle Opel, yüzde 35,1'lik azalışla Volkswagen izledi.
Bu yılın ocak-eylül döneminde yüzde 26,1 daralan otomotiv pazarı, satış rakamlarını korumaya çalışan markaların yoğun rekabetine sahne oldu. Farklı kampanyalarla müşterilerin dikkatinin çekilmeye çalışıldığı yarışta, birçok markanın satış sıralamasındaki yeri de değişti.
Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) verilerine göre, Türkiye'de 2018'in ocak-eylül döneminde 362 bin 465 otomobil, 100 bin 991 hafif ticari araç satıldı. 463 bin 456 olarak gerçekleşen toplam pazar, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 26,1 daraldı.
Bu yılın ocak-eylül döneminde otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarında en çok satılan marka sıralamasında Renault yine zirvedeki yerini korudu. Renault liderliği bırakmasa da pazardaki daralmaya paralel satışları yüzde 22,3 azalarak 66 bin 517'ye indi. Aynı dönemde marka, pazar payını ise yüzde 13,6'dan yüzde 14,4'e çıkardı.
Geçen yılın 9 ayında sıralamada dördüncü olan Ford, bu yıl 50 bin 489 satışla ikinciliğe yükseldi. 50 bin 435 satış yapan Volkswagen ise üçüncülüğünü korudu.
Honda üç basamak yükseldi
Bu yılın 9 ayında otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarında Fiat 49 bin 745 adetle dördüncülüğe geriledi. Fiat geçen yılın aynı döneminde 78 bin 785 adetlik araç satışı ile ikinci sırada yer almıştı. Hyundai ise 27 bin 639 adetle beşinci sıradaki yerini korudu.
2017'nin ocak-eylül döneminde sekizinci sırada yer alan Toyota, bu yıl 23 bin 409 satışla altıncılığa ulaştı. Dacia 22 bin 79 adetle bir basamak gerilerek listede yedinci oldu. Peugeot ise 21 bin 991 adetle bir basamak yükselerek sekizinci sıraya çıktı.
Listede 2017'nin 9 ayında 12'nci sırada bulunan Honda 20 bin 388 satışla dokuzuncu oldu. Mercedes-Benz 18 bin 577 satışla listede onuncu sırada yer aldı.
Volvo satışlarını en çok artıran marka
Bu yılın ocak-eylül döneminde 2 binin üzerinde satış rakamına ulaşan markalar incelendiğinde, 4 marka satışlarını artırırken, 16'sının satışlarında düşüş yaşandı.
Satışlarını geçen yılın 9 ayına göre en çok artıran marka yüzde 55,7 ile Volvo oldu. Volvo, bu yılın ocak-eylül döneminde 4 bin 175 satış gerçekleştirdi.
Volvo'yu yüzde 21,2'lik artışla Mitsubishi, yüzde 11,6 ile Honda ve yüzde 0,9 ile Skoda takip etti.
Söz konusu dönemde satışları en fazla azalan Citroen oldu. Geçen yılın 9 ayında 18 bin 92 adetlik satışa ulaşan Citroen, bu yılın aynı döneminde 9 bin 782 satış yaptı. Bu markayı yüzde 42,9'lık düşüşle Opel, yüzde 35,1'lik azalışla Volkswagen izledi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)