http://www.otomobilsayfasi.com/foto-galeri/araclarda-bulunan-ikaz-lambalarinin-anlamlari-neler-galeri/1337385
25 Ağustos 2018 Cumartesi
24 Ağustos 2018 Cuma
Otomotivde rekabet satış sıralamasını değiştirdi
Bu yılın ocak-temmuz döneminde yüzde 16 daralan otomotiv pazarı, markaların yoğun rekabetine sahne oldu. Farklı kampanyalarla müşterilerin çekilmeye çalışıldığı yarışta, birçok markanın satış sıralamasındaki yeri de değişti.
Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) verilerine göre, Türkiye'de 2018'in ocak-temmuz döneminde 317 bin 894 otomobil, 88 bin 188 hafif ticari araç satıldı. 406 bin 82 olarak gerçekleşen toplam pazar, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 16 daraldı.
Söz konusu dönemde otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarında en çok satılan marka sıralamasında Renault yine zirvede yer aldı. Pazardaki daralma Renault'un satışlarına da yansıdı. Bu yılın ocak-temmuz döneminde Reanult'un satışları yüzde 11,1 azalarak 59 bin 229'a gerilese de pazar payını yüzde 14,6'ya çıkardı.
Geçen yılın ocak-temmuz döneminde sıralamada ikinci olan Fiat, 45 bin 61 adetlik satışla bu yıl yerini korudu. 44 bin 611 satış yapan Volkswagen de üçüncü sırada yerini aldı.
En çok satış yapan marka sıralamasında Ford ve Hyundai 44 bin 424 ve 24 bin 803 adetlik satışla sırasıyla dördüncü ve beşinci oldu.
TOYOTA VE PEUGEOT İKİ BASAMAK YÜKSELDİ
Geçen yılın ocak-temmuz döneminde sekizinci sırada yer alan Toyota, bu yıl 20 bin 8 adetlik satışla altıncılığa ulaştı. Peugeot da 19 bin 645 adetle iki basamak yükselerek listede yedinci oldu.
Dacia 18 bin 932 satışla sekizinci sırada yer aldı. Marka, geçen yılın aynı dönemde altıncı olmuştu. Geçen yılın ocak-temmuz döneminde onikinci sırada yer alan Honda, bu yıl 16 bin 502 satışla dokuzunculuğa ulaştı.
Listede 2017'nin ocak-temmuz döneminde onuncu sırada bulunan Mercedes-Benz 15 bin 987 satışla yerini korudu.
Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) verilerine göre, Türkiye'de 2018'in ocak-temmuz döneminde 317 bin 894 otomobil, 88 bin 188 hafif ticari araç satıldı. 406 bin 82 olarak gerçekleşen toplam pazar, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 16 daraldı.
Söz konusu dönemde otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarında en çok satılan marka sıralamasında Renault yine zirvede yer aldı. Pazardaki daralma Renault'un satışlarına da yansıdı. Bu yılın ocak-temmuz döneminde Reanult'un satışları yüzde 11,1 azalarak 59 bin 229'a gerilese de pazar payını yüzde 14,6'ya çıkardı.
Geçen yılın ocak-temmuz döneminde sıralamada ikinci olan Fiat, 45 bin 61 adetlik satışla bu yıl yerini korudu. 44 bin 611 satış yapan Volkswagen de üçüncü sırada yerini aldı.
En çok satış yapan marka sıralamasında Ford ve Hyundai 44 bin 424 ve 24 bin 803 adetlik satışla sırasıyla dördüncü ve beşinci oldu.
TOYOTA VE PEUGEOT İKİ BASAMAK YÜKSELDİ
Geçen yılın ocak-temmuz döneminde sekizinci sırada yer alan Toyota, bu yıl 20 bin 8 adetlik satışla altıncılığa ulaştı. Peugeot da 19 bin 645 adetle iki basamak yükselerek listede yedinci oldu.
Dacia 18 bin 932 satışla sekizinci sırada yer aldı. Marka, geçen yılın aynı dönemde altıncı olmuştu. Geçen yılın ocak-temmuz döneminde onikinci sırada yer alan Honda, bu yıl 16 bin 502 satışla dokuzunculuğa ulaştı.
Listede 2017'nin ocak-temmuz döneminde onuncu sırada bulunan Mercedes-Benz 15 bin 987 satışla yerini korudu.
21 Ağustos 2018 Salı
İşte hem dizel hem benzinli motor
RCCI teknolojisiyle geliştirilen ve hem dizel hem de benzinle çalışan motorlar gelecekte bize daha yüksek verim ve daha az emisyon salımı vaat ediyor. RCCI motor teknolojisi sayesinde dizel benzinli motor kullanan araçlar üretilebilecek.
Elektrikli otomobiller piyasa sürülüyor olmasına rağmen, çoğu kişi hala benzinle çalışan araçları kullanıyor. Büyük bir çoğunluk ise hala dizel yakıt kullanan araçları kullanıyor; ancak gelecekte RCCI motorlu araçlar sayesinde hem benzin hem de dizel yakıt kullanan araçları kullanabileceğiz.
RCCI motoru’nun açılımı reaktif kontrollü sıkıştırma ile ateşlemeli motor olarak karşımıza çıkıyor. Wisconsin-Madison Üniversitesi tarafından geliştirilen bu teknoloji, şu an hala laboratuvarlarda test aşamasında ve gelecekte bize hem benzin, hem de dizel yakıtı bir arada kullanabilme imkanı sunacak.
Yüzde 60 oranında termal verim sağlayan RCCI motoru; kullandığı yakıtının yüzde 60’ını güce çevirebiliyor. Yani şu anki teknolojilere oranla oldukça verimli bir motor.
Yüksek verimlilik sunacak
Dizel benzinli RCCI motoru, ortalama bir otomobile kıyasla verimlilikte büyük avantajlara sahip. Ortalama bir dizel motordan yüzde 10-15 oranında daha verimli çalışabiliyor. Pazardaki mevcut benzinli motorlar ise yüzde 30 – 40 aralığında verimlilik sağlıyor.
Reaktif kontrollü sıkıştırma ile ateşlemeli, RCCI motorunun çalışma prensibinde iki tip yakıt da kullanıyor. Burada karşımıza reaktivite kavramı çıkıyor, yani yakıtın motordaki yanma isteği. Çalışmak için hem benzin gibi düşük reaktiviteli bir yakıta, hem de dizel gibi yüksek reaktiviteye sahip bir yakıta ihtiyaç duyan RCCI motorlarda diğer yakıtları kullanmak da mümkün. Ancak dizel ve benzin, en yaygın kullanılan yakıt tipleri olduğu için motorda bu yakıtlar tercih edilmiş.
Daha az emisyon
Dizel benzinli RCCI motorlar; bizlere sadece daha verimli bir yakıt performansı sunmuyor, aynı zamanda daha düşük emisyon oranıyla daha temiz bir çevre de sunuyor.
Dizel benzinli motor
RCCI motorlar şimdilik ilgi çekici bir kavram olarak karşımıza çıksa da bu benzersiz ve oldukça yeni motor konseptininin bazı dezavantajları da var. Otomobillerde iki ayrı depo olacak olması ve sürücülerin otomobili çalıştırmak için iki farklı tip yakıt almak zorunda kalacak olmaları bunlardan bazıları.
Elektrikli otomobiller piyasa sürülüyor olmasına rağmen, çoğu kişi hala benzinle çalışan araçları kullanıyor. Büyük bir çoğunluk ise hala dizel yakıt kullanan araçları kullanıyor; ancak gelecekte RCCI motorlu araçlar sayesinde hem benzin hem de dizel yakıt kullanan araçları kullanabileceğiz.
RCCI motoru’nun açılımı reaktif kontrollü sıkıştırma ile ateşlemeli motor olarak karşımıza çıkıyor. Wisconsin-Madison Üniversitesi tarafından geliştirilen bu teknoloji, şu an hala laboratuvarlarda test aşamasında ve gelecekte bize hem benzin, hem de dizel yakıtı bir arada kullanabilme imkanı sunacak.
Yüzde 60 oranında termal verim sağlayan RCCI motoru; kullandığı yakıtının yüzde 60’ını güce çevirebiliyor. Yani şu anki teknolojilere oranla oldukça verimli bir motor.
Yüksek verimlilik sunacak
Dizel benzinli RCCI motoru, ortalama bir otomobile kıyasla verimlilikte büyük avantajlara sahip. Ortalama bir dizel motordan yüzde 10-15 oranında daha verimli çalışabiliyor. Pazardaki mevcut benzinli motorlar ise yüzde 30 – 40 aralığında verimlilik sağlıyor.
Reaktif kontrollü sıkıştırma ile ateşlemeli, RCCI motorunun çalışma prensibinde iki tip yakıt da kullanıyor. Burada karşımıza reaktivite kavramı çıkıyor, yani yakıtın motordaki yanma isteği. Çalışmak için hem benzin gibi düşük reaktiviteli bir yakıta, hem de dizel gibi yüksek reaktiviteye sahip bir yakıta ihtiyaç duyan RCCI motorlarda diğer yakıtları kullanmak da mümkün. Ancak dizel ve benzin, en yaygın kullanılan yakıt tipleri olduğu için motorda bu yakıtlar tercih edilmiş.
Daha az emisyon
Dizel benzinli RCCI motorlar; bizlere sadece daha verimli bir yakıt performansı sunmuyor, aynı zamanda daha düşük emisyon oranıyla daha temiz bir çevre de sunuyor.
Dizel benzinli motor
RCCI motorlar şimdilik ilgi çekici bir kavram olarak karşımıza çıksa da bu benzersiz ve oldukça yeni motor konseptininin bazı dezavantajları da var. Otomobillerde iki ayrı depo olacak olması ve sürücülerin otomobili çalıştırmak için iki farklı tip yakıt almak zorunda kalacak olmaları bunlardan bazıları.
7 Ağustos 2018 Salı
Volkswagen bir ülkede daha dizelden çıkıyor
Volkswagen grubunun Audi, Porsche ve Skoda gibi diğer markalarıyla birlikte ekim ayı itibarıyla Avustralya'da binek araç modellerindeki tüm dizel seçeneklerinin kaldırılacağı açıklandı.
Volkswagen önümüzdeki birkaç hafta içerisinde, geçen seneye göre pazarı yüzde 28 daralan turbo dizel motora sahip binek araçlarının tamamının Avustralya satışını iptal etme kararı aldı.
Şirket, her ne kadar 11 milyon aracı etkileyen ve dizelin itibarını yerle bir eden 2015 yılındaki emisyon skandalının bu kararla ilgili olmadığını belirtse de Volkswagen grubu bugüne dek Audi, Skoda ve Porsche modelleri de dahil olmak üzere Avusturalya'da 100 bin aracını geri çağırmıştı. Ülkede dizele olan talep sürekli düşürüyor.
Passat modelinin dizel versiyonunu bu yıl satıştan kaldıran, Jetta serisini tamamen iptal eden Volkswagen, gelecek ay sadece benzinli motorla piyasaya çıkacak MY19 Golf ile birlikte Avustralya'da dizel satışını fiilen bitirmiş olacak.
Almanya merkezli grup geçen sene de dört kapılı CC coupe modeli yerine sadece benzinli motor opsiyonuna sahip Arteon'u koymuştu. Henüz Dieselgate skandalı ortaya çıkmadan da 2014 yılında Polo dizel versiyonunun satışını iptal etmişti.
Sedan modellerin yanı dizel SUV'lar için de radikal kararlar alındı. Standart 5 kapılı Tiguan'ın yanı sıra Passat Alltrack serisinin de dizel motorlusu satılmayacak.
Volkswagen'in dizel piyasasında sadece ticari araç segmentinde Amarok ve gelecek yıl piyasaya çıkaracağı Touareg büyük SUV ile varlığını sürdürecek.
MALİYETİ 2000 DOLAR ARTTI
VW grubunun Avustralya şefi Michael Bartsch, bu kararın nedeni olarak markanın küresel anlamda dizelden uzaklaşması ve elektrikli araçlara yapılan dev yatırımları gösterdi. Avrupa Birliği'nin WLTP testleri ve yaratılan karmaşanın da dizel üzerinde baskı yaratmaya devam ediyor.
Öte yandan uzmanlar, dizel araçlardaki maliyetin 2000 dolar arttığını, artık daha pahalıya alınabildiğini ve bakım masraflarının yükseldiğini ve dizelin avantajından faydalanmak için kilometrelerce yol yapılması gerektiğine dikkat çekiyor.
Volkswagen, geçtiğimiz mayın ayında tüm dünyada 2 litre turbo dizel (TDI) motorlu arabalarda tespit ettiği bir sorun üzerine Passat, Jetta ve Golf modellerinin de aralarında bulunduğu bazı dizel modellerinin üretimini geçici olarak durdurduğunu açıklamıştı.
Volkswagen önümüzdeki birkaç hafta içerisinde, geçen seneye göre pazarı yüzde 28 daralan turbo dizel motora sahip binek araçlarının tamamının Avustralya satışını iptal etme kararı aldı.
Şirket, her ne kadar 11 milyon aracı etkileyen ve dizelin itibarını yerle bir eden 2015 yılındaki emisyon skandalının bu kararla ilgili olmadığını belirtse de Volkswagen grubu bugüne dek Audi, Skoda ve Porsche modelleri de dahil olmak üzere Avusturalya'da 100 bin aracını geri çağırmıştı. Ülkede dizele olan talep sürekli düşürüyor.
Passat modelinin dizel versiyonunu bu yıl satıştan kaldıran, Jetta serisini tamamen iptal eden Volkswagen, gelecek ay sadece benzinli motorla piyasaya çıkacak MY19 Golf ile birlikte Avustralya'da dizel satışını fiilen bitirmiş olacak.
Almanya merkezli grup geçen sene de dört kapılı CC coupe modeli yerine sadece benzinli motor opsiyonuna sahip Arteon'u koymuştu. Henüz Dieselgate skandalı ortaya çıkmadan da 2014 yılında Polo dizel versiyonunun satışını iptal etmişti.
Sedan modellerin yanı dizel SUV'lar için de radikal kararlar alındı. Standart 5 kapılı Tiguan'ın yanı sıra Passat Alltrack serisinin de dizel motorlusu satılmayacak.
Volkswagen'in dizel piyasasında sadece ticari araç segmentinde Amarok ve gelecek yıl piyasaya çıkaracağı Touareg büyük SUV ile varlığını sürdürecek.
MALİYETİ 2000 DOLAR ARTTI
VW grubunun Avustralya şefi Michael Bartsch, bu kararın nedeni olarak markanın küresel anlamda dizelden uzaklaşması ve elektrikli araçlara yapılan dev yatırımları gösterdi. Avrupa Birliği'nin WLTP testleri ve yaratılan karmaşanın da dizel üzerinde baskı yaratmaya devam ediyor.
Öte yandan uzmanlar, dizel araçlardaki maliyetin 2000 dolar arttığını, artık daha pahalıya alınabildiğini ve bakım masraflarının yükseldiğini ve dizelin avantajından faydalanmak için kilometrelerce yol yapılması gerektiğine dikkat çekiyor.
Volkswagen, geçtiğimiz mayın ayında tüm dünyada 2 litre turbo dizel (TDI) motorlu arabalarda tespit ettiği bir sorun üzerine Passat, Jetta ve Golf modellerinin de aralarında bulunduğu bazı dizel modellerinin üretimini geçici olarak durdurduğunu açıklamıştı.
Elektrikli otomobillerin pil sorununa büyük çözüm
Elektrikli araçların pil sorununa çözüm geliştirildi. Böylelikle araçların menzili artarken, pillerin de aşırı ısınmasının önüne geçilebilecek.
Hemen hemen her sektörde, otomotiv endüstrisinin geleceği olarak görülen elektrikli otomobiller üzerine çalışmalar devam ediyor. Habertürk'ten Yiğitcan Yıldız'ın haberine göre, bu faaliyetlerden ortaya çıkan sonuçların bir çoğu mevcut teknolojilerin evrimi niteliğinde kalırken, bazıları ise birer devrim olarak karşımıza çıkıyor. ABD'li Dele Fayemi isimli bir mühendisin geliştirdiği yöntem, Tesla başta olmak üzere birçok elektrikli araç üreticisinin kabusu olan bataryaların aşırı ısınarak infilak etmesinin önüne geçiyor. Lityum pillerini 'novec' isimli iletken ve yanıcı olmayan bir sıvıda kaynatan Fayemi, bu yöntem ile pilleri hem soğutuyor hem de enerji kapasitelerini artırıyor.
KISA DEVRE YAPTIRMIYOR
Fayemi'nin yöntemi, eğer normal bir su yada sıvı içinde uygulanmış olsaydı sistemin kısa devre yapması kaçınılmazdı. Fakat, hali hazırda 'süper-bilgisayar'ları soğutmak için kullanılan novec sıvısı, iletken özelliği olmadığından bu gibi bir duruma yol açmıyor. Fayemi'nin keşfinin, otomotiv ve batarya teknolojisinde bir devrim yaratması kaçınılmaz gibi duruyor. Öyleki, ısı seviyesi 32 derecede sabit tutulan novec içindeki piller, elektrikli otomobillerdeki batarya sisteminin ısınarak infilak etmesinin önüne geçerken, bu araçların menzillerini de artırmış olacak.
VERİ MERKEZLERİNDE DE KULLANILACAK
Dele Fayemi'nin çalıştığı ABD'li tüketici ürünleri şirketi 3M, söz konusu yöntemi otomotiv endüstrisine taşımak istiyor. 3M kaynakları söz konusu yöntemin devasa soğutma sistemlerine ihityaç duyan veri merkezlerinde de kullanılabileceğini kaydediyor. 3M otomotiv elektriklendirme programının başındaki isim olan Ray Eby, "Otomobil üreticileri, uzun bir süredir bataryalardan en üst düzeyde verim almaya çalışıyor. Görünüşe göre bunu biz başardık" dedi.
GEÇEN YIL 115 MİLYAR DOLAR HARCANDI
Dünyanın önde gelen otomobil üreticilerinin 2023 yılına kadar toplam 225 milyar dolar yatırımla yüzlerce yeni elektrikli modeli sergilemesi bekleniyor. Otomotiv endüstrisinde, elektrikli otomobiller üzerine sadece 2017 yılında 115 milyar dolarlık Ar-Ge faaliyeti yürütüldüğü biliniyor. Bu rakamın büyük bir kısmı tedarikçilere giderken, elektrikli otomobil üretme maliyetinin halen içten yanmalı motora sahip bir otomobile göre daha yüksek olduğu belirtiliyor.
Bu durumu değiştirmek otomobil sektörünün önceliklerinden biri haline gelirken, diğer sektörlerde ellerindeki ürünleri elektrikli otomobillere uygun hale getirmeye çalışıyor. Maliyetleri düşürürken, araçların menzilini artırmak otomotivcilerin en büyük beklentisi olunca da, elektrikli otomobiller için ürün tedarik eden firmalara hiç olmadığı kadar çok standartlar getiriliyor. Kaynaklar, novec sıvısının beklentileri karşılaması halinde önümüzdeki dönemde elektrikli otomobillerin batarya sistemlerinde standart hale gelebileceğini belirtiyor.
Hemen hemen her sektörde, otomotiv endüstrisinin geleceği olarak görülen elektrikli otomobiller üzerine çalışmalar devam ediyor. Habertürk'ten Yiğitcan Yıldız'ın haberine göre, bu faaliyetlerden ortaya çıkan sonuçların bir çoğu mevcut teknolojilerin evrimi niteliğinde kalırken, bazıları ise birer devrim olarak karşımıza çıkıyor. ABD'li Dele Fayemi isimli bir mühendisin geliştirdiği yöntem, Tesla başta olmak üzere birçok elektrikli araç üreticisinin kabusu olan bataryaların aşırı ısınarak infilak etmesinin önüne geçiyor. Lityum pillerini 'novec' isimli iletken ve yanıcı olmayan bir sıvıda kaynatan Fayemi, bu yöntem ile pilleri hem soğutuyor hem de enerji kapasitelerini artırıyor.
KISA DEVRE YAPTIRMIYOR
Fayemi'nin yöntemi, eğer normal bir su yada sıvı içinde uygulanmış olsaydı sistemin kısa devre yapması kaçınılmazdı. Fakat, hali hazırda 'süper-bilgisayar'ları soğutmak için kullanılan novec sıvısı, iletken özelliği olmadığından bu gibi bir duruma yol açmıyor. Fayemi'nin keşfinin, otomotiv ve batarya teknolojisinde bir devrim yaratması kaçınılmaz gibi duruyor. Öyleki, ısı seviyesi 32 derecede sabit tutulan novec içindeki piller, elektrikli otomobillerdeki batarya sisteminin ısınarak infilak etmesinin önüne geçerken, bu araçların menzillerini de artırmış olacak.
VERİ MERKEZLERİNDE DE KULLANILACAK
Dele Fayemi'nin çalıştığı ABD'li tüketici ürünleri şirketi 3M, söz konusu yöntemi otomotiv endüstrisine taşımak istiyor. 3M kaynakları söz konusu yöntemin devasa soğutma sistemlerine ihityaç duyan veri merkezlerinde de kullanılabileceğini kaydediyor. 3M otomotiv elektriklendirme programının başındaki isim olan Ray Eby, "Otomobil üreticileri, uzun bir süredir bataryalardan en üst düzeyde verim almaya çalışıyor. Görünüşe göre bunu biz başardık" dedi.
GEÇEN YIL 115 MİLYAR DOLAR HARCANDI
Dünyanın önde gelen otomobil üreticilerinin 2023 yılına kadar toplam 225 milyar dolar yatırımla yüzlerce yeni elektrikli modeli sergilemesi bekleniyor. Otomotiv endüstrisinde, elektrikli otomobiller üzerine sadece 2017 yılında 115 milyar dolarlık Ar-Ge faaliyeti yürütüldüğü biliniyor. Bu rakamın büyük bir kısmı tedarikçilere giderken, elektrikli otomobil üretme maliyetinin halen içten yanmalı motora sahip bir otomobile göre daha yüksek olduğu belirtiliyor.
Bu durumu değiştirmek otomobil sektörünün önceliklerinden biri haline gelirken, diğer sektörlerde ellerindeki ürünleri elektrikli otomobillere uygun hale getirmeye çalışıyor. Maliyetleri düşürürken, araçların menzilini artırmak otomotivcilerin en büyük beklentisi olunca da, elektrikli otomobiller için ürün tedarik eden firmalara hiç olmadığı kadar çok standartlar getiriliyor. Kaynaklar, novec sıvısının beklentileri karşılaması halinde önümüzdeki dönemde elektrikli otomobillerin batarya sistemlerinde standart hale gelebileceğini belirtiyor.
6 Ağustos 2018 Pazartesi
Bursa'da üretilen sedan otomobillerin zirve yarışı
Yılın ilk yarısında da Türkiye’de en çok satan 10 otomobilden yedisi sedan oldu. İlk iki sırada ise Bursalı Renault Megane Sedan ile bir diğer Bursalı Fiat Egea Sedan var.
Türkiye bir sedan ülkesi. Avrupa'nın tersine satılan her 100 otomobilin yarısı sedan. Tüketicilerin tercihi bu yönde olunca sedanlar, en çok satan otomobiller sıralamasında ilk sıralarda yer alıyor.
2018'in ilk yedi ayında da tablo değişmedi. Türkiye'nin en çok satan 10 otomobiline bakıldığında, listede yedi sedan, iki hatcback bir SUV olduğu görülüyor.
FARK KAPANIYOR
Sabah'tan Ufuk Sandık'ın yazısına göre; Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) verilerine göre, 20 bin 639 adet satan Renault Megane Sedan Türkiye'nin en çok tercih edilen otomobili oldu. İkinci sıradaki Fiat Egea Sedan ise 20 bin 70 adet satıldı.
BURSA'NIN SEDAN REKABETİ
Bursa'da üretilen iki sedan arasında yaşanan rekabetin yılın ikinci yarısında daha da kızışması bekleniyor. Son iki yılın birincisi Fiat Egea'nın bu unvanı 2018'in daha ilk günlerinde kaybetse de yarıştan kopmadı ve farkı kapatmaya başladı. Bir ara 2 bin adetlere kadar yükselen fark, Ocak-Temmuz döneminde 569 adete geriledi. Fiat Egea 2016'da ve 2017'de en çok satan otomobil oldu. 2016'da 34 bin 755 adet olan satışlar 2017'de 42 bin 990 adede yükseldi. 2016'da Renault Megane 10 bin 821 adet, 2017'de ise 39 bin 272 adet satıldı.
İTHAL OTOMOBİL ERİYOR
Binek otomobil pazarında ithalatın payı azalmaya devam ediyor. ODD verilerine göre, 2018 Ocak-Temmuz aylarında 107 bin 178 adedi Türkiye'de üretilenler olmak üzere toplam 317 bin 894 adet binek otomobil satıldı. Yerli otoların payı yüzde 33.7'ye yükseldi. İthalatın payı ise yüzde 66.3'e geriledi. İthalatın payı mayısta yüzde 66.8, haziranda ise yüzde 66.5 oldu.
EN ÇOK SATAN 10 OTOMOBİL
Renault 20.639
Fiat Egea 20.070
Renault Clio 16.966
VW Passat 13.272
Toyota Corolla 13.230
Honda Civic 13.034
Hyundai i20 9.005
Peugeot 301 8.536
Ford Focus 8.465
Nissan Qashqai 8.288
Türkiye bir sedan ülkesi. Avrupa'nın tersine satılan her 100 otomobilin yarısı sedan. Tüketicilerin tercihi bu yönde olunca sedanlar, en çok satan otomobiller sıralamasında ilk sıralarda yer alıyor.
2018'in ilk yedi ayında da tablo değişmedi. Türkiye'nin en çok satan 10 otomobiline bakıldığında, listede yedi sedan, iki hatcback bir SUV olduğu görülüyor.
FARK KAPANIYOR
Sabah'tan Ufuk Sandık'ın yazısına göre; Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) verilerine göre, 20 bin 639 adet satan Renault Megane Sedan Türkiye'nin en çok tercih edilen otomobili oldu. İkinci sıradaki Fiat Egea Sedan ise 20 bin 70 adet satıldı.
BURSA'NIN SEDAN REKABETİ
Bursa'da üretilen iki sedan arasında yaşanan rekabetin yılın ikinci yarısında daha da kızışması bekleniyor. Son iki yılın birincisi Fiat Egea'nın bu unvanı 2018'in daha ilk günlerinde kaybetse de yarıştan kopmadı ve farkı kapatmaya başladı. Bir ara 2 bin adetlere kadar yükselen fark, Ocak-Temmuz döneminde 569 adete geriledi. Fiat Egea 2016'da ve 2017'de en çok satan otomobil oldu. 2016'da 34 bin 755 adet olan satışlar 2017'de 42 bin 990 adede yükseldi. 2016'da Renault Megane 10 bin 821 adet, 2017'de ise 39 bin 272 adet satıldı.
İTHAL OTOMOBİL ERİYOR
Binek otomobil pazarında ithalatın payı azalmaya devam ediyor. ODD verilerine göre, 2018 Ocak-Temmuz aylarında 107 bin 178 adedi Türkiye'de üretilenler olmak üzere toplam 317 bin 894 adet binek otomobil satıldı. Yerli otoların payı yüzde 33.7'ye yükseldi. İthalatın payı ise yüzde 66.3'e geriledi. İthalatın payı mayısta yüzde 66.8, haziranda ise yüzde 66.5 oldu.
EN ÇOK SATAN 10 OTOMOBİL
Renault 20.639
Fiat Egea 20.070
Renault Clio 16.966
VW Passat 13.272
Toyota Corolla 13.230
Honda Civic 13.034
Hyundai i20 9.005
Peugeot 301 8.536
Ford Focus 8.465
Nissan Qashqai 8.288
5 Ağustos 2018 Pazar
Ehliyet sınavında kağıt ve kalem dönemi sona erdi
Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB), tüm illerde "e-sınav" salonlarının faaliyete geçirilmesiyle motorlu taşıt sürücü kursu (ehliyet) sınavlarında kağıt ve kalem kullanımı son buldu.
Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerinden aldığı bilgiye göre, MEB Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğünce gerçekleştirilen motorlu taşıt sürücü kursu "e-sınav"ları bundan sonra 81 ilde yapılacak.
Daha önce, 28 ilde bulunan e-sınav merkezlerinin tüm illerde faaliyete geçirilmesiyle, motorlu taşıt sürücü kursu sınavlarının kağıt ve kalemle yapılması sonlandırıldı. Kağıt ve kalem kullanılarak dün yapılan son sınava 108 bin kişi katıldı.
Adaylar, bundan sonra 81 ildeki e-sınav merkezlerinde sınava girecek. Bu kapsamda yılda yaklaşık 2 milyon 500 bin adayın sınava girmesi öngörülüyor.
Maliyetler düşecek
Adaylar, e-sınav uygulaması sayesinde sınava randevu sistemiyle en yakın tarihte girebilecek ve sonuçlarını sınavın hemen ardından öğrenebilecek.
Kullanıcı dostu bilgisayar arayüzü ile adaylar, cevap kağıdında yanlış işaretleme, işaretlemeyi unutma gibi hatalardan da kurtulacak, bilgisayar kullanmayı bilmeyenler bile soruları rahatlıkla cevaplayabilecek.
E-sınavlarda, işitme engelli vatandaşlar için görsel, video, animasyon ve işaret diliyle sorular yer alacak.
Motorlu taşıt sürücü kursu "e-sınav"larının Türkiye genelinde yapılmasıyla, soru ve cevap kağıdı baskısı, işçilik, tasnif, nakliye gibi maliyetler de düşecek.
3 Ağustos 2018 Cuma
Otomobilde beyazdan vazgeçmedik
Türkiye'de bu yılın ilk 6 ayında trafiğe kaydı yapılan 310 bin 964 otomobilin yüzde 56,6'sını beyaz araçlar oluşturdu.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden yapılan derlemeye göre, haziran sonu itibarıyla trafikte kayıtlı toplam 22 milyon 679 bin 584 araç bulunuyor.
Yılın ilk 6 aylık dönemde trafiğe kaydı yapılan taşıtların 310 bin 964 adetle yüzde 54,3’ü otomobillerden oluştu. Otomobillerde en çok tercih edilen renk ise yüzde 56,6 ile beyaz oldu. Sürücülerin renk tercihinde beyazın ardından gri, siyah ve kırmızı geldi.
Bu yılın ocak ayında 43 bin 292, şubatta 21 bin 251, martta 32 bin 61, nisanda 30 bin 604, mayısta 30 bin 66 ve haziranda 18 bin 824 beyaz otomobil için trafik kaydı yapıldı. Sürücüler geçen yılın aynı döneminde de ilk tercihlerini beyazdan yana kullanmış, trafiğe kaydı yapılan otomobillerin yüzde 60'ını araç sahiplerinin vazgeçilmezi beyaz renkli taşıtlar oluşturmuştu.
Haziran ayı itibarıyla trafiğe kayıtlı 12 milyon 313 bin 637 otomobilin yüzde 38,1'inde (4 milyon 689 bin 581) LPG kullanıldığı tespit edildi. Dizel yakıtlı otomobillerin sayısı ise 4,5 milyona yaklaştı. Trafiğe kayıtlı otomobillerin yüzde 36,1'ini (4 milyon 451 bin 88) dizel yakıtlı araçlar oluşturdu. Benzinli otomobillerin oranı ise yüzde 25,4 oldu ve bu otomobillerin sayısı 3 milyon 129 bin 614 olarak hesaplandı.
RENAULT ZİRVEDE
Ocak-haziran döneminde trafiğe kaydı yapılan 310 bin 964 otomobilin 52 bin 250'sini Renault marka araçlar oluşturdu. Fransız marka, söz konusu 6 altı aylık dönemde birincilik koltuğunu kaptırmadı. Renault'u, Volkswagen ve Fiat takip etti.
Yılın ilk yarısında otomobillerin yüzde 43,2'sini 1501-1600 cc motor silindir hacimli araçlar oluşturdu. Otomobillerin yüzde 27,6'sının 1401-1500 cc, yüzde 12,9'unun 1300 cc ve altı motor silindir hacmine sahip araçlar olduğu görüldü.
"BEYAZ, TEMİZLİĞİNİN VE ONARIMININ KOLAY OLMASI NEDENİYLE TERCİH EDİLİYOR"
Motorlu Araç Satıcıları Federasyonu Başkanı Aydın Erkoç, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, yakıt tüketiminin daha az olması nedeniyle dizel araçların daha fazla tercih edildiğini hatırlattı.
Sürücülerin renkte ise ilk tercihlerinin beyaz olduğunu dile getiren Erkoç, bu rengin, temizliğinin ve onarımının kolay olması nedeniyle seçildiğini söyledi.
Erkoç, üretim yılı bakımından da tüketicinin en çok 2-3 yaş aralığını tercih ettiğini bildirdi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden yapılan derlemeye göre, haziran sonu itibarıyla trafikte kayıtlı toplam 22 milyon 679 bin 584 araç bulunuyor.
Yılın ilk 6 aylık dönemde trafiğe kaydı yapılan taşıtların 310 bin 964 adetle yüzde 54,3’ü otomobillerden oluştu. Otomobillerde en çok tercih edilen renk ise yüzde 56,6 ile beyaz oldu. Sürücülerin renk tercihinde beyazın ardından gri, siyah ve kırmızı geldi.
Bu yılın ocak ayında 43 bin 292, şubatta 21 bin 251, martta 32 bin 61, nisanda 30 bin 604, mayısta 30 bin 66 ve haziranda 18 bin 824 beyaz otomobil için trafik kaydı yapıldı. Sürücüler geçen yılın aynı döneminde de ilk tercihlerini beyazdan yana kullanmış, trafiğe kaydı yapılan otomobillerin yüzde 60'ını araç sahiplerinin vazgeçilmezi beyaz renkli taşıtlar oluşturmuştu.
Haziran ayı itibarıyla trafiğe kayıtlı 12 milyon 313 bin 637 otomobilin yüzde 38,1'inde (4 milyon 689 bin 581) LPG kullanıldığı tespit edildi. Dizel yakıtlı otomobillerin sayısı ise 4,5 milyona yaklaştı. Trafiğe kayıtlı otomobillerin yüzde 36,1'ini (4 milyon 451 bin 88) dizel yakıtlı araçlar oluşturdu. Benzinli otomobillerin oranı ise yüzde 25,4 oldu ve bu otomobillerin sayısı 3 milyon 129 bin 614 olarak hesaplandı.
RENAULT ZİRVEDE
Ocak-haziran döneminde trafiğe kaydı yapılan 310 bin 964 otomobilin 52 bin 250'sini Renault marka araçlar oluşturdu. Fransız marka, söz konusu 6 altı aylık dönemde birincilik koltuğunu kaptırmadı. Renault'u, Volkswagen ve Fiat takip etti.
Yılın ilk yarısında otomobillerin yüzde 43,2'sini 1501-1600 cc motor silindir hacimli araçlar oluşturdu. Otomobillerin yüzde 27,6'sının 1401-1500 cc, yüzde 12,9'unun 1300 cc ve altı motor silindir hacmine sahip araçlar olduğu görüldü.
"BEYAZ, TEMİZLİĞİNİN VE ONARIMININ KOLAY OLMASI NEDENİYLE TERCİH EDİLİYOR"
Motorlu Araç Satıcıları Federasyonu Başkanı Aydın Erkoç, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, yakıt tüketiminin daha az olması nedeniyle dizel araçların daha fazla tercih edildiğini hatırlattı.
Sürücülerin renkte ise ilk tercihlerinin beyaz olduğunu dile getiren Erkoç, bu rengin, temizliğinin ve onarımının kolay olması nedeniyle seçildiğini söyledi.
Erkoç, üretim yılı bakımından da tüketicinin en çok 2-3 yaş aralığını tercih ettiğini bildirdi.
Filo kiralama sektörünün devi Fleetcorp havlu attı
Filo kiralama sektörünün önemli oyuncularından Fleetcorp Operasyonel Taşıt Kiralama ve Turizm Anonim Şirketi'nin faaliyetleri durma noktasına geldi
Türkiye'nin dev filo kiralama şirketi Fleetcorp'ta 1.3 milyarlık borç nedeniyle büyük kriz yaşanıyor. 20 bin araçlık filosuyla sektörde önemli bir yere sahip şirketin Türk yöneticilerinden bir buçuk aydır haber alınmadığı da iddialar arasında.
Fleetcorp'ta yaşanan büyük krizi ve şirketle ilgili çarpıcı iddiaları Habertürk'ten Hakan Özenen yazdı. İşte Özenen'in o haberi:
Bu yılın başından itibaren gerek kurdaki gerekse faizdeki artışın bir çok şirket gibi filo kiralama şirketini de zor durumda bırakacağı ve borçları sermayelerinin 50 katına ulaşmış olan bazı şirketlerin havlu atacağı konuşuluyordu. Nitekim yıl bitmeden bir filo kiralama şirketi piyasadaki söylentilere göre kurdan ve faizden daha çok yönetim hatalarından ötürü zor duruma düştü ve yöneticileri de ortadan kayboldu. Bankalara olan 1,3 milyar TL borcunu ödeyemediği söylenen Fleetcop’un, piyasadaki pek çok galeriye kiralamadan dönen ikinci el araçları sattığı, ancak şirket yöneticilerinin bu araçların parası alındığı halde devrini gerçekleştirmeden ortadan kaybolduğu konuşuluyor.
GALERİCİLER ŞİRKET MERKEZİNİ BASTI
Önceki gün bazı galericilerin Fleetcop’un şirket merkezini bastıkları, kendilerine kağıt üzerinde satılmış olan araçların devrini alamadıkları için şirketin yönetim ofisini tahrip ettikleri hatta karşılarına şirketi temsilen çıkan kişileri de darp ettikleri haberi polise ulaşmadıysa da kulaktan kulağa yayıldı.
Otomobil pazarının en büyük alıcı grubu olan itibarı yüksek filo kiralama şirketleri için bu alışılmış bir durum değildi. Ancak bu bilgi yılın ilk çeyreğinden itibaren 2018’in hatta 2019’un filo kiralamacılar için çok zor olacağını ısrarla dile getirenler için de sürpriz değildi.
Yılın hemen başında Fleetcop’un bilançosuna bakıp bu şirkete araç satmayı kesen büyük markalar olduğu gibi, tehlike sinyallerini görmeyip bugün yöneticileri ortada olmayan şirketten 50 milyon TL alacağı olan otomobil markaları da var.
BANKALAR EL KOYDU AMA…
Fleetcorp bir buçuk ay kadar önce kirada olan araçların yetkili servislerine bir yazı yazarak kendilerine ait olan araçların kiralama müşterileri tarafından getirilmesi halinde bakıma alınmamasını isteyen bir yazı gönderdi. Bu yazı aslında şirketin durumuyla ilgili ilk önemli ipucunu veriyordu. Nitekim iddialara göre tam bu yazının yazıldığı tarihlerde şirketin CEO’su Barbaros Çıtmacı ‘ortadan kayboldu’. Bu haberin hazırlanması aşamasında Çıtmacı’ya ulaşma çabalarımız da sonuçsuz kaldı.
“CİDDİ YÖNETİM HATASI, HATTA KASIT VAR İDDİASI”
Fleetcorp’a gerek araç satarken şirketin yaklaşan sonunu görüp hesabını zamanında kapatmış olan markaların, gerekse şirketin CEO’sunu yakından tanıyan bazı finans kuruluşlarının yetkilileri Fleetcorp’un düştüğü durumun sürpriz olmadığını, şirketin içine düştüğü bu durumda kötü yönetim kadar suiistimal ihtimalinin de olabileceğine dikkat çekiyorlar. Şirketin bu şartlarda kurtulasının mümkün olmadığı, ancak şirkete en az 50 milyon dolar sermaye girişiyle, birkaç yıl içinde yeniden nefes alabileceği konuşuluyor.
“FİLOCULAR BATARSA PAZAR CİDDİ HASAR ALIR”
Filo kiralama şirketleri her ne kadar Türkiye otomobil pazarının tek alıcı değillerse de, en büyük kurumsal alıcı grubunu oluşturuyorlar. Bu şirketler sıfır kilometre araç pazarı kadar kullanılmış araç pazarının da en büyük pazar oluşturucuları konumunda.
Döviz borçlanıp, kiradan dönen araçları Türk Lirası karşılığında sattıkları için sadece son bir yılda yüzde ve araç olan şirketler oldu.
ARSASINI, TEKNESİNİ SATIP SERMAYESİNE KATAN OLDU
Kiralama şirketlerinin büyük çoğunluğunu etkileyen kur ve faiz artışı her şirkette Fleetcop gibi sonuçlar doğurmadı. Bu süreçte 50 milyon doların üzerinde dış kaynak bulup işini sürdürmeye gayret eden şirketler olduğu gibi, kıymeti arsalarını ve şirket ortaklarına ait olan tekneleri satarak sermayelerine katan ve böylelikle nefes alan şirketler de oldu.
Bazı kiralama şirketleri ise kendi elemanlarının kullandığı üst model araçları ikinci elde satıp, elemanlarına daha düşük segment araçlar vererek sermaye yaratmaya çalıştı.
Türkiye'nin dev filo kiralama şirketi Fleetcorp'ta 1.3 milyarlık borç nedeniyle büyük kriz yaşanıyor. 20 bin araçlık filosuyla sektörde önemli bir yere sahip şirketin Türk yöneticilerinden bir buçuk aydır haber alınmadığı da iddialar arasında.
Fleetcorp'ta yaşanan büyük krizi ve şirketle ilgili çarpıcı iddiaları Habertürk'ten Hakan Özenen yazdı. İşte Özenen'in o haberi:
Bu yılın başından itibaren gerek kurdaki gerekse faizdeki artışın bir çok şirket gibi filo kiralama şirketini de zor durumda bırakacağı ve borçları sermayelerinin 50 katına ulaşmış olan bazı şirketlerin havlu atacağı konuşuluyordu. Nitekim yıl bitmeden bir filo kiralama şirketi piyasadaki söylentilere göre kurdan ve faizden daha çok yönetim hatalarından ötürü zor duruma düştü ve yöneticileri de ortadan kayboldu. Bankalara olan 1,3 milyar TL borcunu ödeyemediği söylenen Fleetcop’un, piyasadaki pek çok galeriye kiralamadan dönen ikinci el araçları sattığı, ancak şirket yöneticilerinin bu araçların parası alındığı halde devrini gerçekleştirmeden ortadan kaybolduğu konuşuluyor.
GALERİCİLER ŞİRKET MERKEZİNİ BASTI
Önceki gün bazı galericilerin Fleetcop’un şirket merkezini bastıkları, kendilerine kağıt üzerinde satılmış olan araçların devrini alamadıkları için şirketin yönetim ofisini tahrip ettikleri hatta karşılarına şirketi temsilen çıkan kişileri de darp ettikleri haberi polise ulaşmadıysa da kulaktan kulağa yayıldı.
Otomobil pazarının en büyük alıcı grubu olan itibarı yüksek filo kiralama şirketleri için bu alışılmış bir durum değildi. Ancak bu bilgi yılın ilk çeyreğinden itibaren 2018’in hatta 2019’un filo kiralamacılar için çok zor olacağını ısrarla dile getirenler için de sürpriz değildi.
Yılın hemen başında Fleetcop’un bilançosuna bakıp bu şirkete araç satmayı kesen büyük markalar olduğu gibi, tehlike sinyallerini görmeyip bugün yöneticileri ortada olmayan şirketten 50 milyon TL alacağı olan otomobil markaları da var.
BANKALAR EL KOYDU AMA…
Fleetcorp bir buçuk ay kadar önce kirada olan araçların yetkili servislerine bir yazı yazarak kendilerine ait olan araçların kiralama müşterileri tarafından getirilmesi halinde bakıma alınmamasını isteyen bir yazı gönderdi. Bu yazı aslında şirketin durumuyla ilgili ilk önemli ipucunu veriyordu. Nitekim iddialara göre tam bu yazının yazıldığı tarihlerde şirketin CEO’su Barbaros Çıtmacı ‘ortadan kayboldu’. Bu haberin hazırlanması aşamasında Çıtmacı’ya ulaşma çabalarımız da sonuçsuz kaldı.
“CİDDİ YÖNETİM HATASI, HATTA KASIT VAR İDDİASI”
Fleetcorp’a gerek araç satarken şirketin yaklaşan sonunu görüp hesabını zamanında kapatmış olan markaların, gerekse şirketin CEO’sunu yakından tanıyan bazı finans kuruluşlarının yetkilileri Fleetcorp’un düştüğü durumun sürpriz olmadığını, şirketin içine düştüğü bu durumda kötü yönetim kadar suiistimal ihtimalinin de olabileceğine dikkat çekiyorlar. Şirketin bu şartlarda kurtulasının mümkün olmadığı, ancak şirkete en az 50 milyon dolar sermaye girişiyle, birkaç yıl içinde yeniden nefes alabileceği konuşuluyor.
“FİLOCULAR BATARSA PAZAR CİDDİ HASAR ALIR”
Filo kiralama şirketleri her ne kadar Türkiye otomobil pazarının tek alıcı değillerse de, en büyük kurumsal alıcı grubunu oluşturuyorlar. Bu şirketler sıfır kilometre araç pazarı kadar kullanılmış araç pazarının da en büyük pazar oluşturucuları konumunda.
Döviz borçlanıp, kiradan dönen araçları Türk Lirası karşılığında sattıkları için sadece son bir yılda yüzde ve araç olan şirketler oldu.
ARSASINI, TEKNESİNİ SATIP SERMAYESİNE KATAN OLDU
Kiralama şirketlerinin büyük çoğunluğunu etkileyen kur ve faiz artışı her şirkette Fleetcop gibi sonuçlar doğurmadı. Bu süreçte 50 milyon doların üzerinde dış kaynak bulup işini sürdürmeye gayret eden şirketler olduğu gibi, kıymeti arsalarını ve şirket ortaklarına ait olan tekneleri satarak sermayelerine katan ve böylelikle nefes alan şirketler de oldu.
Bazı kiralama şirketleri ise kendi elemanlarının kullandığı üst model araçları ikinci elde satıp, elemanlarına daha düşük segment araçlar vererek sermaye yaratmaya çalıştı.
1 Ağustos 2018 Çarşamba
ÇİN'İN YÜZDE 3'Ü TESLA
Elektrikli otomobillerin en büyük pazarı Çin'de yeni nesil enerjiyle çalışan, bataryalı, şarjlı hibrid ve yakıt pilli otomobillerin satışı 2017'de 777 bine ulaştı. Bu yılki tahmin ise 1 milyonu geçmesi. Hükümet, 2025'e kadar 7 milyon aracın satılmasını hedefliyor.
Geçen yıl satılan Tesla araçlarının miktarı ise 14 bin 779 adetti. Bu, ülkenin elektrikli otomobile piyasasının yüzde 3'üne denk geliyor ve Tesla'yı "En çok tercih edilen markalar" sıralamasında 10'ncu sıraya koyuyor. 2017'de Tesla'nın gelirlerinin yüzde 17'sini Çin oluşturdu.
Geçen yıl satılan Tesla araçlarının miktarı ise 14 bin 779 adetti. Bu, ülkenin elektrikli otomobile piyasasının yüzde 3'üne denk geliyor ve Tesla'yı "En çok tercih edilen markalar" sıralamasında 10'ncu sıraya koyuyor. 2017'de Tesla'nın gelirlerinin yüzde 17'sini Çin oluşturdu.
Almanya'da Elektrikli şirket araçlarına vergi indirimi geliyor
Almanya’da şirket araçlarını elektrikli olmasını teşvik amacıyla oluşturulan vergi indirimi tasarısı, bugün bakanlar kurulunca kabul edildi.
Federal Eyaletler temsilciliği tarafından da onaylanması gereken tasarıyla, ülkedeki elektro mobilitenin artırılması ve elektrikli araç payının yükseltilmesi planlanıyor.
Çok sayıda yeni elektrikli modelin pazara girmesinin beklendiği 2019 yılında uygulamaya konulması beklenen yeni düzenleme, 1 Ocak 2019 ile 31 Aralık 2021 arasında satın alınan veya kiralanan elektrikli ve hibrid şirket araçlarını kapsayacak.
Otomobil endüstrisi temsilcileri yeni düzenlemeyi olumlu karşılarken, çevre örgütleri vergi avantajının her şeyden önce çevreye zararlı olarak düşündükleri hibrit araçlara uygulandığını öne sürerek tasarıyı eleştirdi.
“Yeni vergi ayrıcalığı burada önemli bir unsur”
Federal Enerji ve Su Yönetimi Birliği (BDEW) Genel Müdürü Stefan Kapferer, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, “Federal hükumet vergi teşviki ile, Almanya'daki elektrikli hareketliliğin genişletilmesi için önemli bir itici güç sağlıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Şimdiye kadar şirketlerin genellikle dizel araçları şirket otomobilleri olarak seçtiklerini belirten Kapferer, “Bunun değişmesi için elektrikli otomobillerin finansal açıdan cazip olması gerekiyor. Yeni vergi ayrıcalığı burada önemli bir unsur.” ifadelerini kullandı.
Otomotiv Endüstrisi Birliği de elektrikli şirket araçlarına yönelik vergi avantajını, piyasada elektro mobilitenin artmasına yönelik “iyi bir katkı" olarak değerlendirdi.
Öte yandan, son zamanlarda elektrikli otomobil satışları artmasına rağmen pazar payı hala düşük seyrediyor. Elektrikli araçların tercih edilmemesinin ana nedenleri arasında araçların nispeten yüksek fiyatı, kısa menzili ve yetersiz şarj altyapısı olarak gösteriliyor.
Ülkede egzoz emisyonu skandalına karşın, dizel otomobiller hala bir şirket aracı olarak popülerliğini koruyor. Elektrikli araçların yüksek maliyetli olması nedeniyle vergi indiriminin pazarda olumlu bir etkisinin olup olmayacağı uzmanlarca tartışılıyor.
Federal Eyaletler temsilciliği tarafından da onaylanması gereken tasarıyla, ülkedeki elektro mobilitenin artırılması ve elektrikli araç payının yükseltilmesi planlanıyor.
Çok sayıda yeni elektrikli modelin pazara girmesinin beklendiği 2019 yılında uygulamaya konulması beklenen yeni düzenleme, 1 Ocak 2019 ile 31 Aralık 2021 arasında satın alınan veya kiralanan elektrikli ve hibrid şirket araçlarını kapsayacak.
Otomobil endüstrisi temsilcileri yeni düzenlemeyi olumlu karşılarken, çevre örgütleri vergi avantajının her şeyden önce çevreye zararlı olarak düşündükleri hibrit araçlara uygulandığını öne sürerek tasarıyı eleştirdi.
“Yeni vergi ayrıcalığı burada önemli bir unsur”
Federal Enerji ve Su Yönetimi Birliği (BDEW) Genel Müdürü Stefan Kapferer, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, “Federal hükumet vergi teşviki ile, Almanya'daki elektrikli hareketliliğin genişletilmesi için önemli bir itici güç sağlıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Şimdiye kadar şirketlerin genellikle dizel araçları şirket otomobilleri olarak seçtiklerini belirten Kapferer, “Bunun değişmesi için elektrikli otomobillerin finansal açıdan cazip olması gerekiyor. Yeni vergi ayrıcalığı burada önemli bir unsur.” ifadelerini kullandı.
Otomotiv Endüstrisi Birliği de elektrikli şirket araçlarına yönelik vergi avantajını, piyasada elektro mobilitenin artmasına yönelik “iyi bir katkı" olarak değerlendirdi.
Öte yandan, son zamanlarda elektrikli otomobil satışları artmasına rağmen pazar payı hala düşük seyrediyor. Elektrikli araçların tercih edilmemesinin ana nedenleri arasında araçların nispeten yüksek fiyatı, kısa menzili ve yetersiz şarj altyapısı olarak gösteriliyor.
Ülkede egzoz emisyonu skandalına karşın, dizel otomobiller hala bir şirket aracı olarak popülerliğini koruyor. Elektrikli araçların yüksek maliyetli olması nedeniyle vergi indiriminin pazarda olumlu bir etkisinin olup olmayacağı uzmanlarca tartışılıyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)